güya benim başbakanım olacak kişinin kapatma davasından sonra söylebileceği yegane laflardan biridir, şaşırmadım desem yeridir. bi kitap var sanırım nerde ve nasıl bişey olduğunu bilmesekte görmesekte, devletin başına gelen her kişi ordan okuyup okuyup halka böyle demeçler veriyor. ucuz olan demokrasi değil maalesef ucuz olan bu kokuşmuş idarecilerdir tabandan tavana, oysa o ucuz mu dediğin demokrosi için bu millet herşeyini verdi o kadar pahalıydı ki, bu yolda ne kubilaylar kaybedildi sizlere karşı. ucuz olan sizin siyasetiniz ve söylemlerinizdir ey devlet erkanı içine sıçtınız bu ülkenin.
dtp'ye kapatma davası açıldığında esamisi okunmayan demokrasi akp'ye dava açılınca ortalıklarda geziyor, demokrasi ucuz değil de sadece akp'nin işi düşünce mi değerli.
gemicik yanında lafı bile olmaz diye cevaplanabilecek bir rte cümlesi. aynı rte, ülkesini adeta pazarlamakla mükellef olduğunu söylerken ülkemiz bu kadar ucuz mu diyenleri duymuş muydu acaba? veya askerlerin kanları, canları sorulduğunda "askerlik yan gelip yatma yeri değildir." cevabını verirken bir değer biçebilmiş miydi şehitlerin kanına?
millet iradesi nedir bilmeyen, bitmek tükenmek bilmeyen bir ısrarla anti demokratik uygulamaları savunan, demokrasiyi zerre takmayan bünyelerde hazımsızlık yaratan açıklama, çok mu şaşırdık, çoooook !
a benim canlarım hala uyanamadınız mı kabustan, 22 temmuz 2007, ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık, ocak, şubat, 16 mart 2008, tam tamına 9 ay geçmiş, ne karın ağrısıymış sizdeki de be ağbi...
bir şeyhin elini eteğini öpen bir belediye başkanı vardı ne oldu ona?
laik bir ülkede karşıt olduğunu defalarca kez belirtmesine rağmen başbakan oldu.
"demokrasi amaç değil araçtır" derken fiatı önemli değildi, değişen ne oldu?
muhaliflerini yerlebir ederken diktatördü, şimdi mi demokratik oldu?
sevsinler onun demokrasi aşkını, sevsinler yalakalarının kuyruk acısından yırtınmasını.
nerdeyse her konuşmasında "türkiye laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir" diye avaz avaz bağıran sayın başbakanımız ne oldu da hukuktan korkar oldu?
ne yazık ki iktidar partisinin konuşmaları ve yaptıkları incelendiğinde aradaki çelişkiyi anlatacak 3 ciltlik kitap basılır.
ucuzlamaya, hatta değersizleştirmeye çalışanların arı gibi çalıştığı bir ülkede kaçınılmaz olarak sorulan sorudur. halk iradesi, yani demokrasi hiçtir, ne ki dinsizlik yapmaya çalıştıkları laiklik komik iddialarla elden gidiyor diye yaygara yapılmıştır...
ülkeyi bölmeye çalışanlar kimdir kim değildir iyi anlamak lazım..bu ülkede kaos çıkıyor diyerek kaos çıkartmaya çalışanları tarih unutmayacak ilerde lanetle anacaktır..muhalefet olmanın bokunu çıkaran, siyaseti ucuzlaştıran bir ortamda, sadece başörtüsüne indirgenen islamiyeti karalama çalışmaları milletin onlara olan sinirini artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır..işin acı tarafı ki bu oyuna gelenler var...
demokrasiyi sadece kendi menfaatleri için kullananlar için daha ucuz. herkese özgürlük diyerek 70.000 abd askerinin ülkeye girmesine izin verenlerin demokrasi anlayışına şaşırıyorum.
yönetenlerin koftiden gazi olup sağlık harcamalarında katki paylarından muaf olduğunun,yönetilenlerin ise altmiş beş yaşına kadar çalışıp sağlık harcamalarına katkı payı ödemesi zorunluluğunun gündeme gelmesiyle akla gelen sorudur.
eğer söz konusu hükümetin bakanı, baş savcının açtığı dava ile ilgili uzatılan mikrofona
-"...Efendim birileri bu güzide kuruma sızmış..." diyebiliyorsa, demokrasi o kadar ucuzdur ki
bu kişi akp turizm bakanı ertugrul günay, kendisi aynı zamanda bir hukukcudur. ilginç tabi benjamin.