ne kadar aklıevvel insan var göstermiştir bu olay bize. hatta durum o kadar vahim ki, bir kesim insan bu yaşananı, recep tayyip erdoğan'ın çiftçiyle olan efsane diyaloğuna karşı koz olarak kullanma çabasındadır. oysa burada deniz baykal kimseye direktif vermemiştir, olayın gelişmelerinden haberi dahi yoktur. asıl recep tayyip erdoğan ve kabine arkadaşlarının türk halkını hafife alıcı uygulamaları, konuşmaları, üslupları unutulmayacaktır bu ülkede.
olayın vehameti ortada olmakla beraber deniz baykal'ın her zaman yaptığı fırsatçı taktiği uygulamak ise ayrı bir hatadır.
bu olay chp nin felsefesidir şeklinde söylemlere bürünmek ise sığ bir analizden öteye gidememektedir.
en önemli yanı ise sokaklara döktürülen linç kültürünün uzuvlarının ,tüm çizilen çağdaş tabloların bir tahayyülden ibaret olduğunu kendi elleriyle ortaya koymasıdır.
alanları dolduran kimselerin kim oldukları parçalanan pembe tablonun ardından kendini göstermiştir.
mükemmel demokrasi hangi ülkede vardır ki.kendini demokrat zannedip ıraka sözde demokrasi götüren amerikayı bile muhafazakarlar korumuyor mu.önemli olan demokrasi ve muhafazakarlığın dengede tutulmasıdır.amerika boyle ayakta durmuyorumu zaten..
d. baykal'ın muhalefet olmayı başaramadığı gibi, soğukkanlı bir şekilde davranamayıp olayı kendi lehine çevirmeyi başaramıdığı olaydır. baykal yüzünden chp nin adının böyle demokratik olmayan olaylarda geçmesinden de üzüntü duyulması gerekir.
ecevit'le kucaklasip ecevit'in son halini almaya baslamis, sosyalistiz diye kekelerken iyice kati milliyetcilige burunmeye yuz tutmus camianin, sokaklardaki o sozde fasist millyetcilige bile yakismiycak bir olayi gerceklestirmesidir.
konuyu uzatmanın manası yoktur, dayak yiyen yediği dayak yanına kar kalarak şikayetini geri çekmiştir, zaten vatandaş şikayetini geri çekmese chp hukuk müşavirliği vatandaşı anayasa da suç olarak kabul eden bir madde bulup şikayet edecekti.
ister muhafazakar deyin ister başka bir şey, ben iktidar aşkı ile her şeyi yapabilecek insanlar oldukları kanısına vardım bu chp lilerin, sizi sandığa havale ediyorum.
oy kazanmak için cem uzanla bile ortaklık kurmayı düşünen bir adamın oy kaybetmemek için elbette susarak arabasına bineceği olaydır.Tabiki karşılık vermeyecektir.Kalkıp yumruk atsa siyaset hayatı bitecektir bunu bilmektedir.O yüzdendirki kendisi arabasına binip gittikden sonra o adamı destekleyen o adamın görüş ve fikirlerini savunan ve o adamın başında olduğu partiye oy verecek insanlar adamı dövmüştür.Deniz baykalın adamı dövmesi ile onu destekleyenlerin o adamı dövmesi arasındaki ince çizgiyi şimdi anlayabiliyor musunuz ?
rte'yi protesto eden kişi(ler) rte'nin emriyle polis tarafından uzaklaştırılıp dövülürken, deniz baykal kimseye vur kır emri vermemiştir, kendisini protesto eden kişiye hakaret veya küfür etmemiştir.
ortada kendiliğinden gelişen bir şiddet var. haa, onaylıyor muyum? elbette hayır. fikir asla şiddetle karşılık bulmamalıdır.
söylemeden edemeyeceğim yine, aynı olay rte'ye yapılsaydı çoooooook daha farklı olurdu..... denizim baykalım ise sadece susmuştur.
Partizanlık yüzünden çok tartışılan olaydır ve malesef taraflıca tartışılmaktadır, çünkü video izlenirse Deniz Baykal adama Bir kelime bile etmemiştir.Arkasındaki tipler (ki korumaları bile değil büyük iihtimalle onlarda akılsız fedailer) direk adama dalmıştır.Sözleri her ne kadar yanlış olsada dövülmemesi gerekirdi.
Eveet gelelim bu konu altında nerdeyse kahraman ilan edilen Tayyip'e ; o gelen çiftçiye (gerçekten çiftçi yahut değil) ananı al git der halkçı olur,konuşması sırasında ona laf eden bir yaşlı adama otur yerine senin oğlun da işsiz kalsın ,ne olacak der halkçı olur.Askerlik yan gelip yatma yeri değil der vatansever olur.Ülkede her yeri araplara verir kalkınmacı olur.Daha neler neler.
Peki benim dahil uyuz olduğum Deniz Baykal hiç tepki vermeyince neden bu kadar yerilir .Sayın başbakan gibi kahraman olması için nerden geldiği belirsiz paralarla villalar mı yaptırmalı her olaydan sonra masum ayaklarına mı yatmalı, din ticareti mi yapmalı.Sorarım size...Hiç birimizin hoşuna gitmeyecek işler mi yapılmalı...
*Elimden geldiğince tarafsız yazmaya çalıştım ama birilerine taraflı da gelebilirim.
geçtiğimiz yıllarda sayın erdoğan ın yaşadığı olayın bir muadili dir. nasıl ki o zaman başbakanımızı küçük düşürmek için çifçi bile olmayan, amatör, yerel tiyatro kişisi nin eylemi, slogan haline getirilip, her iki lafın birinde ananı da al git, diğerinde de burası yatma yeri değil, diyenleri kınadık sa, bugün de bu durumu malzeme yapanları aynı zihniyetle kınıyoruz.
deniz baykal ile recep tayyip erdoğan arasındaki farkı bir kez daha gösteren olay. vatandaş, baykal'ın burnunun dibine kadar gelip, avazı çıktığı kadar bağırdığı halde, hatta sizi de gömecekler gibi hakaret vari cümleler kurduğu halde; baykal kendisine hiç bir fiili harekette bulunmadığı gibi iki kelime laf etmemiştir. aynı olayla erdoğan karşılaştığında kendisinin gösterdiği tepkiyi çok iyi biliyoruz. sonrasında dövülme hadisesi ise münferit bir olaydır. münferit olmasa; o adam öyle ulu orta dövülmezdi. erdoğan'ın adamlarının yaptığı gibi; polisle birlikte, vatandaş olay yerinden uzaklaştırılır, cezası daha sonra kesilirdi. **
üzücü bir olaydir. futbol fanatizminin şimdilerde siyaset fanatizmne karışmasıdır. bizde bu fanatiklik oldukça hiçbir zaman istediğimiz değeri alamamazı sağlıyacaktır.
halktan biri*, kendisine yöneltilen bir sataşmaya halk gibi cevap verir... normaldir.
Sırça kösklerin elit korkakları** ise dönüp giderler, çünkü onların kendileri için her türlü(!) fedakarlığı yapabilecek yağdanlıkları vardır.
şerlerde hayır gizlidir. onyıllardır milletin sırtından soyut ve somut erksel çıkarlar sağlayan oligarşik grubun ve aslında onlarca kısıtlandığı halde hala onları alkışlayan beyinsiz basiretsiz yüzde 15'lik aldanmış, gerçek cahil ve softa bir kesimin bir daha sittin sene iktidar olamayacağının mikro-sosyal bağlamda somut bir emaresidir.
