Düşünüyordum da, 2 adam, 2 lider ama ne büyük farklara sahipler.
Erdoğan ilk seçimde partisini "iktidar" yaptı. Baykal yıllarca "muhalefet". Erdoğan ülkeyi coşturdu, ilerletti. Baykal kafa karıştırdı, çözümsüzlük üretti. Erdoğan'a millet oyu gönülden verdi. Baykal'a kerhen. Erdoğan'ı halk bağrına bastı. Baykal'ı mecburiyetten sevdi. Erdoğan dimdik durdu. Baykal rüzgara göre yön değiştirdi. Erdoğan sözünün eri oldu. Baykal sözlerini duruma göre esnetti. Farkları saymakla bitiremeyiz. Özetle; Erdoğan'ı samimi buluyorum. Baykal'ı bulmuyorum. Geçen gün demecinde Deniz Baykal şu ifadeleri kullandı: "350 kişiden fazla milletvekili olan bir grup, muhalefetin bütün iyi niyeti, yapıcı, uzlaşmacı tavrına rağmen cumhurbaşkanını seçememiştir. Ne kadar üzücü." Gerçekten çok üzücü. "Kendin çal, kendin oyna" demekten kendimi alamıyorum. Acaba Baykal söylediklerine inanıyor mu yoksa bizi zeka özürlümü zannediyor?
Ortalığı karıştıran, Meclis'i, ülkeyi kaosa sürükleyen o. Sonra da zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkıyor. CHP hep bu samimiyetsizlik yüzünden kaybetti. Halbuki sözde değil, özde demokrat olabilselerdi; CHP solun tek başına kalesi olurdu. Bu rüyanın gerçekleşmesi Baykal'ın partiyi küskünlere de açmasıyla olur. Hikmet Çetin, Mustafa Sarıgül gibi isimler CHP'ye güç katar. Neyse olmayacak duaya amin denmez. Baykal partinin başında oldukça CHP ne uzar, ne kısalır.
Meydanlarda toplanan kalabalıklar, sivil toplum kuruluşlarının ve duyarlı vatandaşlarımızın başarısıdır. Baykal'ın kendisine pay çıkarmasına anlam veremiyorum. Atatürk, laik cumhuriyet, bayrak, ülke bütünlüğü söylemlerine her Türk vatandaşı coşku gösterir, desteklemek için mitinglere katılır. Vakit bulsam ben de giderdim. Ama oyum CHP'nin değil! Bilmem anlatabiliyor muyum?
Baykal ve Erdoğan arasındaki farklarla yazımıza başlamıştık. Finali de bir karşılaştırma ile getirelim. Erdoğan 50'sinde yorgun düştü. Baykal 70'inde maşallah delikanlı gibi. Baykal'ın Erdoğan'ı gıpta ettirdiği yegane özelliği bu "genç kalma" sırrı olsa gerek. Herhalde bunun da muhalefette kalmak, sorumluluk almamakla bir ilgisi vardır diye düşünüyorum.