demokratikleşme deyince tüm halkı kapsaması gerekiyor, ne zamandan beri tek tarafa yarar faaliyetler demokrasi çatısı altına giriyor. demokrasinin tarifi değişti de biz mi bilmiyoruz?
ben ülkemde kilise, sinagog açamıyorsam, benim cemevlerim ibadethane sayılmıyorsa; papaz yetiştiremiyorsam, haham yetiştiremiyorsam, dedelerim din adamı olmuyorsa, devletim çoğulcu demokrasi poltikası değil de çoğunlukçu demokrasi politikası güdüyorsa afedersiniz ama başlarım böyle demokratikleşmeye de böyle pakete de.
genel olarak din bağlamında "demokratikleşme" yapılmaya çalışılan pakettir.
aradan seçme hakkı verilmeden, birbiri ile alakasız maddeleri paket yaptılar götümüze soktular adına "ileri demokrasi" dediler. şimdi "ileri demokrasi" olduğumuzu söylediklerini unuttuğumuzu sanıp (koyunlar unutmuş olabilir) yeniden "demokratikleşme paketi" diye bir şeyi mabadımıza duhul ettiler. biz de nevşehir üniversitesi'nin adı değişince alevilerin bütün sorunları çözüldü, ne güzel de demokratikleştik diye sevinelim o zaman. resmen insanları aptal yerine koyuyorlar.
tek kişinin emrinde demokratik olan canım ülkem. senin daha çok mabadına emanetleri duhul ederler.
içeriğinden önce paketin hazırlanma ve sunum aşamasına bakalım.Paket 3-5 bakan tarafından gizlilik içinde, kimseye danışılmadan hazırlanmıştır. En azından Alevi ve Kürt kanaat önderlerine veya sivil toplum kuruluşlarına danışılabilirdi. Böyle olunca da size bu kadar demokrasi uygun gördük anlamına geliyor. Açıklanacağı gün basın toplantısına muhalifliği ile bilinen Sözcü, Cumhuriyet gibi gazetelerin alınmamasının demokrasi ile ne kadar bağdaştığı da ayrı bir konudur.
içeriği baktığımızda q,w,x harflerinin kullanımına ceza gelmemesi, partilerin isterlerse eşbaşkanlık uygulayabileceği zaten fiiliyat da olan şeyler. Roman enstitüsü açmak 2 saatlik üniversite senatosu toplantısında alınabilecek bir karardır. Nevşehir Üniversitesi'nin adını Hacı Bektaşı Veli yaparak Alevi sorununu çözeceğini düşündüklerine inanmak istemiyorum. Kurban derilerini toplama ile ilgili düzenlemenin demokrasiyle ilgisini çözemedim.
Siyasi partilere devlet yardımı barajını %3'e çekerek çekmeleri iyi birşey de BDP seçimlere bağımsız adaylarla girdiği için yararlanamayacağını galiba unutmuşlar. Farklı dilde propoganda yapma imkanı zaten olması gereken birşeydi.( 2011 seçimlerinde CHP seçim bildirgesini Kürtçe de yayınlamak istemiş ama yasak olduğu için yapmamıştı, ayrıca AB yolundaki Türkiye'de partiler ingilizce parti bildirgesi ile kendilerini AB'ye daha rahat tanıtırlar.)
Nefret suçları ile ilgili düzenleme çok güzel ancak cinsel yönelim kapsam dışı tutulmuş. Yani gay,lezbiyen, biseksüel ve trans bireylere gönül rahatlığıyla ayrımcılık uygulayabiliriz. Fazıl Say daha fazla ceza alacağı kesin gibi ancak cemevine terörist yuvası diyen Mehmet Metiner'in hali ne olacak göreceğiz.
Anadilde eğitimi özel okullarda olmak kaydıyla verildi ama içeriği boş bırakıldı. Kürtçe fen, matematik dersini kim verecek, müfredatı ve ders kitaplarını kim hazırlayacak o kısmı es geçilmiş. Bu öğrenciler tüm dersleri Kürtçe alırsa YGS ve LYS'de ne yapacaklar sorularına cevap yok.( Kişisel görüşüm derslerin %30'u veya %40'ı Türkçe dışındaki bir dille yapılır şeklinde bir madde konulması.) O kadar istediniz alın size anadilde eğitim naparsanız yapın gibi bir ruh hali sezdim.*
Önerilen seçim sistemlerinin hepsi AKP'ye yarayacak sistemler. Dar bölge fiili barajı %15'e çeker, 550 seçim bölgesi ise fiili barajı %40'a çeker. Bu sistemler talep edilen siyasi yelpaze genişlemesine tam zıt hizmet eder.
Genel olarak paket çok eksiği olan ve çetrefilli konulara dokunmayan bir paket, yapılan propogandaya değmedi hatta başbakan da üstü kapalı kendisinin de tatmin olmadığını söyledi. Demokratikleşmek için düzenlenmesi gereken toplantı ve yürüyüş kanunu, polisi denetleyecek sivil kurul oluşumu, terörle mücadele kanunu, siyasi yelpazeyi genişletecek seçim sistemi, cemevlerine ibadethane statüsü verme ve diğer Alevi sorunları, gizli tanık uygulaması, tutuklu milletvekili gibi sorunları görmezden gelerek demokratikleşme mümkün olmaz.
o kadar irticacıdır ki chp "bizim pakedimizi çaldılar :(" demiştir. yani "aynı maddeler bizim içinde uygundu ama ak parti yaptığı için ağlıyoruz" kafasını yaşıyorlar.
helal olsun dedirten pakettir. ya hala q,w,x olayına itiraz edenler var. q harfinin atatürkün nasıl alfabeden çıkarttığını gidin öğrenin kemoşlar. ruhban okulu yüzünden ingilizler ordan hoşnut olmadığını belirtsin sen burda üzül. elin teroristine yok sana anayasada hak. eğer çok dil öğretmek istiyorsan git paranla özel okula götür diyelim sen yine üzül. kimsiniz olum siz ?
kaan sezyum 'un son derece haklı tespitlerle canına okuduğu pakettir. demokrasikleşme paketi!kamplaştır, kutuplaştır, çarp, böl,öldür sonra popodan paket uydur yersen hesabı. seçim de geliyor ya yersen.ya yerse yüzde 50'sini evde hapsettiğim halk! http://www.penguen.com/yazilar.asp
adıyla alakası olmayan pakettir . afedersin ama qwx in verdiği özgürlüğü ben ... yalandır dolandır . plan açık işte ne mutlu türküm yazını 3 4 parçaya keserek yıktılar . demokratikleşme budur . ve bir harikadır .
Mehmet tezkan, bugün milliyette, demokratikleşme paketini yazmış, çok da güzel yazmış yoo ben tıklamak istemem diyenler için amme hizmeti:
demokratikleşme paketi sonunda meclise gönderildi.. gönderildi ama içi söylendiği gibi çıkmadı..
kıyısından köşesinden yeni yasaklar getiriyor..
mesela kamu kurumu tarafından yürütülen projenin hayata geçirilmesi gibi faaliyetleri engelleyenlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası geliyor..
tuzak madde!..
eylem niye yapılır; o projenin hayata geçirilmesini engellemek için.. mesela, hese karşı eylem yaptınız, eylem nedeniyle çalışma bir gün durdu, iki gün durdu, on gün durdu..
göstericiler, 5 yıla kadar hapisle mi yargılanacak?
şu da var; protestolar genellikle kamu faaliyetlerine yöneliktir..
bir başka tuzak madde.. toplantı ve gösteriler için günlük yaşamı zorlaştırmama maddesi getiriliyor..
yani kent merkezinde gösteri olmayacak..
peki nerde olacak?
dağda, bayırda mı? eylemler taraftar bulmak, bir meseleyi geniş kitlelere duyurmak, dikkat çekmek için yapılır..
amaç budur.. günlük yaşamın olmadığı yerde yaparsanız, kendiniz söyler kendiniz duyarsınız..
bi işe yaramaz..
i̇stanbula bakalım.. yenikapıda deniz doldurularak bir milyon kişilik miting alanı yapılıyor.. bitince valilik git eylemini orada yap, bildirini orada dağıt diyecek..
bildiriyi kime dağıtacaksınız?
martılara mı?
i̇şin daha da vahimi gösterilere katılan herkes artık fişlenecek.. polis bütün toplantı ve gösterileri görüntüleyecek..
herkesi tek tek kayda alacak!..
zaten çekiyor diyeceksiniz? çekiyor da her türlü toplantıyı resmen çekemiyor..
bu nasıl demokratikleşme paketi anlamadım.. protesto, gösteri, yürüyüş gibi eylemlerin önüne engeller getiriliyor..
gizli yasaklar..
bizim secdemiz farklı mı?
bir süredir kullanılan dil beni rahatsız ediyor..
hele iktidar cemaat kavgasından sonraki ifadeler ayrıştırıcı.. birçok kişi telaffuz etti en son yeni şafaktan halime kökçe dillendirdi..
cemaate şöyle seslendi; biz aynı secdeye baş koyuyoruz.. sorum şu; biz başka secdeye mi baş koyuyoruz?
cemaatten veya iktidar tarafından olmayanların secdesi ayrı mı?
gezi olayları sırasında başbakan da benzer bir yaklaşım sergilemişti.. yüzde 50yi evinde zor tutuyoruz dedikten sonra şu cümleyi sarf etti; bizim bir besmelemiz yeter.
öteki yüzde 50nin besmelesi ne olacak?
onların besmelesi besmele değil mi? farklı mı?
anlayışım şu; herkesin secdesi, herkesin besmelesi eşittir.. fark yok mudur derseniz, belki vardır..
takdir allahındır..
bardağa dolu tarafından bakalım!..
demokratikleşme paketiyle; gezi, hes, odtü gibi eylemlere katılanlara ceza getiriliyor..
2 yıldan 5 yıla kadar..
bardağa dolu tarafından bakarsanız iyileşme..
niye mi?
bu tür eylemlere katılanlar için şimdi çok acayip cezalar isteniyor.. kimi örgüt üyeliğine sokuluyor, kimi örgüt adına hareket etmekle suçlanıyor..
i̇stenen ceza; 7.5 yıldan 15 yıla kadar..
mesela polis veya savcı sana örgüt üyesi damgasını vurdu mu; yandın.. bizim hukuk sistemimize göre, örgütten olmadığını sen kanıtlayacaksın..
hadi örgüte sokamadılar diyelim; örgüt üyesi olmamakla birlikte... diye başlayan madde var ona sokarlar..
çarpıcı örnek i̇zmirden..
gezi parkına destek gösterilerine katılan barış çakır polise taş atmaktan tutuklandı..
taş attığı tarih 1 haziran..
3 haziran günü marksist-leninist-maoist silahlı örgüt polise taş atın bildirisi yayınlamış..
çakır, bu örgüt adına suç işlemekle suçlanıyor; 7.5 yıldan 15 yıla kadar..
2 yıl nerde 7.5 yıl nerde; 5 yıl nerde 15 yıl nerde.. birinde eylemcisin, ötekinde terörist..
bu açıdan bakarsan, polyannacılık oynamak istersen demokratikleşiyoruz!..
demokrasiden bihaber bir hükümetin kendi çıkarları doğrultusunda ortaya koyduğu, süsleyip püslediği ne yazık ki önceki gün itibariyle meclisten geçen, adıyla hiç alakası olmayan pakettir. söz konusu hükümetin pkk sempatizanlığından ileri gelmekle beraber, hiçbir millete yararı olmayacağı açık, temennimizse paketin çıkaranın g tüne girmesi.
(bkz: başçalan)
eğer gerçekten uygulanabilmiş olsaydı, tabi gerçek bir demokrat tarafından, o zaman türkiyede ne bu denli bir siyasi kriz olurdu, ne meclis başkanı türkiyede hukukun iflas ettiğini açıklardı, ne kürt meselesi kalırdı, ne de gezi eylemleri yaşanırdı.
