Hiç mi kitap okumuyorsunuz? Herkesin doğum günü ve ölüm yıldönümünde methiyeler dizdiği yaşar Kemal'in eseri hakkında 10. girdisi bu olan muhteşem eseri
Of ki ne of. Yaşar Kemal ortaokul terktir. Yani onun yeteneği eğitimden gelmemiştir. Peki nasıl yazmış o satırları? Bir sineğin uçuşunu, öteden gelen bir rüzgarı nasıl sayfalarca anlatmış bilmiyorum. Akıl alır gibi değil. Kitabı elime aldıktan sonra bırakamadım. işyerinde akşam olsa da gidip kitabı okusam diye huzursuzlandım. Daha bunun üstüne kim ne yazmış olabilir ki okuyayım.
--spoiler--
Demirciler çarşısı akçasaz bataklığının yöresinde yaşayan ve ezelden beri düşman olan iki beyin hikayesini anlatıyor. Derviş bey ve Mustafa bey birbirlerine nereden başladığı bile bilinmeyen bir kan davası yüzünden hayatı zindan ediyorlar. Çukurovanın bu soylu insanları birbirinin başını yerken de yeni yetme ağalar, aç gözlü ağalar, en cimri, en hayin, en kurnaz ağalar akçasazı almanın derdiyle binbir türlü oyunlar döndürüyorlar.
--spoiler--
Yaşar Kemal sayısız karakter yazmış ve herbiri için bir roman yazılır.
Yel veli
Kambur tellal
Üso
Sabahat
Memet ali
ibrahim
Süleyman sami
Ala temir
Karakız hatun
Rüstemoğlu...
Bir yanda tekmil ağalar, para babaları, toprak ağaları ve köylüyü sömürdükçe palazlanan devlet adamları.
Bir tarafta ise öldürülen, sürülen, kovulan, yakılıp yıkılan köylü ve doğa.
Tüm bu cenderenin içinde iki soylu aile arasındaki kan davası ve bu davaya alet olan marabalar.
insanın ne denli vahşi bir yaratık olduğunu gözümüze gözümüze sokar. Ölen sadece insan değil; ağacıyla, kayasıyla, ceylanıyla, atıyla tekmil bir doğa da bu kan davasına kurban gider.
insanın ciğerini okuyan ender kitaplardandır vesselam.
her anne babanın lise dönemi çocuğuna okutması gereken muhteşem bir eser. kültürel çürümenin ve yozlaşmanın, baba, evlat çatışmasının güzel örneklerini sunan ve yusufçuk yusuf'un ilk cildi olan roman.
elimde 5. baskısı 1977 yılında basılmış bir nüshası bulunmakta. mardin'de bir lise kütüphanesinin pek dokunulmayan raflarında buldum.
kitabın ilk sahibi 1978 yılında 2 şubatta istanbul'da edinmiş bu kitabı. çok etkileyici bir bilgi değil, kitabı* tarih de yapmaz fakat nedendir bilmem bende bir merak uyandırdı. ilk sahibi kimdi, kimler sahibi oldu , hangi yollarda okudular, en son kim okuyacak bilmiyorum lakin türkiye'de bir yaşar kemal varsa bu kitabın daha çok sahibi olur.
1974 madaralı roman ödülünü alan kitap için yaşar kemal 'istediğim romana bununla bir adım daha yaklaştım.' diyor.
ne yazık ki ferdi ayıbım olarak kitaba yeni başlayacağım fakat daha ilk cümle bile vurucu: o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler
not: kitabın ilk cümlesi aynı zamanda ince memet romanının da son cümlesidir.
eğer türkiye'de makineleşme nasıl başaladı, neleri değiştirdi, toplum hayatına nasıl bir etkide bulundu sorularını soranların ve tabiki çukurovayı, emek ve capital ilişkişini, gelenekler ve onların yozlaşmasını merak edenlerin kaçırmaması gereken bir kitap. bence yaşar kemal' in en çarpıcı eseri.
kısaca, çukurova'nın kurutulması, tarımın makineleşmesi ve geleneksel feodal yapının yerini yeniyetme zenginler etrafında şekillenen maddiyat egemenliğinin almasının muhteşem bir üslupla anlatıldığı kitaptır. okunmalıdır.