saçmadır. evet tek kelimeyle ifadesi bu. 600 bin boş kalabalık besliyor şu an bu ülke. profosyönel 200 bin askerimiz olsa çok daha güçlü bir ordumuz olur. pkk imiş, ayaklanmaymış 200 bin asker diyoruz burda kardeşim. sen bolu'da denizli'de tümen tümen asker besleyeceğine git doğuya 5 tane casus uçağı koy termal kameraları artır ülkeyi daha iyi savunursun. haa ya büyük bir devletle savaşırsak? kusura bakmayın da kazmayla kürekle savaş kazanma devri biteli baya oldu. hatay'a koysak kıbrısa yetişecek füzemiz yok. sen boş askerlik yapan adamları besleyeceğine git silah teknolojini geliştir kat ve kat daha faydalı sana. adam 5000 km den nokta atışlı füze yolluyor düzenli askeri birliğin olsa ne olacak? açık söylüyorum bugün rusya ya da amerika ile bir savaşa başlasak en geç 12 saatte donanmamız yok olur 3 gün içerisinde de hava gücümüz. e bu ikisi gidince de yaya düzenli birlikler hiçbir işe yaramaz mecbur dağıtıp gerilla savaşına başlamak zorunda kalırız. ha sonra ne olur bilmem ama sonuçta demek istediğim düzenli bir kalabalık hiçbir işe yaramaz. gerilla savaşına başlayınca da 6 aylık veya bir senelik askerlikle sen ben hiçbir şey yapamayız. gerilla savaşı düzenli savaştan daha zordur onun için daha yüksek eğitimli asker lazım. yani 200.000 tane profosyenel asker çok daha mantıklı. ayrıca boşa harcanan bütçe de savunma teknolojisine kaydırılırsa gerilla savaşına bile gerek kalmaz zaten savunuruz. gelelim ekonomi boyutuna. profosyenel ordu çok masraflıymış adamlara maaş vermek gerekiyormuş. açık söyleyim sadece askeriyede israf edilen yemek parasıyla tüm ordunun maaşını verirsin. ayrıca bu 2000000 insanın iş bulması anlamına geliyor ki istihdamın ekonomiye kazancını tahmin edemeyiz bile. doktoru mühendisi şunu bunu en az 6 ay iş gücünden mahrum kalıyor orda. zaten senin elinde kaç tane nitelikli beyin var ki bir de bunları kariyerlerinin en başında 1 sene iş gücünden mahrum bırakıyorsun? al sana ekonomiye bir zarar daha. hala 20 kilometrede bir depo benzin harcayan 2. dünya savaşından kalma kamyonları kullanıyoruz. boş asker beslemektense bunları yenilesek yine yeter. sen adamları maaşlı çalıştırırsan giderler aşağı yukarı tahmin edilebilir. şimdi devasal bir bütçe var, teknolojimiz hiç gelişmiyor ve o para da nereye gittiği bilinmeden tükeniyor. bunu kontrol altına alırsın al sana ekonomiye bir kazanç daha. benim babam da devlet memuru bir binbaşı da. ancak babamın kendi arkadaşlarına mahsus gazinosu, hizmet eden uşakları, annemi taşıyan özel bir yaveri yok ama o binbaşının var. ben şimdi askere gidip gazinoda çay servisi yapınca vatana millet hizmet etmiş olmayacağım. hiçkimse bir generalin karısının kuaförlüğünü yapmak için 1 buçuk yıl özgürlüğünden mahrum bırakılamaz. sonuçta onlar da bir memur ve diğer memurların özlük hakkı neyse onla sınırlanmalı. ilker paşa'mız diyor ya sadece %65 i karşılıyor diye. çay servisi yavaş oluyor herhalde. askerin tek görevi vardır o da silahla. askerimizin yüzde kaçı gerçek yapması gerekeni yapıyormuş onu söylesin ilker paşa önce sonra belirleriz ihtiyacı. bakın kesinlikle ''ay savaş olmasın, yok dünya barışı, yok kardeşlik, yok savaşmayın sevişin'' diyen pembe romantiklerden değilim. antimilitarist hiç değilim. hatta ordumuzun güçlü olmasını benden çok kimse isteyemez bile. ancak zorunlu askerlikle ordu güçlü olmuyor. hatta şu an ordumuzun teknolojik açıdan geriliğinden ben utanıyorum açıkcası. o aklı sıra milliyetçi geçinerek zorunlu askerlik lazım yok şöyle düşmanımız var böyle düşmanımız var diyenler bilmeden cahilce hem içerdeki eski devlet bizim içindir diyen bozulmuş yeniçeri mantığını taşıyan cunta kesmine hizmet ediyorlar hem de türkiye'yi güçsüz bırakmaya çalışan gerçek düşmanlarımıza. evet ben de savunuyorum güçlü ordu güçlü türkiye'yi ama sizin dediğiniz gibi değil.
insanın elinden "sebebi ne olursa olsun insan öldürmeme" hakkının alınması, demokrasi'nin bireysel haklar ve özgürlükler ilkelerinin ihlaline sebep olur. bu sebeple, kendi içinde çelişen bir tanımlamadır.
vatandaşın öküz olarak hayatını sürdürmesi için, militarist bir fanatik olarak yaşamını sürdürmesi için gereklidir.
yok hümanist bireyler yetiştirirsek bizi yönetenleri 2 aya kalmaz denize dökeriz, ondan dolayı türkler askere gitmek zorundadırlar.
önce ölüm makinası olup sonra sosyal hayata alışmalı arada bazıları kafayı yemelidirler ki yukardakilere problem yaratmasınlar.
üstünden para kazanıp ölüsünden de sömürü yapılarak devamlılığı sağlanan savaşa katılmalıdır türkler ki birilerinin cebi para görsün.
milliyetçi bünyeler yaratarak onları doğrudan para babası, dünyayı yöneten ailelerin hizmetine sokmalı ve karşı olduğunu söyledikleri bu kesimlerin emrinde moronlaştırarak bu insanlar da devre dışı bırakılmalı ki ülkeyi yönetmek daha kolay olsun.
son olarak toplumun genel ahlakını korumak, çocukların sağlıklı ruhsal gelişimini sağlamak için savaşa ve militarist düzene ihtiyaç vardır. bu düzen sağlanmazsa sözünü ettiğim ailelere* alenen bir tarafımızı dönmemiz gerekir ki bu çocukların ruhsal gelişimini olumsuz etkiler.
savaş bu aileler bizi öperken battaniye görevi görmektedir.
dünyayı yöneten, en modernize silahları kullanan, paralı askerlik sisteminin geçerli olduğu ve nüfusu 250 milyonu aşmış bir ABD'nin bile yaklaşık 2 milyon (belki daha da azdır) askeri varken, 73 milyonluk nüfusa sahip ve yüzölçümü sadece ABD'nin Texas eyaleti kadar olan Türkiye'nin 650 bin küsür askeri silah altında bulundurması ironisinin altında yatan temel nedendir.
askerdeyken bir üsteğmenin ' burası askeriye, üniversite değil. bu kadar şikayet etmeye hakkınız yok. gelmeseydiniz arkadaşım, zorlamı getirdik sizi buraya !! ' demesiyle aslında türkiyede zorunlu askerliğin olmadığını, isteyerek gidildiğini öğrenmiştik. ilk başta garipsemiştik ama askerlik şubesinde askere gidebilmek için o kadar çaba sarfettiğimiz anlar aklımıza gelince ' hakkaten lan, biz isteyerek geldik galiba ' demeye başladık. ee bide boru değil, koca üsteğmen zorlamı getirdik sizi dedi. demekki istemeyenler gelmiyor. vardır bir bildiği dedik, uygun adım yürümeye devam ettik.
almanya, belçika, hollanda ve norveç gibi demokratik kabul edilen ülkelerde vatandaşa bunun yerine sosyal hizmette bulunma alternatifi sunulur. yaşlılara yardım etme, kimsesizlerin bakımı vs. gibi. yani ille de adamın eline silahı tutuşturup, subay-astsubay sınıfına köle yapmazlar. türkiye, rusya, suriye gibi demokrasi anlayışı tartışılan ülkelerdeki gibi "zorunlu askerlik" söz konusu değildir. kafa bulanmamalıdır.
hadi seni kırmayalım, farz edelim ki bütün avrupa birliği'nde 6-15 ay "zorunlu askerlik" olsun; ben sana hak, özgürlük, demokrasi, tercih diyorum. sen bana bak bunlar böyle yapıyo, biz niye böyle yapalım diyosun. en yakın arkadaşın köprüden atlasa, sen de mi atacan kendini?
atatürk nasıldı? kadına seçme hakkını isviçre, ingiltere gibi ülkelerden önce verdi. "medeni ülkeler böyle, bırak hacı" diye yobaz gibi davranmadı. sen de öncü ol, atanı örnek al. demokrasinin, medeniyetin gerekliliklerini diğerlerinden önce hayata geçir. ilkokul çocuğu gibi "ama örtmenim, sınıf başkanı da tırnaklarını kesmemiş" diye zırlama.