inanılmaz bir şekilde bunu haklı bulan insanlar var. Neymiş bankalar zararlı imiş zararlı olana zarar verdiği için o kahramanmış soyduğu parayı fakir fukaraya dağıtmışsa eyvallah derim 20. Yüzyılın robin hood u der bende kahraman ilan ederim peki o para ne oldu? O paranın akıbeti aynı zamanda gezmişin bu konudaki haklılığını ve sıfatını belirleyen başlıca faktördür.
ısmet ınonu asılmaması ıcın elınden gelenı yapmıstır, kendısı o ara chp genel baskanıydı. partı ıcınde dıger partılerdekı gıbı zorlama yoktur. mılletvekılı oy verenler, kopek degıl! ne denırse onu yapsınlar.
Bir de bu chp lilerin bu deniz gezmiş yavşaklığını anlamıyorum. Herif chplilerin taptığı üniter yapıyı yapıyı yıkmaya çalıştı ama bu chpliler ilah gibi davranıyorlar adama. Herif anarşist amk. Üzerine bir de hırsızmış.
Aynen aynen. Kafasına kadın çorabı geçirip içi boş bir çantayla bir bankaya girip "şu çantayı doldur yoksa sıkarım kafana" deyip içi dolu çantasını alıp çıktı...
Hayal gücünüze tükürem sizin ya. Milliyetçinin cahili de hiç çekilmiyo ha.
ne amaç uğruna yaparsa yapsın yanlıştır. amaç yapılan yanlışı doğruya çıkarmaz.
lakin, bir de şu açıdan bakmak lazım.
ahmet ağanın bakkalını, manavını soymamış ya da bir sarrafı soymamış yani amacı halka zarar vermek değil. yumuşatıcı sebebp mi? elbette ki değil.
ama diyorum ki, bugün deniz gezmiş'e vatan haini, soguncu vs diyenler aynı iyi niyetle akp'nin yandaşa resmen peşkeş çektiği, ülkeyi yapım maliyetinin en az 3 katı zarara soktuğu projeleri de eleştirsinler, 17-25 aralık yolsuzluklarını da eleştirsinler, rıza'yı ve onun destekçilerini de eleştirsinler, sıfırlanan milyonları, italya'ya ve man adasına kaçırılan paraları da eleştirsinler, milyonluk rolexleri de eleştirsinler.
ülkücüler polis ile bir olup keklik gibi solcuları avlarken bir şeyler yapılması gerekiyordu.
kıbleleri amerika değildi halktı, silaha silahla cevap vermek gerekirdi. kendilerine silahla gelene gül mü vermeliydiler?
bir ara size 1969 yılın da hakkari' de zap suyunun üstüne deniz gezmiş ve arkadaşlarının yaptığı köprüyü de yazarım. devletten yardım almadan kendi paralarıyla...
Sağcısı solcusu bugüne kadar kaç özel ve kamu bankasını kılıfına uydurarak boşalttı/soydu biliyor musunuz? Toplamda devletin zararı bugünkü parayla 200 milyar dolardan daha fazladır. Ama banka soyan sadece deniz gezmiş hırsız öyle mi? Denizi ve arkadaşlarını diğer suçlarıyla birlikte idam ettiler. Bedelini canıyla ödedi. Ya bunlara ses çıkartmayanlar? Ya devleti ve kanunları kendi lehine kullananlar? Ya onlara göz yuman hukuk ve demokrasi havarileri? Bunların hesabını nasıl verecekler?
Hüsamettin Özkan’ın isminin politika arenasında ilk kez yoğun biçimde gündeme gelmesine vesile olan olay, Halkbankası’nın 1998 yılında açtığı usulsüz kredilere ilişkin soruşturma oldu. Müfettişler, Halkbankası eski Genel Müdürü Yenal Ansen’in Has ailesi başta olmak üzere birçok aile şirketine kredi açtığını ortaya çıkardılar. Hüsamettin Özkan ise uzun süre bu kredi ilişkilerini yalanladı, kredilerde sorumluluğun kendisine dayanması üzerine de Genel Müdür Ansen’in soruşturma kapsamına alınmasına onay verdi. Ancak Özkan kısa bir süre sonra soruşturmayı yürüten Bankalar Yeminli Murakıpları’nı “kasıtlı davranmakla” suçlayıp haklarında işlem yapılmasına ilişkin bir yazıyı Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’a göndermesi ortalığı karıştırdı. Özkan’ın bu müdahalesi Ansen’i üç davadan kurtardı. Böylece Özkan’ın “diplomatik girişimleri” Halkbankası yolsuzluğunun üzerini örtmüş oldu.
SEZER'iN HEDEFi OLDU
Halkbankası ile ilgili ikinci ciddi gelişme ise Dinç Bilgin’e ait Etibank’ın batması sonrasında yaşandı. Halkbankası’nın Bilgin’e borçlarını ödemek için 10 milyon dolar kredi açtığı ortaya çıktı. imzayı veren ismin ise yine Özkan olduğu belirtildi. Ancak Özkan yine olayı reddetti ve soruşturma kapatıldı. Özkan, Halkbankası kredileri üzerine art arda gelen bu soruşturmalar üzerine bankadaki sorumluluğunu ani bir kararla Aralık 2000’de Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal’a devretti. Devrin gerekçesini ise “kamu bankalarının özelleştirilmesinin kolaylaştırılması” olarak açıkladı. Ve böylece Özkan Halkbankası’ndan “işi bittikten sonra” kurtulmuş oldu! Bütün bu süreçte Özkan’a kimse dokunamadı. Başbakan Ecevit de “manevi oğlunu” sonuna kadar savundu.
Sezer’in “Çamurun üzerinde oturuyorsunuz. Yolsuzlukları koruyorsunuz” sözü işte Özkan’ın bu “denetim dışı” kalan icraatlarına yönelikti.
Devletten yetki alıp halkı soydular
Hiç sermaye koymaksızın yalnızca birilerinin desteğiyle kurulan tabela bankaları, 28 Şubat sürecinin yozlaşmış ortamında yalnızca patronlara hizmet etti. Karşılığı olmayan kredileri kendi şirketlerine kullandıran banka sahipleri, oluşan borcu daha sonra milletin sırtına yükledi. Batık 26 bankanın halkın cüzdanından çaldığı para, 65 milyar doları buldu.
28 Şubat süreci boyunca birçok banka battı. Bunların bir kısmı planlı bir şekilde, bir kısmı ise devlet eliyle batırıldı. O dönemde Egebank, Türkbank, Interbank, iktisat Bankası, Eti Bank, Toprak Bank, EGS Bank, Yurtbank, Bank Ekspres, EGS Bank, Bank Kapital, Pamukbank, Demirbank, Ulusal Bank, Yaşarbank, Sitebank, Tarişbank, Kentbank, Sümerbank, Bayındırbank, Marmarabank, impexbank, Kıbrıs Kredi Bankası istanbul Şubesi, TYT Bank, imar Bankası ve ihlas Finans battılar.
Elbette batan bankaların bir kısmı devletin basiretsizliğinin bir sonucuydu. Ancak o dönemde sermayesi olmadığı halde siyasilerin gücüyle kurulan bankalar vardı. Sanki birileri bu isimlere 'Devleti istediğiniz gibi soyabilirsiniz' dedi. Batan bankaların önemli bir kısmı 28 Şubat'ın mareşali görevini gören Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le birebir bağlantılıydı.
deniz gezmiş ve arkadaşlarının silahla soyduğundan çok daha büyük miktarları senelerdir hükümetler ve onların yandaşları karşılıksız krediler yoluyla soyuyor ama kimsenin sesi çıkmıyor. o iş ne olacak?