çocuk-lar hayır dedi asıldılar.
devlet ciddiye aldı hayırı astı.
düşünsenize uzun bir zamandır niye hayır denilmiyor ülkede.
dur demeyi bilmek, hayır demeyi ciddiye almak gerek işi cellatlara bırakmadan.
güncel ülke politikasıyla kıyaslandığında, sonuna kadar ciddiye alınması gerektiğini düşündüğüm, bilakis yakınlarından ve o dönemde onunla beraber hareket etmiş herkesten özür dilenmeli, yalanmı söylediler yani? türkiye hatta dünya amerikanın esiri olmadı mı? o gün deniz gezmiş'i asarak ciddiye alanlar. bugün bari naaşına saygıyla ansınlar.
ciddiye alınmıştır, o kadar alınmıştır ki halen daha kafası basan gençlere bir abi, yeni doğan bebeklere isim olmuştur. ciddiye alınmaması gerektiğini düşünenler ise o zamanlar korkularından -ayrıca amerikan yalakalıklarından- "evladımızdır" demeden asmıştır onu ve arkadaşlarını. bu zamanlarda ondan korkan, gerçekliğinden ve dürüstlüğünden rahatsız olanlarsa "ciddiye alınmamalı" demektedir. sonuçta haklılığı günümüzde bile kabak gibi ortadadır. deniz gezmiş'i ciddiye almak için komünist olma zorunluluğu da yoktur.biraz kafa -mümkünse çalışanından- ve ülkeni sevip sahiplenmenin "gerçek" anlamını bilmek yeterlidir. ha "nedir bu anlam?" diyen varsa, "ne demek istiyosun komünist kılıklı beyinsiz karı?" gibi atarları olan varsa, bir zahmet üşenmesin de bir okusun baksın şu yakın tarihe. çok gerilere gitmeye gerek yok. işinize gelirse.
inandığı dava uğruna (ne olursa olsun) hayatını, geleceğini, ailesini herşeyini hiçe sayan insanların önünde saygıyla eğilirim sadece.
bana tamamen zıt bir düşünce bile olsa bir inanç uğruna herşeyi silip atan insanlara saygı duyarım sonuna kadar.