şu aralar duydukca midemi bulandıran kelime.
bu kelime herkesin ağzında sakız gibi çiğnenmekte şu aralar.onlardan öğrendiğimiz kadarıyla demokrasi;özgürlük demekmiş,insan hakları demekmiş,bireyin kendi kararlarını serbestce yapabilmesi demekmiş ve avrupa birliği yolunda emin adımlarla(!) ilerleyen ülkemizde her zaman olması gereken bir kavrammış...
hayır...bu gün bir takım çevrelerin ülkemizde olmasını istedikleri şeyin adı demokrasi değildir.demokrasi adı altında kazan kaldırmaktır.
kişi özgürlükleri,anayasal düzenle karşılaştıkları vakit yasalar ön plana geçer.çünkü yasalar laik bir düzenin olmazsa olmazlarıdır ve hiç bir vatandaş kendi görüşleri için yasalara karşı gelemez.
bu gün güzel ülkeme bakıyorum ve neden demokrasi kelimesinden nefret ettiğimi anlıyorum şöyle ki;
kürtler toplanmış."demokratik(öeh) toplum partisi" diye bir parti kurmuşlar ve bu partinin önde gelenlerinden soyadı "türk" olan bir insan diyor ki;
"pkk ile aramıza mesafe koyamayız"
aynı insan bu sefer diyor ki;
"bu ülkede daha çok demokrasi olmalı"
iyi de sen daha ilk lafınla anayasal düzeni tehdit ettin.ama tabi sizin demokrasi anlayışınız şu "biz istediğimiz gibi at oynatalım,yavaş yavaş kuzey ırak'taki gibi bir özerkliğimiz olsun çünkü bu ülkede artık demokrasi olmalı.özgürlük olmalı"
bok olmalı !!! buna demokrasi talebi denmez,buna devletine karşı daha çok özgür olma isteği adı altında "baş kaldırma" denir.
ikinci zararlı topluma gelirsek.bunlarda türbanlı dişi canlılar** oluyor.bu hanımlarımız da diyorlar ki;
"bu nasıl ülkeee,nerde demokrasiii,ben türbanımla okuluma giremeyecek miyim ??"
giremeyeceksin !!! senin bir seçim yapma şansın yok.senin ülkenin anayasasına laiklik ilkesi taa 1924 yılında konmuş ve sen bu yasayı değiştiremezsin.şu an "ben sadece okumak istiyorum" diyeceksin...peki sen yarın mezun olup benim çocuğumun öğretmeni olunca,o zehirli,pislik dolu düşüncelerini benim yavruma akıtmana ben nasıl göz yumarım ???
kur'an'da yazan şeyler bu gün sizin yaşam tarzınız olamaz.1500 yıl önce yazılmış kitap,o zamanın şartlarını şu anki olanaklarla bir tutamazsınız.sizin babalarınız kendilerini "globalleşme,küreselleşme" adı altında amerika birleşik devletlerine satarken,sizin kitabınızda "kafirlerle" yakınlaşmayın yazıyor...yani yaşadığınız düzende bile bin bir tezat varken "demokrasi" nin ne olduğunu siz nereden bileceksiniz,olsa olsa ben sizler hakkında "bunlar iran rejimi istiyor" diye düşünürüm.
demokrasi,bu gün ülkemizde bir takım çıkarcıların yaptıklarını gizlemek amacıyla altına sığındıkları kavramdır.
demokrasi,bu gün ülkemizde bir takım kurtların üzerlerine örttükleri kuzu postudur.
bir uzlaşamama halidir ve doğası gereği, sanıldığının aksine uzlaşmayı red eder, uzlaşma bir liberalizm ölçü birimidir. hıı şimdi bana yarım demokratlar diyecekki 'yürrü len' bende onlara diyeceğim ki biraz okuyun da gelin. iyidir hoşttur.
hiç kimsenin sevmediği, benimsemediği, herkese bir darbe * vurmuş olan lakin yine de baş tacı edilen garip yönetim şekli.
kimisi çıkar benim türbanıma kafayı takar, "demokrasi var kardeşim istediğimi söylerim" der. ama benim o kafayı koparma ihtimalim yoktur. niye? demokrasi var da ondan.
kimisi çıkar dinsize de küfreder, başka dinlere de. sonra da "demokrasi var kardeşim istediğimi söylerim" der. benim "hayır söyleyemezsin, demokrasi sana, bana küfür etme hakkı vermiyor" demem kâr etmez. neden? demokrasi var da ondan.
kimisi çıkar pkk der, kürdistan der. ardından "demokrasi var kardeşim istediğimi söylerim" der. benim o dili koparma ihtimalim yoktur. sebep? demokrasi var da ondan.
şimdi dönelim başa:
bu nasıl demokrasi ki, benim türbanım okula giremiyor ama vergi veriyor, asker ocağına alınıyor, halk arasında sınıf farkına tabii oluyor. ***
bu nasıl demokrasi ki, herkes birbirine küfrediyor ve ardından demokrasiden bahsediyor ama demokrasiyi de dışkısı kadar sevmiyor.
bu nasıl demokrasi ki,pkk diyene, kürdistan diyene bişey olmuyor ama onu sıkıştırana çok şey oluyor. bu nasıl demokrasi ki, pkknın başını özel bir ada tahsis ederek besliyoruz da, demokrasi kisvesi altına sığınıp her bi haltı yiyene bişey yapamıyoruz.
velhasılı kelam demokrasi diye birşey yoktur. olanına da ben inanmıyorum. demosu da bi işe yaramaz. tam sürümü de...
halkın söz sahibi olduğu yönetim biçimidir. demokrasi ihrac veya ithal edilebilinir. zorla kurulur veya yıkılır. doğu ve güney yarım kürede gelişmemiştir(gelişmeyecektir de) sadece kuzey ve batı çeyrek küre (+japonya, kısaca g-8) için geçerlidir. her halk demokrasiden hoşlanmaz zira ırak halkı tadını pek beğenmedi.
herkesin karnı açtır. oylama sonucuna göre yemek yenecektir. oylama yapılır, herkes et yemek ister, bir kişi istemez. zira, vejetaryendır. yapması gereken ise ya aç kalacaktır ya da tabiatına uygun olmayan bir eylemi ızdırapla yerine getirecektir. demokrasi bu insanın derdine çare bulamaz. çoğunluğa uyar. o kişiyi düşünmez bile. salt olarak bireyi hedefleyen ve diğerleri ile net olarak adeleti sağlayan bir sistem değildir.sonuçta eski yunan medeniyeti zihniyetinin bize ne faydası olabilir?
mevcut sistemler içerisinde * en iyisi. yinede eksik olduğu yerleri var. dört dörtlük bir sistem değil. fransada olduğu gibi. olmayan şeyler oy birliği ile kabul edilip yasal hale getirebiliyorlar.
örnek veriyim: koskoca meclis "dünya düzdür" diyecek bütün vekiller bunu onaylayacak ve dünyanın düz olduğu yasalaşacak. nede olsa demokrasi öyle diyor halkın seçtiği vekiller halkın sesidir. sözde ermeni soykırımının kabul edilmeside bu olayla bağdaştırabiliriz. l
akin hiç bir aklı selim millet dünyanın ne düz olduğunu kabul edernede olmamış yaşanmamış bişeyi kabul eder. Demokrasiyi, kullanmasını bilmeyenlerin eline verirsen sömürgecilikte yapar, yalan uydurma yasalarda çıkartır.
"demokrasi kişinin istediğini yönetime getirmesidir" diye bir kanı vardır. ama aslında demokrasi seçkinlerin içinden birilerini seçme işi olmalıdır. eger elitler değilde her önüne gelen seçilirse çiftçiler analarını alıp gitmek zorunda kalabilirdir.
ulusun egemen olduğu hükümet şeklidir.kuvvetler ayrılığı ilkesi vardir.yönetenler yönetilenler tarafından seçilir ve onlara karşi sorumludur.serbest seçim gizli oy,yasa ve anayasa egemenliği muhalefet gibi ilkelere dayanır.
iki kişi ile imkansız olduğu için en az üç kişiliktir. nicel çoğunluk karşısında susması ve bunu da efendice kabullenmesi gereken bir azınlığa ihtiyaç duyar. faşizmin rüküş, kokana teyzesidir aslında, boyaların altında yüzünü belli etmez.
