amerika'nın ortadoğu politikalarına hayat verebilmek için tüm dünya devletlerinin gözünün içine baka baka uydurduğu " demokrasi " yalanınından tırsmış ortadoğu halklarının bir söylemidir ...
post modern zamanda dilimize isimleri pelesenk olmuş birçok filozofun eleştirdiği , oligarşi , monarşi gibi diktatörlük rejimlerinin yanında ehven-i şer olarak baktığı bir yönetim biçiminden bu adamların düşüncelerini muska yapanların korkması gayet doğaldır..hele hele bu yönetim biçiminin uygulama tekeli vahşi bir devletin elinde olduğu için demokrasi geliyor kaçın serzenişi daha da bir anlam kazanıyor..
bir de demokrasiyi benimseyen enteresan marksistler var..tabiki bir kavram kargaşası yaratılacak ve benim demokrasiden anladığım carttır curttur denilecektir fakat yine de demokrasi liberal ekonominin yılmaz bir savunucusu olduğundan bu marksistleri anlamak gerçekten zordur..gerçi düğün günü başını açan gelinler , marksistler haklıymış diyen ülkücüler , apo'yu özledim diye şarkı söyleyip vatanın bütünlüğünü savunan ya da farz namazlarını kılamayıp bayram namazlarında birbirinin üzerine secde eden insanlar da bu ülkede..
çok klişeleşmiş ama söylemekte fayda var burası türkiye..
abd başkanı sayın zübük zadenin bugün mikrofan gafından (!) sonra ,ki bence gaf değildir , yakın bir zamanda suriyeli komuşularımızın sıklıkla tekrar edecekleri hede ...
Buraya ve buraya yazanın aklına Amerika'nın soktuğu milenyum vecizesi.Bir rivayete göre "dünyada dalacak ülke kalmassa amerika kendi topraklarına dalar" kendi ülkesine demokrasi getirir.
Ya da
- yıl 2150
Amerika başkanı :
- Birinci turlar bitti dünya sıra ikinci turlarda ...
(bkz: Neredesin Kıyamet ?)
