sağ akımlar içinde siyasi islam ve faşizm en başta gelir. sol akımlar içinde ise, burjuva demokrasisini reddeden proleter devrimci sol başta gelir. çalışan kesimlerin desteğini gören avrupa tipi sosyalist ve sosyal demokrat partiler burjuva demokrasisini en çok içselleştiren partilerdir.
sosyalistler açısından kapitalist sistem, toplumun küçük bir azınlığını oluşturan mülk sahibi sınıfın egemenliği anlamına geldiği için, bu toplumdaki demokrasi de bu mülk sahibi sınıfın egemenliğini yansıtır. bu nedenle hiçbir zaman toplumun geniş emekçi yığınları için gerçek ve tutarlı bir demokrasi beklenemez.
demokratik hak ve özgürlüklerin emperyalizm çağında, burjuva toplum içerisinde tam ve tutarlı olarak gerçekleşebilir olduğu düşüncesi liberal burjuva ideologların yalanlarından başka bir şey değildir.