ama kim bu deniz gezmiş ve arkadaşları diye soracak olursanız... 68'de mitingler yaparak abd'ye kin nefret kusan bu gençler vietnam savaşına karşı çıkmaktadırlar...
dünyanın bir ucundaki savaşı boykot etmektedirler... lakin burunlarının dibindeki çekoslavakya'daki kızıl ordu tankının üzerine çıkmış "özgürlük" diye bağıran bir çekoslavak gencini görmezlikten gelmektedirler...
burdan da kolayca anlıyacağımız gibi rusya'nın güdümündedirler...
edit: ölüleri çekiştirmek değildi amacım... onlar ölmüştür lakin görüşleri hala yaşamaktadır ben görüşlerini çekiştirdim sizin tabirinizle... ki abdullah çatlı deyince küfredenler buna mı bozuldu onu anlıyamadım.
sözlük formatını hiçe sayan edit: başlıkta bariz şekilde "sol" değil "deniz gezmiş ve arkadaşları" ifade edilmiştir. yani sol görüş fikire değil kişilere indirgenmiştir. iyi ya da kötü hedef alınmış şey deniz gezmiş ve arkadaşlarıdır. ilk entryi okuyan herkes bunu anlayacak kadar zekidir.
ya sonraki adım nedir? şudur; şimdi eleştirildi. birileri de çıkıp savunacak. sonra eleştiren kişiler bu savunmayı da silah olarak sahiplerine karşı kullanacaklar.. bu oyunları çok önceden gördük, hala görüyoruz. zaten ne vakit sözlükte adam gibi siyaset tartışıldı ki? komik bakınızlarla atışmalardan öteye gitmedi, gitmeyecek de.
hadi deniz gezmiş'in görüşlerine katılıyorum ya da katılmıyorum diyelim. burada ne denebilir? "hayır ondan değil bu sebepten şöyle yaptı" mı diyecek birileri? yaptıkları eleştirilebilir fakat buna cevap verecek kitle ne dese tatmin olmayacak bir "karşı kitle" var şu anda burada. sorun da budur.
3 dünya teorisini savunarak denizlerin sovyet eleştirisi verdiğini bilmeyen yazardan yine zırvalar. zira hareketleri kır ve metropol gerillası kavramları ile leninist örgütlenme ve mücadeleden çok maoist nüveler taşımaktadır. zaten kendileri sosyalist devrimci değil, milli demoktratik devrimci çocuklardır. bu anlamda onlara ruscu demek, cehaletin dışavurumundan başka bir şey değildir.
şimdi koyu romantizmi bırakıp biraz olsun realist olmayı deneyelim. "savundukları değerler uğruna ölümü göze aldılar ve ölüme korkusuzca gittiler sırf bunu için bile bir helal olsunu hak ettiler. yürüyün beee!" buna eyvallah derim diyecek sözüm yok. ama aynı samimi duygularla ülkücüler de ölüme koşmuş olamazlar mı? savundukları değerler denizlerinkinden farklı diye neden deniz ve arkadaşlarına gösterdiğin "helal olsun ağbi ya!" refleksini göster(E)miyorsun?
öte yandan tarihe mal olmuş kişilikleri kendinden gösterme hastalığı devam ediyor. bilen biri çıkıp deniz gezmiş'in ne olduğunu net bir biçimde ortaya koysun. adamı kemalistler de sahipleniyor pkk da. bu nasıl bir skaladır, aman yarabbi! pkk niiree, kemalizm nire! sonra maocu mu deniz gezmiş yoksa, sovyet güdümünde mi, milli demokratik devrimci mi? herkes kafasındaki dünya algısına göre, ideolojisine göre kendine bir deniz gezmiş yontmaya çalışıyor. erdal öz'ün "gülünün solduğu akşam"'ındaki kendilerini öldürmek istedikleri şeklindeki aktarımları denizlerin avukatı halit çelenk her ortamda bizzat yalanlıyor. bendeki kafa karışıklığını var sen düşün...
bu marangozların ve heykeltraşların tek ve sarsılmaz bir ortak yönü var ki o ada hemen hepsi koyu bir edebiyatla, romantizmle solu ve solcuları olumluyorlar. "solcuyum o halde sola dair ne varsa gözü kapalı evet demeyelim, delicesine haklı göstermeye çalışmalıyım" psikozuyla hareket ediyorlar. cemaat kültüründen bahsediyorum düpedüz. kendilerine sormak istiyorum; deniz gezmiş yaşasaydı bugün bir cengiz çandar olmayacağının garantisi var mıydı? acaba bir gençlik heyecanı mıydı tüm bunlar? 68 kuşağı döneklikleriyle anılan bugünün liberalleri veya çeteci ulusalcıları olarak tarihe geçmek zorundalar mıydı?