Haber Ekim 2015 tarihli. Demirtaş "Fırat'ın batısına geçirmeyiz" tepkisine karşı "PYD Fırat'ın batısına geçecek, siz de mal mal bakacaksınız" diyor. 10 ay sonra mal mal bakan belli oluyor. Zaten PYD ve Türkiye Cumhuriyetinin gücü ve imkanlarını karşılaştırmak bile doğru değil. Paylaşma sebebim nasıl bir gaflet içinde olduklarını bir nebze anlatmaya çalışmak.
Dahası ve asıl önemli olan konuşmanın sonlarında Demirtaş'ın bilinçaltının iyiden iyiye kendini göstermesi. Demirtaş; "Biz PYD'yi terörist örgüt olarak görmüyoruz. Nasıl bir terörizm uyguladılar, kime uyguladılar. Türkiye'ye karşı bırakın saldırıları en küçük saygısızları yok." gibi bir söz ediyor. Yani bir bakıma Türkiye'ye her yıl yüzlerce saldırıda bulunan PKK'nın terör örgütü olarak kabul edilmesi gerektiğini onaylıyor. Ama bunu dillendirecek cesareti yok. PKK'yı karşılarına almaları durumunda başlarına neler gelebileceğini biliyorlar. Türkiye açısından durum öyle değil. Türkiye ne yaparlarsa, ne söylerlerse söylesinler maaşlarını ödüyor, makam arabalarını lojmanlarını tahsis ediyor. Ancak tarafında olmadığı sürece PKK onlara ölümden fazlasını sunmuyor. O yüzden "katil devlet" derken hem çelişkiyi, hem de çaresizliği bir arada yaşıyorlar.
Konuşmaları cımbızlamamak adına devamında söylediği "öfkeli gençler" çıkışının zamanında "taş atan(!)" çocuklar için de söylendiğini hatırlatmak gerekir. Ki ikisini de kesinlikle onaylamıyorum. Ayrıca o dönemin öncesinde de Işid'in PKK ve PYDYPG gibi bir terör örgütü olduğu yeterince vurgulanmıştı. Ama biz PKK'nın terörist olduğunu ancak Selahattin Dmirtaş'ın ağzından değilde bilinçaldıntan okuyabiliyoruz.