iyi niyetli bir öneridir. ancak demokrasi için parlamenterler açısından zorunlu bir ön koşul değildir. yasama görevi yapacak olanların bu işi serbestçe ve kısıtlanmadan yapabilmeleri için, yasama görevi sırasında yapacakları araştırma, fikir beyanı gibi faaliyetleri nedeniyle tutuklanmayacakları, yasama faaliyetinden alıkonulmayacakları yönünde bir güvencelerinin olması gereklidir. bunun yanısıra, parlamenterliği onurlu ve örnek bir şekilde yapmaları elbette milletvekillerinin etik sorumlulukları ve millete karşı görevleridir.
şimdilerde "tam demokrasi" için anayasa ve yargı düzenlemesi planlayan akp'nin nedense(!) yüzleşemediği cümle. madem bu kadar meraklıyız eşitliktir, haktır, hukuktur vs. o zaman buyrun sayın erdoğan. var mı o yürek sizde? milletvekillerinizin bilmem kaç yüz suç dosyası dokunulmazlık duvarlarının korumasındayken yapamazsınız değil mi? tahmin etmiştim zaten...
her parti liderinin seçimden önce vaad ettiği ancak asla gerçekleştirmediği şeydir. kendi partilerindeki insanların yarısı yargılanmak durumunda kalacaktır, ondan sanırım.
sürekli asker neden sivil yargıda yargılanamıyor diye inleyenler nedense meclistekilerin yargılanması gerektiği hakkında hiçbirşey demiyorlar. milletvekili olmak işlediği suçların yanına kar kalması anlamına gelmemeli. gelirse insanlar sırf bunun için milletvekili olurlar. asıl görevlerinin farkına varamazlar. asıl görevleri milletin dertlerini tartışmak, millet için en iyisini yapmaktır. günümüzde kaç milletvekili bunlarla ilgileniyor acaba gerçekten merak ediyorum.
yasama sorumsuzluğu (anayasa madde 83) milletvekillerinin işlerini layıkıyla yapmaları, oy ve görüşlerini ileri sürmekte çekinmemeleri için yeterli bir önlemdir. bu sayede her milletvelili fikrini korku duymadan, çekinmeden açıklayabilmektedir.
fakat anayasanın aynı maddesinde düzenlenen yasama dokunulmazlığı kurumu anti demokratik bir kurumdur. şu sebeple ki; millete vekil olmak yargıdan kaçmanın bir yolu olmuştur. suistimale çok açık bir durumdur ve suistimal edilmektedir. gerçi meclisin izni ile soruçturma açılabilmekte, yargılanabilmektedir ama bu yetkinin de kullanılmadığını görmekteyiz.
aslında nerden bakarsan iş rezalet durumda. muhalefet her dönemde bu iddia ile çıkar ortaya ama devir değişip kendisi iktidar olunca unutulur bunlar.
cumhurbaşkanına bile tanınmamış böyle bir hakkın milletvekillerine tanınması bir eksikliktir.
demokrasiye tapan insanlarin her nasilsa hic bahsetmedikleri konudur. bu demokrasi fetisisti insanlar ordu icin ileri geri konusmaya bayilirlar. ordu onlar icin kaka bir kurumdur.
bu demokrasi asigi insanlara sormak lazim:
- dokunulmazlik gibi 100% anti demokrat bir uygulamaya niye gerekli tepkiyi koymuyorsun ?
- niye parti baskanlarinin diktator gibi her adayi belirlemesine, dolayisiyla belirlenen adayin baskanin yalakasi ve kolesi olmasi gibi 100% anti demokratik bir uygulamaya ses cikarmiyorsun?
- bu ulkede millet acliktan, yoksulluktan kirilirken, politikacilarin milyar dolarlara varan servet yapmalarina, halkin parasini yemelerine niye tepki vermiyorsun?
- gurup karari adi altinda, bir tek kisinin (parti baskani) fikrinin mecliste 100lerce milletvekili adina sunulmasini hangi demokratik anlayisla bagdastiriyorsun ?
ama bunlarin hepsi normal , anormal olan ordunun sesini yukseltip uyari yapmasi.
hmmmmm biraz dusunelim. demokrasinin besigi denilen yer, ingiltere degil mi ?
ingiltereyi ingiltere yapan koklu zengin aileler ki bunlarin icinde buyuk askerler, sovalyeler, toprak sahipleri, is adamlari vardir, lord unvani alirlar.
bu lordlarin olusturdugu ust meclis hemen millet meclisinin karsisindadir. secilmemis olan, ve babadan ogula gecen (yeni uygulama ile atanan) lordluk ve olusturduklari meclis, adalet sistemini elinde bulundurur. savcilar, hakimler bunlardan secilir. millet meclisinin yaptigi kanunlari veto ederler. kendileri kanun hazirlayip millet meclisine sunar ve kabul ettirirler.
eee nerde demokrasi ?
demek ki ingiltere'de secilmis hukumet kafasina gore is yapamiyor. ingiltere'nin temel degerlerine, uzerine kurulu oldugu ilkelere karsi gelen hukumetler olursa karsilarinda lordlari buluyorlar.
neymis ? demokrasi secilenlerin her istediklerini yaptiklari bir rejim degilmis. o ulkenin temel ilkelerini koruyan secilmemis insanlar bulunurmus. ve bu turkiye'ye has birsey degilmis. demokrasinin besigi olan ingiltere'de bile bu durum boyleymis.
yakın zamanlarda gerçekleşecek referandum sonrası; danıştay, aym ve diğer yüksek yargı organları yeniden düzenlendikten sonra muhtemelen gerçekleşecek hadise. o zaman istisnasız herkes gerçek demokrat olacak.
demokrasi kavramını işine göre yorumlayanların işlerine gelmeyecek durumdur.
aksi halde demokratik diye geçinenlerin, demokrasi tarafından nasılda yok edileceğini bilirler.
bu açıdan dokunulmazlık kılıfı, onların demokrasi kavramı için bulunmaz nimettir. kaldırmazlar.
emellerime ulaşayım, bu emellerime alt yapı olsun diye düzenlenen demokrasiyi; yani kendine demokrasiyi isteyenler için kabul edilemez bir tekliftir. işlerine gelmez. dokunulmazlık da kalkandır bu tarz demokrasi için...
günümüzde kimse elini bile süremez dediğimiz ordunun her yeri arandı, herkes suçlandı, bir çok kişi yargılandı. ama görüldü ki sonuç alınamadı. çıkan tek sonuç, halkın orduya olan güveninin birazcık azalmasıydı ki bence amaç da buydu. şimdi ülke demokratikleşiyor diyenlerin dokunulmazlığı kaldırması gerekiyor. dokunulmazlık kalksın ki kim ne suç işlediyse yargılansın, milletvekili de olsa gitsin çeksin cezasını. işte o zaman görürüz hangi kurum daha temizmiş.
