taşlanmış yeşil gibi bir renge sahiptir. bunu giyenlerin çoğu kendini potansiyel devrimci zanneder.
o iş montla değil yürekle olur derdim ama gerek yok.
deniz gezmişin giydiği monttur. giydiği mont siyasi bir anlama dönüşmüştür. deniz gezmişe bu montu giyiyorsun hemde kapitalizmi şikayet ediyorsun denildiğinde ama abi adamlar kaliteli yapıyolar diye cevap vermiştir.
benim montum / parkam. yeşil olduğu için seviyorum, giyiyorum. yakışıyorda aslında meret. ama arkadaşlar arasında " geldi deniz gezmiş. " esprisinden kurtulamıyorum. bir de insanların bakışları var tabiki. " aa bak bu kesin komünist. deniz parkası giymiş. " banane kardeşim deniz gezmiş ten. benim parkam o. başkasının değil. tövbe yaa.
--spoiler--
"sosyalizmi salt amerikan karşıtlığına indirgeyen ve bunu yaparken farkında olmadan avrupa'nın ekmeğine yağ süren deniz gezmiş'in montudur.."
--spoiler--
ne kadar da bilimsel, aydınlatıcı bir "deniz gezmiş ve montu" tanımlaması bu böyle, ağızlarımız açık kaldı, sözlük sarsıldı!
türkiye devrimci hareketinin yüz akı, türkiye devrimci gençliğinin ölümsüz önderlerinden deniz gezmiş'i örnek alan bir gençliğin giderek sokaklarda daha sık görülmesi mutluluk verici birşeydir. ama elbette yüzeysel biçimde, yalnızca giyimiyle benzemeye çalışılmasını istemeyiz.
sözlük yazarları "içi de dışı da" deniz gezmiş olan gençlerden ararlarsa, istanbul üniversitesi kampusları ve çevrelerinde bolca bulabilecekler.