yaklaşık 1 yüzyıldır, sosyalizmi terörle sindirmeye çalışan burjuvazinin 21.yy'da akp eliyle bu sosyalizm korkusunu saçma sapan ve uyduruk açılımlarla, sahte demokrasilerle bastırmaya çalışarak sürdürmesidir. faşizme karşı mücadelede sosyalizm zafere yürümek üzere olduğundan, tahtının sallandığını farkeden burjuvazi sözüm ona demokrasiyi getirmiştir. ama ne demokrasi, artı-değer sömürüsü ve emek-sermaye çelişkisi olduğu gibi sürer. kürtlerin kaderlerini tayin hakkını geçelim, ulusal-kültürel özerklik talep eden reformist kürt partileri bile anayasa mahkemesince kapatılır. akp hükümeti, yine tekellerin, mali kuruluşların, sömürücü asalak sınıfların ve grupların organizasyonlarına, toplantılarına ve konferanslarına dahil olur...
ne diyordu komünist manifesto,
"avrupa da bir hayalet dolaşıyor, komünizmin hayaleti. tüm güçler bu komünizm hayaletini def etmek için kutsal ittifak kurdular.."
evet, türkiye'de bir hayalet dolaşıyor, sosyalizm hayaleti.. burjuvazi'de elbette boş durmayacak, devrimci örgütler içine revizyonist, reformist, oportünistleri sokmaya çalışmanın yanı sıra, hareketi tasfiye etmek için bu tarz gerçeklikten yoksun ve sözde demokrasi politikalarını savunuyormuş gibi görünecektir.
eskiden silahla bastırılırdı, şimdi bu aracın taraftar kaybetmek ve prestij yitirmek olduğunu fark edince, propaganda ve psikolojik savaş yollarıyla entelektüel olarak bastırılmaya çalışılır sosyalizm. akp hükümetinin sözde dönüşüm iddiası da bu sürecin ürünü.