'Doğu Arkadaş, "Bildiğin gibi tahliye olamadım. Bu ayın 22'sine kaldı bizim tahliye işi. Yeni cezaevine de taşındık. Sing sing'ten farkı yok burasının. Sana uzun süredir mektup yazamadığım için kusura bakma. Öte yandan üniversitenin bizim için açmış olduğu tahkikatın sonucunu bekliyorum. Öyle zannederim ki 2 sömestr uzaklaştırma kararı verecekler. Benim öteki davaların durumu berbat. Ceza yeme ihtimalim kuvvetle muhtemel. Bugünlerde tek üzüldüğüm konu 6. Filonun gelişinde dışarda bulunamamak. "Yusuf Küpeli'nin başkan seçilmesi beni fazlasıyla sevindirdi. Fakat yine de bu oportünizmin tasfiyesi anlamına gelmez. Yalnız bu bizim için iyi bir fırsat olmalı. Benim burada kimseyle temasım olamıyor. Sen istanbul'a gelip te bizim çocukların FKF'ye giriş işini bir düzene soksan çok iyi olur. Cumhuriyette çıkan bir seri röportaj var. Bilmem okuyor musun? Bir işgal sonrası diye. Doğu Avrupayı anlatıyor. Anladığım kadarıyla revizyonizm bütün haşmetiyle gelmiş oturmuş. Doğu Avrupa'daki bu revizyonist gidişin kaynağını yani nedenini bir türlü bulamadım. Şimdilik bu kadar. Bütün arkadaşlara selam. Deniz
Sana her zaman için müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni...Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.
Baba, biz Türkiye'nin ikinci Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da... Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi... Ama bu topraklan yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları...
Düşün baba; Bugün hükümet işini, gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.
28 Ocak 1971 Deniz Gezmiş
(2)
baba;
mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar ölürler, önemli olan çok yaşamak değil,yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın. oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunda da bu olduğunu biliyordu.seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum.sadece senin değil, türkiyede yasayan kürt ve türk halklarının da anlayacağına inaniyorum.cenazem için avukatlarıma gerekli talimati verdim.ayrıca savcıya da bildirecegim.ankarada 1969 ölen arkadaşım taylan özgürün yanına gömülmek istiyorum.onun için cenazemi istanbula götürmeye kalkışma, annemi teselli etmek sana düşüyor.kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, abimi,kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.
aslın'da 2. entry de acıklamıyormu deniz ne için yola çıktıgını ? bende vermek istiyorum..
Baba;
Sana her zaman müteşekkirim.Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni.Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm.Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.
Baba biz Türkiye'nin ikinci kurtuluş savaşçılarıyız.Elbette ki hapisler atılacağız,kurşunlanacağız da.Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi.Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız.Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları.
Düşün baba,bu günkü hükümet,işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor.Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda.Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar.Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdalar.Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.
Ya vatan ya ölüm!
(29 ocak 1971)
düzeltme: kemalizmde, komünizme yer yoktur ama yine de kendine, "baba, kemealist düşünceyle yetiştirdin beni" dediği mektuptur. şaşkınlıkla bakıyorum şu anda ve ağzım açık kaldı.*