demokrasi

    1.
  1. zannedildiği gibi, oy veren seçmenin %35'inin oy verme hakkına sahip seçmenin %25inin oyunu alan partinin, ülkede istediği gibi at koşturması, istediği herşeyi hak kabul etmesi değildir...
    temel hakların gözetildiği, güvence altına alındığı, çoğunluğa dayalı yönetim biçimidir...demokrasiyi çoğunluğun diktatörlüğünden kurtaracak temel nokta temel hakların güvence altına alınmasıdır... alamazsanız o demokrasi olmaz... olamaz...
    26 ...
  2. 871.
  3. Cahil toplumların seçme hakkından bahsedilemez, seçim hakkı Verilse bile bu özgür bir seçim olmaz der Nietzsche. Ve dahası bu şekilde iktidarı ele geçirenler için de hain ve madrabaz sıfatını kullanır.

    Abd ve avrupa ülkeleri bu sözü çok güzel özetler aslında. Cehaletin son kertesinde iktidar trump gibilerindir. Demokrasi ancak avrupa'daki gibi toplumların, dişiyle tırnaklarıyla elde ettikleri "aydınlanma"ları sonrası elde edilebilecek bir kavramdır. Yoksa cahil toplumların elinde kapitalizme hizmet etmekten öte gidemez.

    Bu anlamda "milli mücadele ruhu" çok önemlidir ve bir an olsun unutulmamalıdır.
    15 ...
  4. 5.
  5. emperyalizmin yeni oyuncağı...
    14 ...
  6. 757.
  7. Agaç diken ile orman yakanın, hakkıyla vergi ödeyen ile her türlü vergiyi kaçıranın, hayat kurtaranlar ile can alanların, çocuk okutan ve evlat edinenler ile taciz ve istismar ile onların geleceklerini karartanların eşit oy ve söz hakkına sahip olduğu yönetim biçimi.
    13 ...
  8. 20.
  9. anayasanın ikinci maddesinde sayılan cumhuriyetin niteliklerinden biridir.sanıldığı gibi varılması gereken bir amaç değil, bir araçtır. bıçak gibi bıçakla ekmek de kesebilirsiniz insanda öldürebilirsiniz.
    10 ...
  10. 3.
  11. teoride oldugu iddia edildigi gibi, cogunlugun hakimiyeti yada halkin sozunun gectigi sistem degildir. demokrasi, kapitalin hakimiyetidir. [amerika babasinin hayrina demokrasinin onculugunu yapmiyor yani]siyasi bir parti kurmak, ucuz bir sey degildir. hele de bunun en azindan bir kosesinden meclise adam sokmasi isteniyorsa, masraflar bir anda katlanir.
    demokrasinin, cogunlugun hakimiyeti olmasinin yaninda, sivil toplum faaliyetleri vesilesiyle mecliste tam temsil edilemeyen gruplarin da ihtiyaclarina cevap verecegi, hatta verdigi iddia edilir. hukumet uzerinde, ulkedeki gidisat uzerinde bir sekilde etkisi olabilecek bir sivil toplum teskilati kurmak, gercekten cok zengin olmak demektir. cunku kapitalist dunyada parayi vermezsen hicbir isin olmaz. ve bu noktada, guya cogunlugun ezici hakimiyetini dengelemek amaciyla dusunulmus bu sivil toplum nanesi, tam tersine paranin cok daha etkili olmasina sebebiyet vermektedir.
    guzel bi sey degildir yani demokrasi. sunlara da bakmakta fayda var: (bkz: kapitalizm), (bkz: emperyalizm). bi de (bkz: sivil toplum orgutleri)
    8 ...
  12. 766.
  13. Artık işlerliğini tamamen kaybetmiş sistemdir. Türkiye gibi eğitim imkanlarının düşük olduğu ülkelerde eğitimsizlikten böyle olduğu zannedilir. Fakat yanlıştır. Çünkü fransa, amerika gibi eğitim imkanlarının hayli yüksek olduğu ülkelerde de aynı durum geçerlidir. Herhangi biri sorabilir ki neden çalışmıyor bu demokrasi. Bence çalışmamasının temelde üç sebebi var.

    1)Demokrasi dediğimiz sistem zaten az sayıda insanı kontrol etmek üzere icat edilmiş bir sistem. Gezegenimizde 7 milyardan fazla insan yaşıyor. Uluslararası ilişkileri de dikkate aldığınızda herhangi bir seçmenin bu 7 milyar insana uygun birini seçmesini beklersiniz ki bu ortalama insanın algı kapasitesinin ötesinde bir durum. Şahsen eğer 10000 insanın yaşadığı dışarıyla iletişimi olmayan bir adada bu maddenin geçerli olmadığını düşünebiliriz. Fakat eğer ortada 7 milyar insanın olduğu herkesin kendi payını arttırmaya çalıştığı makroekonomik bir savaş alanında demokrasiden bahsediyorsanız bence zırvalıyorsunuz. Yani kuramsal temelleri dahi bu kadar fazla insanın olduğu bir sisteme uygun değil.

    2)Kitle iletişim araçlarının demokrasiye katkısı olduğu zannedilir. Bence bu da uydurulmuş bir dogma. Örneğin benim şu an bu sözlükte sadece 3 takipçim var. Bu da demektir ki bu yazıyı olsa olsa üç kişi okuyacak (çaylaklığım bitene kadar). Bir diğer insanın mesela 1000 takipçisi varsa onun en ilkel entrisi bile şu an benim uğraş vererek girdiğim bu entriden daha fazla beğeni topluyacak. Yani sosyal medya, kitle iletişim araçları, sözlükler vs. insanların sesini duyurmasının yolunu açtı ama kiminin sesini mikrofonla verirken kimine ancak fısıldama imkanı sundu. Maalesef ortalama insanlarda genelde kendi gibi insanları takip eder. Çünkü onlarla daha iyi anlaşır. Onları kendinden görür. Bu da demokratik bir sistemde akıllı ve elit kesimin giderek yönetim kademesinden uzaklaşmasını üstel şekilde hızlanarak sağlar. Britanya gibi anglosakson ve bazı iskandinav kültürün hakim olduğu yerlerde stratejistler bu durumu öngörmüş ve önlemlerini almışlardır. Halk ne kadar beğenirse beğensin belli okullardan mezun olmamış kişiler bu ülkelerde kraliyet danışmanı, bakan, başbakan vs. çok zor olurlar ve kadrolaşmalarına da izin verilmez. Aslında demokrasinin beşiği sayılan bu memleketler artan iletişimin zararlarını görüp çoktan demokrasi karşıtı elitist önlemlerini almışlardır.

    3)Bu konu sadece demokrasiyi değil doğrudan insan medeniyetini tehdit eder ama ben şimdilik işin sadece demokrasi ayağından bahsedeceğim. Dogmatik toplum yapısı ve tercih edilmiş cehalet demokrasinin en büyük sorunudur. Bakın sadece cehalet demedim. Tercih edilmiş cehalet dedim. Günümüzde internette açık kaynak o kadar fazla ki bir insanın cahil kalmayı tercih etmeden cahil kalması bana imkansız gibi geliyor. Bu da önümüze çok büyük bir sorun olarak çıkıyor. Karşınızdaki kişi dogmatik bir şekilde herhangi bir siyasetçiye inandığında ve kendi kabının dışında ne olduğu "ötekilerden" ne öğrenebileceğini umursamadığında ortaya evlere şenlik bir hal çıkıyor ve bu da ortadan kaldırılabilecek bir şey değil. insana zorla bir şey öğretemezsiniz. Burada toplumun bize çizdiği resim kendi öğrenme hürriyetinden feraget ederek mutlu bir şekilde kendi mikrokozmisinin değerli bir ferdi olmak. Evrimsel olarak baktığımızda bu insana kızamayız. Çünkü gayet de kendi topluluğunun değerli bir parçası olarak yapması gerekeni yapıyor. Birinden newton kadar akıllı, galileo kadar cesur, popper kadar eleştirel olmasını beklemek akıl karı bir durum değil, hayalperestlik... Özetle müthiş bir hızla artan bilgi sistemine uyum sağlamaya türümüz evrimsel olarak uygun değil. Bundan dolayı da demokratik sistemin ön kabulü olan yeterli bilgiye sahip seçmen figürü hatalı.

    Bu saydığım sebeplerden ötürü britanya tipi meşrutiyetlerin zamanla daha da gelişeceğini ve cumhuriyet dediğimiz hemen her sistemin de adı konulmamış zorbalıklara dönüşeceğini zannediyorum. Örnek için (bkz: Adam da öldürsem desteğim azalmaz)
    7 ...
  14. 4.
  15. (bkz: aristo) ve (bkz: eflatun)'un kötü yönetim biçimleri( ki onlar (bkz: monarşi) ve (bkz: oligarşi) dir.) arasında ehven saydığı halkın kendi kendisini yönetiyor sandığı yönetim biçimidir.. (bkz: liberalizm) ile kardeştirler..çok severler birbirlerini.. (bkz: amerikada askeri darbe neden olmaz) sorusunun cevaplarından olabilecek bir yönetim şeklidir..çoğunluğun ve çoğulculuğun putlaştırılması anlamına da gelir..
    6 ...
  16. 882.
  17. "platon" demokrasi kavramını sert eleştirirken ''demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır der. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.'' tezini savunmuştur.

    (bkz: #32942264)
    6 ...
  18. 756.
  19. platon'un zamanında hakkında böyle uyarılarda bulunduğu sistem.

    ''Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.

    Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.''

    * Platon / Devlet
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük