Ben eşit, adaletli ya da doğru olduğuna inanmıyorum.
%51 bir şeyi istiyor diye geri kalan %49 u yok saymak gibi bir şey bu. Birbirinden nefret eden insanlar yaratan hastalıklı bir yönetim biçimi. Üstelik Türkiye gibi yakın zamanda bir imparatorluk kaybetmiş bir ülke de kesinlikle işe yaramayacak yönetim biçimi. Suistimale açık.
türkiye'deki bu yönetim biçimiyle asıl kavgalı grup sanıldığı gibi aşırı muhafazakar kesim değil sağcı, muhafazakar, milliyetçi, solcu, komünist fark etmez, elitler makulesidir.
Türk elitleri kendileri gibi düşünmeyen her insanı ve kendilerine uymayan her görüşü demokrasi dışı şekilde bastırma ve susturma eğilimi taşımaktadır.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi sağlam şekilde güvence altına alınmazsa önce oligarşi ardından da diktatoryaya geçişin ilk basamağıdır. Bakınız ikinci dünya savaşı öncesi almanya. ikinci bir örnek daha verirdim ama silivri şimdi soğuktur.
demokrasi halkın yönetime katıldığı kendini yönetecek kişileri belirlediği özgür bir sistem olarak lanse edilebilir. halbu ki sizce de gerçek böyle mi yoksa demokrasi paranın çıkarlarına mı hizmet ediyor. baştan şunu belirtetyim komunist değilim. her ülkeye dikkat ederseniz medyaya gazete televizyon radyo sosyal medyaya yöne veren kiişiler olduğunu göreceksiniz. peki bu medya kuruluşlarının sahibi kim. belli bir takım zenginler. dolayısyla demokrasi dediğimiz kurum dolaylı olarak toplumun varlıklı kesimlerin elinde olduğunu rahatlıkla söyleyebliliriz. şimdi bu varlıklı kimseler aralarında gizli anlaşma yapıp seçilecek kişiyi kendi belirlese ve sabah akşam onu güzelleyecek haberler yapsa yine demokrasiden bahsedebilrmiyiz.
sonra a, d ve e partisi hükümet kursun. dışarıda kalan b ve c partilerinin toplamı %45 ama hiç bir söz hakları yok.
hadi onu geçtim tersi olsun. b, d ve e partisi birleşsin yüzde 51 yapıyorlar ama kim sikler %49'u. çoğunluğu alan karşı tarafı istediği kadar ezebilir. sonra ortamlarda millet iradesi falan dersin kim bilecek.
demokrasinin bir sürü çeşidi var. Mesela ilk yunan demokrasisinde sadece asiller (köleler değil) oy verebiliyordu.
Ancak insanlık 20. yüzyılda demokrasinin kötü yanlarını da gördüler. Peki biz demokrasiye bok atıyoruz ama yerine daha iyi bir sistemi getirmemiz gerek.
Var mı daha iyi bir sistem?
Bir ailenin babadan oğula devletin ülkenin bütün olanaklarını dibine kadar yemesini seçiyorsanız onun latinca ismini yazayım canis canis liktir.
Ben anlamıyorum monarşi sevdalılarını bir insan nasıl birinin malı olmak ister.
Neyse konuyu dağıtmayalım sen ne istiyorsun diye sorarsanız.
Ben bilgelerin diktatörlğünü isterim.
Dikkat edin ezik üniversite mezunu olmayan kaçak sucuk kesmiş genel kültürü ortaokul çocuğundan beter bir adamın diktatörlüğünden bahsetmiyorum.
Salak halkın kendisine neyin daha iyi geleceğini kendinen daha iyi bilen bir bilgeden bahsediyorum.
çok da maharetli bir şey değildir. en büyük sorunu; çoğunluğun seçtiği yöneticiler, azınlık kalan kesimi ezmeye, sindirmeye çalışırsa, demokrasi tıkanmış demektir. bu yüzden oy kullanma ehliyeti gereklidir. bilinçsiz seçmenlerin faturasını niye birey olarak ödüyoruz ? ne bu toptancı zihniyet ?
seçilen bellidir, seçeni seçtirirler kalanı izletirler, zira seçmenin baskı ve cehalet ile oy verdiği demokrasilerde -yani dünyanın büyük çoğunluğu- seçilenler seçimle gitmez.
seçimle gidenler de zaten genelde seçilmez, seçtirilirler belirli görevler için.