türkiye'de hiç bir partide parti içi demokrasi anlayışı olmadığına göre tüm partililerimizi temsil eden tiptir. demokrasiyi sevseler öncelikle kendi partilerine demokratik bir sistem getirirlerdi. di mi ama ?
"demokrasi ve diktatörlük arasındaki fark, demokraside önce oy verip sonra emir almanızdır: diktatörlükte oy vermek için zaman harcamanıza gerek yoktur."
(bkz: charles bukowski)
sebebine gelince: demokrasi bizim gibi gelişmemiş ülkeler için büyük bir sorundur. çünki, demokrasinin fazla gelişmediği toplumlarda,ortada kanunlar vardır ama kanunlar sadece iktidarın yandaşlarına tam olarak uygulanır. diğer yandan her halükarda bir ülkede demokrasinin olması orada sadece oy kullanılabileceğini garanti eder. bunun dışında iktidara yakınsan ve garibansan alacağın en fazlatopu topu kömür ve gıdadır o kadar. kömürün ve gıdanın parası da iktidarın babasının parası değil devletin parasıdır. diğer yandan sen oyunla, birileri isviçre bankalarına yatırıma başlar, mısır alır, gemi alır, altın alır. sense eline geçen kömürle ısınmaya ve üç beş gıdayla karnını doyurmaya kalkarsın. yani senin için demokrasi: kömükrasi ve gıdakrasidir.
demokrasi avrupa ve abd gibi gelişmiş ülkelerde işler ancak. oralarda kanunlar vardır ve kim olursan ol, aynen uygulanır. bakanların işe gitmek için bisiklet kullandıkları bir yerde elbette ki demokrasi vardır.
dolayısıyla ülkemizde demokrasi yoktur. olan demokrasi de birilerinin kullandığı bir oyuncaktır.
Demokrasi tanımını bilmeyenler için,darbeci,şeriatçı,bilmem neci olarak yaftalanılacak insan tipidir.Oysa şu şekilde bir formülasyon yapabiliriz;öncelikle demokrasi bir devlet yönetim şeklidir ve devlet özü itabari ile baskıcıdır.iktidarda bulunan sınıfın diğer sınıflara baskı ve şiddet uyguladığı kurumdur devlet.Bu nedenle demokratik devlet de bir tür diktatörlüktür.Ve özü itibari ile arsız azınlık olan burjuvazinin elindedir.Yani demokrasi burjuvazi hariç,ezilen insanların çok da ihtiyaç duyduğu şey değildir.Aslında bir kişi bu saydıklarımın bilincinde ise "demokrasiden neftet eden insan tipi"nin ne kadar aklı başında ve özgürlüğe ne kadar değer verdiğinin de farkındadır.(Bir marksist olarak demokrasiden nefret etmekten gurur duyuyorum.Sınıflar olduğu sürece hiç bir insan gerçekten özgür olamayacaktır)
az sayıda ve çevresinde, ülkesinde olan bitenin farkında insanlardır. koyun sürüsünden ayrılabilmiş tek tük aklı başında kişilerdir.
ilk okulda başlanır demokrasinin ne kadar iyi, ne kadar gerekli bir sistem olduğu anlatılmaya. ve zamanla bunu o kadar benimseriz ki, demokrasi dışında herhangi bir yönetim şekli hayal dahi edemeyiz çünkü en ideal sistem demokrasidir, bize öyle öğretilmiştir. din ve milliyetçilik konusunda da aynı şey geçerli, bize öğretilenlerin dışında düşünmek gereksizdir, öğretilenler eksiksiz ve kesin doğrulardır. aslında öğretilenlerin hepsi hikaye, öğretilen tek doğru bunların gerekli olduğu. tabi ki birilerinin çalıp-çırpabilmesi, varolan düzenin devam edebilmesi için gerekli!