eğer söz konusu hükümetin bakanı, baş savcının açtığı dava ile ilgili uzatılan mikrofona
-"...Efendim birileri bu güzide kuruma sızmış..." diyebiliyorsa, demokrasi o kadar ucuzdur ki
bu kişi akp turizm bakanı ertugrul günay, kendisi aynı zamanda bir hukukcudur. ilginç tabi benjamin.
yönetenlerin koftiden gazi olup sağlık harcamalarında katki paylarından muaf olduğunun,yönetilenlerin ise altmiş beş yaşına kadar çalışıp sağlık harcamalarına katkı payı ödemesi zorunluluğunun gündeme gelmesiyle akla gelen sorudur.
demokrasiyi sadece kendi menfaatleri için kullananlar için daha ucuz. herkese özgürlük diyerek 70.000 abd askerinin ülkeye girmesine izin verenlerin demokrasi anlayışına şaşırıyorum.
ucuzlamaya, hatta değersizleştirmeye çalışanların arı gibi çalıştığı bir ülkede kaçınılmaz olarak sorulan sorudur. halk iradesi, yani demokrasi hiçtir, ne ki dinsizlik yapmaya çalıştıkları laiklik komik iddialarla elden gidiyor diye yaygara yapılmıştır...
ülkeyi bölmeye çalışanlar kimdir kim değildir iyi anlamak lazım..bu ülkede kaos çıkıyor diyerek kaos çıkartmaya çalışanları tarih unutmayacak ilerde lanetle anacaktır..muhalefet olmanın bokunu çıkaran, siyaseti ucuzlaştıran bir ortamda, sadece başörtüsüne indirgenen islamiyeti karalama çalışmaları milletin onlara olan sinirini artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır..işin acı tarafı ki bu oyuna gelenler var...
nerdeyse her konuşmasında "türkiye laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir" diye avaz avaz bağıran sayın başbakanımız ne oldu da hukuktan korkar oldu?
ne yazık ki iktidar partisinin konuşmaları ve yaptıkları incelendiğinde aradaki çelişkiyi anlatacak 3 ciltlik kitap basılır.
bir şeyhin elini eteğini öpen bir belediye başkanı vardı ne oldu ona?
laik bir ülkede karşıt olduğunu defalarca kez belirtmesine rağmen başbakan oldu.
"demokrasi amaç değil araçtır" derken fiatı önemli değildi, değişen ne oldu?
muhaliflerini yerlebir ederken diktatördü, şimdi mi demokratik oldu?
sevsinler onun demokrasi aşkını, sevsinler yalakalarının kuyruk acısından yırtınmasını.