kapıdan adımını attığı andan itibaren kendini bütün mağazanın sahibi sanan insandır. terbiyesizin önde gidenidir. ne diğer müşterilere, ne de mağaza çalışanlarına saygısı vardır bu kişinin. çalışanları hizmetlisi zanneder, "işleri ne?" gibi hastalıklı bir zihniyete sahip olduklarından çıkardıkları kıyafetleri yerlerine koyma zahmetine girmedikleri gibi -ki bir çok mağazada kabinlerin yakınında bu denenmiş kıyafetlerin asılması için askılıklar mevcuttur zaten; fakat söz konusu kişi oraya dahi bırakma girişimde bulunmaz.- ters düz ettiği giysiyi düzeltmeye, yere düşen askıyı almaya dahi tenezzül etmez.
bi de yolda falan gördüğünüzde kılık kıyafetiyle adam zannettiğiniz kişiler yapar bunu. 3 parça eşya ile mağazayı satın alıyorum sanır.
özellikle indirim dönemlerinde inlerinden çıkar, mağazalar arasına karışırlar. parayla adam olunamadığının resmi belgesidirler efendim.
ya da.. denediği bütün kıyafetleri '' bu olmadı ama, bekli şu olur bi de onu deneyeyim'' niyetiyle giyip daha sonra baktı ki iş olacak gibi değil; amına koyim almıyorum lan deyip basıp giden insandır.
mağazaya girer, beğendiği, gözüne kestirdiği birkaç elbiseyi kucaklayıp doğrucana kabine doğru yol alır.... ve sıraya girer. bekler... bekler... bekler... sıra ona geldiğinde bi umutla girer içeriye. tek tek denemeye başlar. bitanesi tam kalçasında sabitledi. çıkmıyo yukarıya. çekiyo çekiyo ama yok amına koyim kalıbı küçük bunun! neyse. onu bırakıp diğerini denemeye koyulur. ama o da ne? aman yareppim bunun da kalıbı küççücük!
kıyafetlerin... daha doğrusu beğendiği kıyafetlerin içine giremediğine mi yansın? giymek için ayrı, çıkarmak için ayrı zaman harcayıp göt kadar kabinde kan ter içinde kaldığına mı yansın? yoksa... kabinden çıkıpta hiçbirini almadan hepsini görevliye verip '' görevli üzerinde yarattığı '' şerefsiz bari birini alaydın'' hissiyatına mı....
gözler yağmur öncesi yağmur gibi dopdolu olmuştur... hayalleri paramparça bi şekilde orayı ağır adımlarla terkeder.... bi yandan burnunu çeker bi yandan göbeğini...
yazık lan kıyamam. acıdım kendime... ayy pardon kadına! insana yani. hani deniyomuş deniyomuş almıyomuş ya. ona. evet.
olaya iki yönüyle bakmak gerekir her kıyafete el atan,mağazayı birbirine katan müşteriler olduğu gibi, suratsız peşinden adım adım gezen alcaksan al almıcaksın siktir git bakışı atan tezgahtarlar da var bu memlekette. yazlık bölgelerde göbekli amcalar atletlerin üzerine ulu orta yerde gömlek denerler ki kabin filan sallamazlar. Asıl saygıyı onlar hakeder benim gözümde.