Bence Baykal "cumhurbaşkanı" olmalı. Hak ediyor cumhuriyetimizin en üst makamını.
Bir kere yaş olarak önceliğe sahip. Tam 70 yaşında! Allah daha uzun ömürler nasip etsin. 34 yıldır aktif siyasetin göbeğinde. 34 yıllık siyasi hayatı boyunca topu topu 14 ay hükümette görev alabilmiş. O da aralıklarla. Ne diyeyim: Büyük başarı! insan önce kendisine, yaptıklarına, hezimetlerine bakar; sonra öyle ulu orta bağırmayı kendinde hak görür. Israrlıyım, Deniz Baykal cumhurbaşkanı olmalı.
Latifeleri bir yana bırakıp, Baykal'ı ve izlediği politikayı değerlendirelim. Baykal kışkırtıcı olmayı görev sayıyor. Tarafsız olunmalı diye konuşurken. Acaba kendisinin "tarafsızlığını" hiç değerlendiriyor mu? Vizyonu, bilgisi, yapıcılığı ile model oluşturamıyor. Bunun yerine agresif, ulusalcı, aşağılayıcı bir tutum sergiliyor.
Aklınca Tayyip Erdoğan'ın üzerinden "siyasi rant" elde etmeye çalışıyor. Ne kadar üzücü! Kendi başarından medet umacağına, rakibinin olası başarısızlığına bel bağlayacaksın! Erdoğan köşke çıksa "Memleket elden gidiyor, laik düzen yıkılıyor" diyecek. Çıkmasa "Korktu, kaçtı. Bu adamdan ne köy olur ne kasaba" diyecek. Gerçi dün gazetelere farklı bir söylemde bulunmuş.
Demiş ki "Söz veriyorum korktu kaçtı demem." Ama orada bile "hinlik" hissediliyor. Sanki Erdoğan'ın Baykal'ın "himmetine" ihtiyacı var intibaı doğuyor. ikisinin siyasi müktesebatına bakınca, hangisinin korunmaya muhtaç olduğunu anlamakta pek zorlanmazsınız. Baykal büyük lafların ardına sığınmayı "iyi siyaset" zannediyor. Anlamadığım, yıllardır iktidara gelemeyişinden hiç mi ders çıkarmıyor.
Güçlü muhalefete her zaman ihtiyaç var. Umudum DYP ve ANAP'ın ortak hareket edebilecek bir formül üzerinde uzlaşmaları. Hiç olmazsa Meclis'te akıllı söylemler, yeni yüzler, iktidar olmak için gayret gösteren bir ekip olur. Baykal gibi geçmişte yaşayan, Atatürk üzerinden rant elde etmeye çalışan zihniyet de tasfiye olur.
