her ne hikmetse, normal vatandaşın sahip olmadığı masum vatandaşların kullandığı belediye otobüsüne molotof atma, devletin polisine kafam kadar taşları sallama, sokaklarda havai fişeklerle terör yaratma, suçsuz insanların arabalarını, evlerini yakma, ellerinde terör örgütü paçavraları, apo posterleriyle halkı provoke etme vb. gibi zilyon tane özgürlüğü ve hakkı bulunan bir etnik gruba yönelik olarak geliştirilen açılım projesi.
hayır hepsi tamam da anlamadığım şu; belki de benim biçare dimağım bunları çözmeye muktedir değildir. ama şimdi ben kalkıp da etrafdan eşimi dostumu toplayıp, yüzüme bir poşu takıp bırak taşlamayı polise bağırsam, provoke etsem, belediye otobüsüne bırak molotofu sapanla taş atsam götümden kan alırlar, ki normaldir. toplum düzenini bozan bir vandalın hakkı budur. bu adamlar hem tüm bu haltları yiyip daha da hak istemektedirler. bu adamlar, hala dha eşit değiliz diye bağır maktadırlar. değiliz tabi aq, benim bu vandallıkları yapma özgürlüğüm yok senin gibi. benim senin gibi yasadışı yürüyüş yapma, slogan atma özgürlüğüm yok.
o değil de, bütün bu eylemleri gerçekleştiren toplum düşmanlarına bu cüreti veren nedir ? açılımın kilidi bu sorunun cevabında yatmaktadır.
son zamanlar türkiyesine bakınca; otobüste yakılan geçn kıza; orduevleri ve Atatürk heykellerinin taşlanmasına; apo itinin yanına arkadaş yollanmasına; apo itinin her gün bakan gibi demeç vermesine; dağdan inen yani haburdan inen it sürüsünün kahramanca karşılanmasına ve adlarına miting düzenlenmesine; pkk yandaşlarının havaii fişekler ile şehirde terör estirmesine; pkk yandaşlarının türk bayrağı gördüğü ev ve arabaları taşlamalarına ve saon tahlilde iyicene açılım yüzüne iç savaşa doğru sürüklenen ve bop projesine yem olmaya başlayan türkiyenin bu haline göz yummak demektir; bu ihanete ortak olmak demektir açılıma destek olmak.
son birkaç aydır türkiye'de açılım rüzgarları esiyor. kimi kürt açılımı kimi ise demokratik açılım dese de bu açılımın içeriğini bilen birine henüz rastlayamadık. ne halkın birşey bildiği var ne de açılımı yapanların. Daha açılımın ilk icraatı olarak, kandil'den gelen 13 teröristin davul zurna eşliğinde karşılanmasını ve türk halkının terörle ilgili hassasiyetini birlikte değerlendirdiğimizde ülkenin şuandaki karışık durumunun ve açılımın hiçbiryere varamayışının açılımın tohumunda olduğunu rahatça görebiliriz. ilginçtir ki bu açılımdan ne türkler memnun ne de kürtler. ipler bu kadar gerilmişken bir de üstüne dtp'nin kapatılması, provakatörlerin ekmeğine yağ sürdü. Şimdi dükkanlara, belediye otobüslerine molotof kokteyli atmak ve havai fişekle polise saldırmak için kendilerince çok geçerli nedenleri var. ülkedeki tablo gerçekten iç karartıcı ama ben çok daha kötü günler yaşayacağımızı düşünüyorum üzülerek. dolapderede göstericilere kuru sıkı silahla ateş açan kişinin polise verdiği ifadede '' Birisi geldi, yapmam için 500 TL verdi ben de yaptım '' demiş olması , muş'ta 2 kişinin ölmesi birilerinin düğmeye bastığını ve olayların sistematik ve bilinçli bir şekilde planlandığını düşündürdü bana. yani senaryo yazıldı ve birileri oynamaya başladı. ve biz yine yönetmeni, senaristi tanımıyoruz. figüranlar belirleyecek herşeyi bu filmde tıpkı 12 eylül'de olduğu gibi. umarım bundan 30 sene önceki sahneleri tekrar yaşamayız ve açılalım derken boğulmayız.
pkk'nın ve dtp'nin dayandığı temellerin yıkılması ile sonuçlanacak demokratik bir harekettir. bu yüzden pkk ve dtp, inatla otu boku göstererek karşı çıkıyor ve eylem yapıyor, aynı zamanda bu açılımın bittiğini ilan ediyor. ancak hepsi biliyor ki bu açılım tutarsa, hepsinin sonu gelecek. bu açılım sonunda federal yönetim gelmesi ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır.*
nacizane protest kişilğimin anladığı kadarıyla ahmet türk'e atılan yumruğu çılgınlar gibi kınamak ve yılmaz özdil'e faşist demek, ama ertesi gün van ve batman'dan gelen şehit haberlerine tepkisiz kalmaktır.
üç beş asker, pardon kelle ölsün ne olacak ki? ama ahmet türk'e atılan yumruk demokrasiye ters.
başıma bir şey gelmeyecekse şayet sizin demokrasinizin ve insanlığınızın anasını avradını sikeyim.
başıma bir şey gelirse de gelsin anasını satayım.
(bkz: ya herru ya merru)
daha içeriği bile belli olmayan buna rağmen milletin birbirini yediği zımbırtı. dillerinin altında var bir bakla da söyleyemiyorlar. önce açılım kelimesini iyice hazmetmemizi bekliyorlar sonra yavaş yavaş, saman altından bir şeyler söylenecek. artık apo ya af mı gelir yoksa başka bir şey mi gelir orası belli değil.
türkiye de bu işi bilen çok iyi götürüyor. olay şu ki ortaya bir şey atarsın, bizim millet yeni açılmış gazoz gibi köpürür köpürür köpürür sonra yavaş yavaş söner. ardından ortaya ne atarsan at asidi kaçmış bir millet olarak tepki veremez hale geliriz. bu sadece açılım için değil, gündemdeki herhangi bir konu için böyledir.
o yüzden biz daha çok açılırız... yüzme bilmeden açılmak deniyor buna.
demokratik açılımla doğuya sağlamak istedikleri orda yaşayanlara istihdam,sağlık hizmeti,okul,konut,sosyal güvenlik yani bir vatandaşın devletinden isteme hakkı olan herşey ise eğer ben buna sonuna kadar varım.ama paketi hazırlayanların bile tam olarak bilmediği bişeyi savunmak , hükümet yalakalığından başka bişey değildir.
millet makara yaparken ya da kavga ederken kaynayacak ama. akp ile bdp'lilerin birbirine girmesiyle hem ne kadar sanal olduğu görülmüş hem de oldukça zora girmiştir.
Başarılı olması hepimizin dileğidir. Şahsen şu anki durumun devam edebileceğini düşünmüyorum.
Öte yandan ise, kürt sorunun temelini hak-hukuk sorunu değil, kürtlerin kendi devletini kuramaması yatıyor. dolayısıyla, her koşulda kürtlerin isteklerini tam tatmin etmeyecektir. kaldı ki, kürtler zaten çoktan türklerle ve türkiye ile köprüyü atmıştır. bu saatten sonra yapılanlar bence "ayrılalılm ama dost kalalım" aşaması içindir.
pkklıların kendilerini nimetten saymalarına yol açan fişekleyicidir. bu açılım konuşulmadan önce bu kadar azmamışlardı bunlar. fakat sağolsun rte başımıza iyice bela etti bunları.
az önce uğur dündar açılım için bir örnek verdi. bir cerrah bie ameliyat yapmadan önce mr çeker, tahilller yapar falan diyor. anladım ki doktoru sevmeyenlerin tedavi deyip karşı çıktığı bir olgu var. ameliyat bir tedavi yöntemidir.
ne var ki uğur dündar'ın bilmediği bir şey var. bir hasta geldiği zaman genel durumu çok ağır, tetkik ve tarama yöntemleri kullanacak zamanınız olmayabilir veya hasta uzun zamandır hastanede olduğu halde ilaç kullanılan tedavilerden bir yanıt alınamamış veya sebep bulunamamışsa son çare olarak ameliyata alınır. hastanın karnını açarak sorunları bulmaya çalışırsınız ve bulduğunuz sorunları tek tek keserek alırsınız, aldığınız parçaları patolojiye gönderip değerlendirirsiniz(biyopsi) veya ilaç ile tedavi edilebilecek şeyleri ameliyat sonrasına bırakırsınız. tüm ameliyatlar sorun bilinerek yapılmaz. sorunu bulmak için de ameliyat yapılır.
demokratik açılım tüm nedenlerin bilinip tedavisine gidilen bir yol iddiası yanlış. ama sırf doktoru eleştirmek için böyle bir iddia ortaya atılıyor. mesela apandisit hastalarının % 60-70'i gerçekten apandisit çıkar. bu nedenle %30-40 insan boş yere ameliyat edilmektedir. bu durumu tüm doktorlar bilir ve kimse bu apandisit olmayabilir deyip savsaklamaz. bu durumda ameliyat hem tanı hem tedavidir.
konumuza dönersek demokratik açılım ameliyat masası başında hastayı açtıktan sonra sebepleri bulmak ve tedavi için konsültasyon yapmaktır. cerrah, kendine diğer bölümlerin doktorlarının öncülüğünde bir yol çizer. bunları yapmak için hazırlıklarını yapar. ama ameliyata başlamışken gördüğü patolojik yapıları da kesip alır.
konsültasyon için çağrılara kulak asmayan doktorların görevini yerine getirmemesi suçtur, ahlaki değildir. herkes bulunduğu konuma göre sorunu belirlemek ve tedavi yolunu göstermek zorundadır. cerrah'ı tek başına bırakıp patolojiden, radyolojiden, nükleer tıptan, vücuda zarar veren organa bakan dahiliye bölümünden gereken desteği almaz ise o hastanın yaşamının riske girmesinden herkes sorumlu olur.
uğur dündar'ın verdiği örneğe geri dönersek cerrah, ameliyat yapmadan önce mr çekmez, tahlil yapmaz, radyolojik filmleri çekmez, ultrason çekmez. bunları yapan başka bölümler vardır. kendi hastanesi yeterli tetkik yapamıyorsa dışarıya tahliller için gönderebilir. cerrah'a bu bilgileri onlar verir. cerrah onların verdiği bilgiler olmadan hiçbir bok yiyemez. bir de yapılan ameliyat tanı ve tedavi mi yoksa sadece tedavi mi olduğunu bilmek lazım. cerrah ben tanı ve tedavi için hastayı ameliyata alıyorum demişken "yaptığın ameliyat tedavi etmedi" demek salaklık. baştan demiş tanı ve tedavi diye...
pkk'nın iyice işlevsizleştirilmesi amacıyla ortaya atılmış projedir. görüldüğü üzere çılgına dönmüşçesine saldırıyorlar, 'varız' demeye çalışıyorlar. açılımın karşısında olmak pkk'nın yanında olmaktır.
ne güzel ilerliyor ya bu açılım. gerçekten toplumsal barış sağlandı. zaten akp de çok nefis bi parti. haliyle yaptığı her icraat da nefis oluyor. acayip güzel bi parti. ben çok seviyom şahsen. demokratik şakirtler de şimdi yazsın benden sonra. övsünler bi güzel.
tamamen samimiyetsiz bir göz boyamadır bu. işin kötüsü insanlarımız inanıyorlar bu adamlara. vatan millet, din inanç, başörtüsü dediler mi icraatlerinin bir önemi kalmıyor.