deniz baykal a haksızlık mı ettik diye düşünmek

entry1 galeri0
    1.
  1. şöyle bir bakıyorum da, sosyalist biri olarak düşüncelerimi ve fikirlerimi tam anlamıyla temsil edebilecek bir parti yok. muhtemelen benim gibi insan çok. sosyalist olsun olmasın Sürekli kötünün iyisini seçmeye çalıştı benim gibiler. Asla partizan olmadık, asla taraftar olmadık. Hep günceli yakalayıp geleceği görmeye çalıştık. Düşlediğimiz o sol, hiçbir zaman iktidar olmadı. Özellikle 80 darbesi sonrası da zaten sol'u bitirdiler. Bunu defalarca kez yazdım, çizdim.

    Lakin sol'a bakınca, sol veya sol görünümlü partilere bakınca hep haksızlığa uğradıklarını da düşünmüşümdür. Ne dini ne de etnik kökeni asla siyaset unsuru gibi görüp oy kaygısına düşmemişlerdir. Çünkü ikisi de değiştirilemez. ikisi de siyasetin konusu değildir. Bu sebeple büyük oy tabanını zaten baştan kaybediyorlar. Bu da türk demokrasisinin önemli bir acı noktasıdır. Hem demokrasi isteriz hem de çözümsüzlüğe oy veririz. neyse.

    şu bir gerçek ki, türkiye'de sol'un oyu %30'lar civarındadır. Aşağı iner, yukarı çıkmaz. Ha bir de başka durum var çok kızdığım. Oy vermeyen kitlenin büyük çoğunluğu sol'a yakın kimselerdendir. Bu duruma başka bir başlıkta kızmak sanırım daha doğru. Ama şu çerçeveye bakıldığında sol'un şu zamandaki durumu pek iyimser değil. Ayrıca seçmenlerin de çok dürüst davranmadığını düşünüyorum. Yani çocuğundan yaşlısına soru sorsanız tek tek; hepsi dürüst, namuslu, proje üreten, çalmayan, yandaşını kayırmayan kimseleri seçerim der. Ama her seçimde de bunun öyle olmadığını net görürüz. Bunun haricinde seçim sonuçlarına etkiyen kanunsuzluklar da var ayrıca tartışılabilecek. Ama sonuç olarak böyle kimseler de halkın dediği gibi seçilmez. 'kemal kılıçdaroğlu', belki de en yakın ve en gerçekçi örnektir.

    iktidara bakıyoruz, dini kullanarak onca oy alıyor ama sayılan dürüstlük dışı yolsuzluklar, dini kullanma gibi etik olmayan unsurlar ve milyonlarca unsur; halkın seçilebilir aday statüsüne dahi girmesine engel. Dogmatik yaklaşımlar ve partizanlık, kutuplaşma vs. buna etken oluyor...

    Deniz baykal örneğini ele alalım. onca eleştirdik, eleştirdim. Elbette sol'un eleştiriye daha açık, daha olgun bir tavrı olduğunu da sanırım herkes kabul eder. mesela yolsuzluk yapan 100'den fazla vekil varken akp'de, chp'de adı bazı olaylara karışan ve yargı ile yolsuzluğu ispatlanmamış sevigen istifa edebiliyor. Bunlar görmek istediğimiz hareketler. 'Deniz baykal' da, yolsuzluklara karışmamış ender siyasilerden. Hatta daha da somutlaştıralım, adı yolsuzluğa karışmamış siyasiler: 'deniz baykal', 'bülent ecevit', 'recai kutan' ve 'devlet bahçeli'dir.

    Deniz baykal yolsuzluk yapmamış, en çok proje üreten partinin lideri olmuş, din-etnik köken siyaseti yapmamış vs... Ama eleştiriler alıyor. Sevilmiyor. Sebep olarak ise öyle aman aman şeyler de söyleyemeyiz açık olalım. Bir tayyip ile kıyaslanamaz bile. veya bir başka parti lideri ile. eleştirdiğimiz parti içinde adamlarını koyması durumu sadece chp'ye has değil. Hatta sağ partiler ile kıyaslanırsa esamesi bile okunmaz. en basitinden bir akp'li vekil veya mhp'li vekil tek başına izin almadan konuşamıyor, önerge dahi veremiyor. halkı değil, başkanını temsil ediyor. Ama bu durum chp'de yok. Demek ki chp bu konuda eleştiriye daha açık.

    'baykal ı soğutturan detaylar':

    - baykal'ı antipatik yapan unsuru birçok kişi hatırlamaz bile. neden baykal'a kızdığını dahi hatırlamaz. hatırlatalım unutanlar için. baykal hükümet düşürdükten sonra çok tepki almıştı. istikrarsızlığa neden olduğu söylenmişti. güven ortamını dağıttı denmişti. Ama hatırlayın o zaman baykal, "devlet içinde çeteleşme var, derin devlet daha da derinleştiriliyor" demişti. buna müdahil olmayacağını söylemişti ve hükümeti düşürmüştü. Şimdi bakın ergenekon(!) denen zımbırtıya, o zaman bundan nemalananlar sarılmış, siyasi linç unsuru olarak kullanmaya çalışıyor. Bu bağlamda bakarsanız bundan ilk şikayet eden baykal'dır. Ama diğer taraftan davanın amacı dışında kullanıldığını söyleyip itiraz eden de baykal'dır. haklıdır da. tarih bu açıdan baykal'ı haklı çıkarmıştır.

    - bankalar furyasının çıktığı, kredilerin futursuzca dağıtıldığı ve paraların hortumlandığı dönemde, ilk tepkiyi koyan yine baykal'dır. hatırlayın, bu gidişatın hayırlı olmayacağını ve krize gebe olduğumuzu söylemiştir. Halk memnundur ve siyasiler memnun olan halkın gazı ile baykal'a yüklenmiş ve alkışlanmıştır. Ekonomide canlılık yaratıyorlar sanılmıştır. Ama kendi zenginlerini oluşturmuşlardır. Sonra noldu? bankalar battı. develüasyon oldu. kriz çıktı. paralar hortumlandı. Peki devlete görünen yükü ne idi? 53 milyar dolar. büyük para. Baykal olayı önceden görmüş ve halkı uyarmıştı. Oysa halk yaratılan tuzağın içinde baykal'a tepki vermiş, hortumcuları kucaklamıştı. Şimdi çoğu hala borç batağında. baykal yine haklı çıkmıştı. Ama siyasi rant olarak ekmeğini yine yiyemedi.

    - tezkere krizi var. Baykal yine ilk tepki koyup eleştiri alan oldu. Eleştirildi. Yandaş medyaca linç edildi. Ama aradan 1 sene geçtikten sonra tezkere metni adam gibi okundu. Ve ne kadar haklı olduğu çıktı. Ama medyada yer bulamadığından şamarı yediği ile kaldı. tezkere geçse, abd'nin süresiz olarak asker bulundurmasını kabul de etmiş olacaktık. istedikleri gibi serbest olacaklardı. Direkten döndük chp sayesinde.

    - takip ediyor musunuz bilemem, kaçınız magazin gazeteleri dışında gazete okur... Kaçınız meclisten geçen her yasayı inceler bilemem. Ama incelerseniz göreceksiniz ki, her gün ülke aleyhine kararlara karşı çıkan baykal, türkiye aleyhinde akp işlerine karşı tek direnen parti lideridir. daha iyisi yapılamaz mı? elbette yapılır. Ama şu durumda elimizde daha iyisi yok meclis içerisinde.

    - ve en beğendiğim işlerden birine imza attı baykal. parti sistemini, kemal kılıçdaroğlu'nun sunduğu dosya çerçevesinde değişime aldı. hegamonyasını belirli süreçte yok edecek bir proje bu.
    (bkz: chp de deniz baykal hegamonyasının sonunun gelmesi)
    bu açıdan gelişme olumlu.

    'baykal a kızdığım noktalar'

    - diğer partiler neyse de, sosyal demokrat iddiası ile parti içinde sistemi kendi hegamonyasına dönüştüren bir hal alan baykal'ı çok eleştirdim. nitekim bu değişiyor. yeni sistemde halkın etkinliği artacak. Ama bunu duyurmakta dahi yetersiz. Halkın haberi olmadığı sürece, bu sistem de uzun vadede işe yarar. Parti kolları bile daha yeni kuruluyor. Daha yeni organize oluyor. 'Gürsel tekin' önderliğinde. bu büyük ayıptır. bakalım, nasıl organize edecekler.

    - her seçim sonrası başarılı olduğunu iddia etmişlik artık herkesi yıldırdı. oy oranı birkaç puan artıyor ama tehlikeli bir artış. Sadece kentlerde artış. Oysa kırsalda chp silindi. eskinin halk partisi, şimdinin kent partisi oldu. güneydoğu'da oyu sıfır. sıfır, çok kötü bir rakam değildir. başlamak için aslında iyi bir noktadır da. Ama chp gibi önemli bir partinin emekçiden soyutlaşması, baykal'ın ayıbıdır. gürsel tekin'in gözden kaçırmamasına sevindiğim bir hadisedir bu. Zira kaybolan sendika ilişkilerini yeniden kuracağını açıkladı. irtibat sağlayacaklarını söyledi. Bakalım başarılı olacak mı...

    - kim ne derse desin, aslında iş bilen lider için akp, en büyük şanstır. Böylesine berbatça işlere imza atan bir partiye rağmen muhalefette etkisiz görünmek başarısızlıktır. Ayrıca bir noktaya dikkat çekmek isterim. CHP, mecliste halkın yararına duruş sergilese de, bunu pazarlayamaması başarısızıktır. iktidar en büyük aymazlıkları bile mükemmel derecede pazarlayabiliyorken, chp'nin gerçekleri duyuramaması kabul edilebilir şey değildir. 7 senede bunun önlemi dahi alınamamıştır. yeni yeni tv kanalları kurulmuş ama yetersizdir.
    (bkz: akp nin imza attığı ilkler ve enler)

    - chp, türkiye çapında halkı bilgilendirme, siyaset yapabilme çizgisinden çıkarılmıştır. 50 yıl önce oy alınan yer anadolu, bugün terk edilmiş bir bölgedir adeta. elbette akp'nin dtp ile gerginlik yaratıp, bölgede sadece 2 parti barındırma siyasetlerinin de etkisi var. Bu diğer partileri de etkiliyor. Ama bu mazeret değil. Ana muhalefet isen eğer, çaresini bulacaksın. Aksi kabul edilemez.

    'Baykal'a en çok kızdığım nokta':

    baykal ne kadar ağzıyla kuş tutsa da, tayyip'in siyasete girişinin önünü açan siirt seçimlerinin iptali meselesinin hesabını veremez. O imzanın altında elbet devlet bahçeli'nin de imzası vardır ama beni ırgalamaz. sosyal demokrat iddiasında olan sensin. düzgün lider olması gereken sensin. Sen bu ülkede gerçekten düzgün siyaset bekleyen seçmenlerin ama öyle ama böyle 'mecbur' kaldığı bir lidersin. Bu şekilde izin vermen, tayyip ile anlaşman vs. kabul edilebilir bir hadise değil. sen ona "ben cumhurbaşkanı olayım sen başbakan ol" dersen, o da sana işi bitince götünü elbet böyle döner. yüzlerce sözünden döndü, ondan niye dönmesin... hem bilmiyor musun tayyip'in ne olduğunu... Şimdi sen çığırdıkça tayyip şöyle-böyle diye, bu sebeple nefret doluyor milyonlarca insan sana... Çünkü solcu kesimin beklentileri yüksek... çünkü aydın insanların büyük hatalara tahammülü yok. Nitekim bu hata, kabul edilebilir bir hata değil. 7 senede telafi edebildiğin bir hata da değil. bak ne güzel "haksızlık mı ettim" diye düşünüyordum. Ama iş buna gelinceye kadar ettiğimi düşünürken, bu noktada tıkanıp kaldım. Bu hatanın hesabını veremedin. telafi edemedin. Umarım sol, sol'u daha iyi temsil edebilecek, hayati hatalar yapmayacak ve halkın bütününü kucaklayabilecek bir lidere kavuşur. özlediğimiz sol, yeniden siyaset sahnesinde, hatta mecliste boy gösterir.

    saygılar, sevgiler.

    http://albastropos.blogcu...tik-diye-dusunmek/5424718
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük