demokrasi vs özgürlük

entry2 galeri0
    1.
  1. --spoiler--
    demokrasi, iki kurt ve bir kuzunun akşam yemeğinde ne yiyeceklerini oylamasıdır. özgürlük ise; tam teçhizatlı bir kuzunun bu oylamaya karşı çıkmasıdır.
    --spoiler--
    (bkz: benjamin franklin) * *

    bazen yüzde 42 yüzde 58 den daha anlamlıdır başlığından koklanan "çoğulcu faşizm"* sonrasında akla gelmiştir. not.
    2 ...
  2. 2.
  3. demokrasi, sınıflı toplumlarla birlikte ortaya çıkmış. bu zamana kadar egemenlerin hak ve özgürlükleri için varolmuştur. çoğunlukla ''özgürlük'' ve ''demokrasi'' kavramlarının aynı anlama geldikleri kabul edilir ve sık sık birinin yerine öteki kullanılır. gerçekte ise demokrasi özgürlükle bağdaşmaz.
    gelişmenin diyalektiği (ileriye doğru seyri) şöyledir: mutlakiyetten sermaye demokrasisine; sermaye demokrasisinden işçi demokrasisine; işçi demokrasisinden demokrasisizliğe.

    demokrasi ile ezilen halka baskı bir aradadır; kapitalizmin demokrasisinde, yani sermaye diktatörlüğünde egemen sınıflar tepeden tırnağa silahlıdır. devlet sahibi sınıf, iktidarını sürdürmek ve çalışan halkı, sömürülen işçi sınıfını baskı altında tutmak için polis ve orduyu, hatta özel güvenlik görevlilerini yaygın şekilde kullanmaktadır. bu, bütün kapitalist ve demokratik cumhuriyetlerde böyledir. sermaye terörü, devlet terörü veya beyaz terör tamamen yasallaştırılmıştır. keza birkaç emperyalist, sömürgeci ve işgalci demokratik ülke, diğer ülkeler ve emekçileri üzerinde iktisadi çıkarlarını koruyan silahlı bir egemenlik sürmektedir. yani demokrasi = özgürlük diyenlerin dediği yalandır, demokrasi ile ezilen halka baskı bir aradadır.

    demokrasi ile emek sermaye çelişkisi bir aradadır: kapitalist demokrasisi toplumun koyduğu zorunluluklar olmaksızın işçinin sağlığına karşı da, yaşayacağı ömrün uzunluğuna karşı da vurdumduymazdır. sermaye sahibi, maddi ve manevi yozlaşmaya, erken ölüme, aşırı çalışma işkencesi konusundaki feryatlara şu karşılığı verir: ''bizim karlarımızı artırdığı için bunlara üzülmek mi gerek?'' ama işlere bütünü ile bakılırsa, bütün bunlar gerçekten de tek tek kapitalistlerin, iyi ya da kötü niyetine bağlı şeyler değildir. serbest rekabet( serbest piyasa ekonomisi), kapitalist üretimin içinde yatan yasaları, tek tek her kapitalist üzerinde güce sahip zorlayıcı dış yasalar olarak ortaya çıkarır. özellikle son 20-30 yıldır ''meslek hastalıklarının'' öldürücülüğü ve iş yapamaz, günlük yaşamı bile idame ettiremez hale getiriciliği dünya çapında katbekat artmış vaziyetteyken, marx'ın kapitalizmi şahdamarından yakalayıp onu bütün içyüzüyle emekçilere sunan tespitleri de parlaklığını koruyor. kapitalist demokrasi türkiye'de istatistikler bile işçileri yok sayıyor, ölümlerini kayda bile geçirmiyor. ama işçi sınıfı da kendi canlarını yok sayamaz, ''ölü emek'' tanrısına biat edemez. engels'in 1844'de ingiltere'de emekçi sınıfın durumu'nda yazdığı gibi, ''proletaryayı kapitalizm bir toplumsal cehenneme küreler; o cehenneme takılıp kalırlar, düşük ücret alırlar ya da açlık çekerler , gecekondularda çürümeye bırakılırlar, ihmal edilirler, hor görülürler; yalnızca, rekabetin kişisel-olmayan gücünün değil, ama bir sınıf olarak burjuvazinin de zorbalığıyla yüzyüze gelirler; burjuvazi onları insan olarak değil nesne olarak görür; insani varlık olarak değil 'emek' ya da 'el' olarak görür. burjuva yasalarla desteklenen kapitalist, fabrika disiplinini dayatır, onlara para cezası verir, hapislere attırır; dilediği zaman kendi arzularını onlara zorla kabul ettirir.''

    peki şuan özgür müyüz?

    demokratik cumhuriyette özgürlük hele ki toplantı ve basın özgürlüğü bir yalan ve ikiyüzlülüktür. çünkü bu fiilen varlıklılar için basını satın alma ve ona rüşvet verme özgürlüğüdür. varlıklılar için halkı burjuva gazetelerinin ahusuyla uyuşturma özgürlüğüdür. varlıklılar için konakları en iyi binaları vs. mülkiyetleri alarak ellerinde tutma özgürlüğünden başka birşey değildir. ezilen bir cins varoldukça, ezilen bir sınıf varoldukça, sermayede, hisse senetlerinde özel mülkiyet varoldukça, meta fazlalarıyla açları uşaklaştıran toklar varoldukça, herkes için özgürlükten ve eşitlikten sözmek yalancılıktan ileri gitmez.

    * sermaye demokrasisi var olduğu sürece; insanın emeği, kişiliği, vicdanı, aşkı, bilim'i; herşeyi ama herşeyi alınıp satılacaktır. / Lenin
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük