Bir süredir bu yazar hakkında bir şeyler karalamak istiyordum ama son zamanlarda yoğunluktan ve bazı bağlantı sorunlarından dolayı bilgisayar başına oturamıyor oluşum, sözlüğe pek bakamıyor oluşum erteleyip durdu. her neyse bu gece buradayık işte.
Öncelikle bu yazar atatürk değil! o yüzden hakkında yazılan eleştirilere paldır küldür tepkiler gösterilmesine, kendisini eleştiren herkesin potansiyel bölücü olarak nitelendirilmesine hiç mi hiç gerek yok. ha bana yaparsanız bunu ne mi olur? hiç bir şey... yani bundan emin olabilirsiniz. zaten buna inanmayanlar başlık altımı inceleyebilirler. Yani bu yazarı eleştirdiğim için bana öfke duyarak, başlık altıma klasik şeyleri karalayacaklar dediğimi dikkate alırsa zaten başlık altında yazmak istedikleri şeylerden tonlarca olduğunu görebilirler. her neyse işte...
-yazı biraz uzun olacak olabilir- (hem yazmayı özledim, hem de yazacaklarım uzun sürebilir)
Ben bu yazarı mardin'de bir okula yaptığı kitap yardımı ile tanımıştım. Yani kitap yardımı ile ilgili başlığı açtığı dönemler bu sözlüğün belki de en kötü günleriydi. bir türk-kürt muhabbeti almış başını gidiyordu. hayatı sözlük olmuş bir ülkücü bayan ve etrafına toplanan gençleri günlük kürtler ile ilgili onlarca hakaret içerikli başlık açıyor, entry giriyorlardı. bu dönemde bir baktım ki mardin'e kitap yardımı diye bir başlık... hemen atladım tabii ki. gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum. işte demeteren ile irtibata geçilmesi, mardin'e zirve düzenlenmesi falan düşünülüyordu. ben de o sıralar zaten memlekete bir ziyaret düşünüyorken belki katılabilirim planları yapıyorken başlık altında garip şeyler dikkatimi çekmeye başlamıştı. türk milliyetçisi olduğunu iddia eden bir yazar "ne kitabı bomba, silah götürelim onlara" şeklinde iğrenç bir entry girmişti.(biraz kesik hatırlıyor olabilirim) o entrynin bu kampanya sahibi tarafından sildirilmesini bekliyordum çünkü demeteren kişisini tanımıyordum henüz. neyse günler geçti baktım entry olduğu gibi duruyor. zaten başlık altında demeteren'in aslında ulusalcı faşist olduğu muhabbeti dönüyorken, sert tartışmalar yaşanıyordu. bir taraf kadın kitap yardımı yapıyor yine yaranamıyor derken, kendisini eleştirenler kürtlere hakaret edip orada bir okula kitap götürmenin ne kadar samimiyetsiz olduğundan bahsediyordu. Ben olay içerisindekileri henüz tanımadığım için neyin ne olduğunu anlayabilmek için kişilerin yazdıklarına bakıyordum. Tabii bu sırada demeteren ile mesaj yoluyla tanışmış, msn'e eklemiştik bir süre sonra sanırım. Yaş olarak benden büyük olduğunu öğrendim ki abla demeye başlamıştım kendisine. Tam bu sıralarda kürtlerin genel özellikleri şeklinde açılmış ve edilmedik hakaretin kalmadığı başlıkta demeteren'in o çelişki dolu entrysini görmüştüm. -nankördürler- yazmıştı... ha bunu neye dayandırarak yazdı, kürtleri akşama kadar oturduğu bilgisayarının başından ne kadar tanıyordu bilmiyorum ama garibime gitmişti işte. ulusalcı faşist olması değil ancak samimiyetsizliğine hem inanmış, hem de şahit olmuştum böylece. ben de bir zaza kürdü olmama rağmen yine de sert tepki göstermedim o yazdığına. Çünkü o dönemler demeteren, kendisini sözlükte kralice olmaya adamış bir ülkücü kadın ve çetesi ile fazlasıyla içli dışlıydı ki onların etkisinde fazla kalıyordu. Her ne kadar öncelikle onlar kadar ırkçı ve faşist olmasa bile. Her neyse yazdığının yanlış olduğunu söyledim, anlatmaya çalıştım. Zaten sanırım bir süre sonra o entrynin öylesine, bir sinir halinde yazıldığını ve sileceğini söylemişti. Ben sildiğini zannediyordum ama silmemişti sanırım. Yine aynı entry üzerine konuşuyorken işte kürtlerin nankör olduğunu mardin'de bile yüzlerine söylediğini falan söyledi. ufak bir tartışmanın ardından hem bir kürt hem bir nankör olarak daha fazla msn listesinde olmayacağımı söyleyerek kendisini msn'den silmiştim. Kendisi ile olan diyalogumuz burada tamamen kopmuş oluyordu böylece.
Ancak takip ettim kendisini. Yani neler yazdığını. Hoş farklı bir şey yazdığına pek şahit olamadım açıkçası. Tayyip erdoğan, fethullah gülen, laiklik, chp, kürtler, atatürk haricinde yazabildiği bir konuya rastlayamadım. Ha bu kadar konu hakkında yazıyor yetmiyor mu dersen kendisinin bilgi donanımı bakımından sıfır olduğunu söylerim sana. Yani 14 yaşında izmir'de yetişmiş, türkiye'den bi haber liseli gençlerden farklı yazmıyordu/yazmıyor. Tek bir konu üzerine bile şöyle ciddi anlamda küfür içermeyen, bsg çekmediği bir entrysine ben rastlayamadım. Buna rağmen, tüm bilgisizliğine, bu cehaletine rağmen sözlükte kemalist, atatürkçü oldugunu söyleyen kesim kendisine garip şekilde tapıyordu diyeyim. Yani düşündüklerini cesur ve mantıklı olarak dile getiriyormuş. buyrun örnekler gösterin, aydınlatın bizi diyeceğim ama tek bir entry bile göstermeyeceğinizi o kadar iyi biliyorum ki...
Sonracığıma sürekli dem vurduğu atatürkçülük, kemalizm hakkında ne kadar ne biliyor kendisi acaba bunu öyle böyle değil ciddi anlamda merak ediyorum ama biraz düşündüğüm zaman cevabını kendim bulabiliyorum. hiç bir şey... yani eleştiriye tamamen kapalı, bu düzenin asla yanlış yapmayacağını düşünen, türkiye'nin tek sorununun akp olduğunu düşünen, sıradan bir düzen insanından hiç bir farkı yok.
Ha bu söylediklerimi bizzat şahsın entryleri ile destekleyebilirim.
-#5660529- deniz baykal'ı, türkiye'nin kurtuluşu, geleceği olarak gördüğünü ifade etmiş kendisi ki düzen insanı, düzenin bir partisi olan chp'nin liderinin görmek istediği gençliği ne şekil ifade etmiş buyrun kendiniz bakabilirsiniz. Eğer ki bu kadar sığ, düz mantık, komik, türkiye şartlarından habersiz bir entrynin sahibi önemli, bilgili, akıllı bir kemalist olabiliyorsa demeteren'i büyük bilgin, sözlükteki önemli kemalist olarak gören yazarlara gerçekten acıyorum! evet başka bir açıklaması yok bunun malesef.
Bir diğer husus ise bu yazarın ulusalcı olduğunun farkında bile olmamasıdır.
Yine basit bir entry göstermek gerekiyorsa;
-#6283928- hani fatsa için şunları yazabilecek bana göre en son insan bile değil kendisi. evet bir fatsa gerçeği var ancak o gerçek senin, sizin gerçeğiniz değil. o yüzden sahiplenmeye çalışma, saçmalama. Bir dönemler devrimci marşların söylendiği o fatsa'da devamında neler oldu acaba onları duymak ister misin? Fatsa'da okulları, fabrikaları işkencehanelere çevirerek o marşları söyleyenlere her türlü işkenceyi yapanlar bugün toz konduramadığın, hiç bir şekilde eleştiremediğin, hatta darbe yapmasını istediklerin değil miydi?... o marşları söyleyenleri 12 mart, 12 eylül'ü ve devamındaki süreci yaşatanlar bugün yönetime el koymasını beklediklerin değil miydi? yani burada senin için bazıları yoldaş falan yazıyor ya ben onlara gerçekten gülüyorum. Sizler gözlerinizi gerçeklere kapatmış, söz de tek sahibi olarak kendinizi gördüğünüz bu ülkenin tarihinden, geçmişinden, sorunlarından haberi olmayan pasifize insanlarsınız. Yapabilecekleriniz; anıtkabir'e gidebilmek, en fazla tuncay özkan gibi zararlı bitkilerin düzenlediği anlamsız mitinglere katılmaktır. Yani sizler bu ülkeye en fazla bu kadar sahip çıkabilirsiniz işte. Bu ülkenin işçisi, emekçisi, halkı ne zorluklar çekiyor sizin umrunuzda bile değil. Ha umrunuzda dahi olsa bunu sadece akp'ye karşı koz olarak lafta kullanabilirsiniz.
-#6287446 mesela şu entry üzerine kemalizm denilen olgunun tanımını yapmanı çok isterdim ama bu yazdıklarımı okuduktan sonra sözlükte kemalizm yazıp aratmadan, google'da başvurmadan, senin bildiğin kemalizm'i merak ediyorum ben. sence bu kemalizm nedir, nereden nasıl doğmuştur. bunu anlatabilir misin acaba merak ediyorum. sürekli hiç bir mantıklı cümle kullanmadan, klasikleşmiş, sıradan cümleler ile savunduğun, söz de ölümüne bağlı olduğun bu kavramları anlatabilir misin!
-#6293118- yine aynı şekil bu entry... yani cumhuriyetçilik başlığına atatürk'ün bir sözünü alıntı yaparak tanımlama yapmış olmuyorsun, bilgilerini sunmuş olmuyorsun. hani kemalist, ulusalcı olarak kendinizi çok aydın insanlar görüyorsunuz ya bizi de bu konularda aydınlatabilir misiniz acaba? mümkün mü merak ediyorum. Atatürk'ün savaşlar sonrası izlediği politikaları, imzalanan antlaşmaları, uygulamak istediği ekonomik sistemleri anlatır mısın bize pek yüce kemalist demeteren!
Yani söylemek istediklerimi az çok anlatabildiğime inanıyorum. Sıfır bilgi birikimine sahip olup, ölümüne ölümüne sadece klavye başından bir şeyleri savunmak sence ne kadar mantıklı bunu iyice düşün olur mu? Bu entryden kötü bir anlam çıkarma. Yani sürekli başlık altında seni pohhh pohhhluyorlar ve sen de buna alışmışsındır. Kendini uludağ sözlüğün türkan saylan'ı zannediyorsundur ama gerçekler bazen farklı olabiliyor işte. Seni kayıtsız şartsız, sadece burada pohh pohhlayanların sana şurada hiç bir getirisi olamaz. Biraz kendini eleştir. Eğer iktidara gelirse türkiye'yi kurtaracağını zannettiğin chp'yi eleştir, incele. Darbecileri yargıla, düşün... Farklı uluslara nefret ile bakma. Nefret ettiğin, nankörlük ile suçladığın insanlar için genelleme yapmanın ne kadar yanlış olduğunu anla. Milli eğitimin deli saçmalıkları ile dolu lise tarih kitaplarının dili ile değil değil gerçekçi, daha farklı, mantıklı kaynakların dili ile konuşmayı öğren. ha bunlar sadece ufak tefek tavsiyeler. Çünkü bu sığlık ile yazmaya devam ettiğin sürece hep kendini kandıracaksın, bir adım öteye gidemeyeceksin. Sen aynı konular aynı başlıklara aynı şeyleri yazacaksın kankaların ve yahut sözlükte çevre edinmek isteyip başlık altlarında dolaşanlar seni gaza getirecek ve sen bu bilgisizlik ile hayatına devam edeceksin.
sanal ortamda kılıçlar keskin olur, dilin kemiği yoktur amenna ama klavye de çok yavşak be kardeşim, şuursuzca yazıyor insan, hatta hoyratça, nobranca, fütursuz ve patavatsızca...
şimdi bu güzel insan için öceden yazılmışların üzerine ekleyecek pek fazla bir şeyim yok lakin şu duruma ayar oluyorum, yahu bir insan bir başka insana kendini yazarak ne kadar anlatabilir?
neyi nasıl izah edebilir?
özellikle bir tartışma söz konusu ise, nasıl mümkün olabilir yazarak anlaşmak, uzlaşmak?
elbette bir nebze olabilir fakat asla içe sinmez, sağlam olmaz, hele taraflardan biri sırf polemik yaratmak için yazıyorsa... al sana bir kaya nerene dayarsan daya...
şu sözlükte yazmaya başladığım ilk günden beri derim ki; güzel kardeşim, yüzüme söyleyemeyeceğin şeyi burda yazma ! zira komik oluyorsun, samimiyetsiz ve yavşak oluyorsun aynı zamanda ( bu samimiyet mevzusu var bir de, cancis kunkiş miydi neydi, ona döneceğim bir ara )
burdan yazarak ben herkese her şeyi söyleyebilirim ki, bunda ne var, yazıyorsun sonuçta, hariçten gazel hesabı, al eline klavyeni yaz aklına geleni ama yüzyüze olsak? burdaki fütursuzluğundan eser kalır mı acaba? adım gibi biliyorum ki kalmaz, adını söyleyemezsin belki de, daha önce örneğini çok gördük yiğidim, uzun lafın kısası, bu güzel insanı tanımadan, bilmeden dam dum konuşmayacaksın, konuşacaksan da, sanal ortamın kahpeliğini kullanmayacaksın işte o kadar.
'sen nerden biliyorsun güzel insan olduğunu?' dersen, ki dedin biliyorum;
yemek yedik, yola gittik, borç alıp verdik... diğer birçok arkadaşım gibi onunla da sözlükten tanıştık, bunlar bir şey ifade ediyordur sanırım? ötesi de bize kalsın, kendi aramızda geçen muhabbetleri sözlüğe taşıyıp, samimiyetsiz bir şekilde! canciş kunkiş olmanın bir anlamı yok !
şimdiiii, gelelim mardin mevzusuna, ulan çok kızdım ama ne yalan söyleyeyim çok da güldüm elimde olmadan,
sen günlerce hatta aylarca, sırf kendi çabalarınla, bir iyilik uğruna, ordan oraya koştur, geceleri uykusuz kal, gündüzleri bazen işinden feragat et, taaaa mardin'e kitap, kırtasiye gibi belki de en mantıklı yardımlardan birini yap
-ki sonrasında sıcağı sıcağına, ordaki doktorlarla görüşüp, ilaç ihtiyaçlarını da öğrenmiştir kendisi- sonra çıksın bir iki, güzel kardeşimiz ( bakın kötü demiyorum ) sadece ve sadece sanal ortamda yazmanın verdiği rahatlıkla dam dum konuşsun, yok efendim, göz boyuyormuş, yok efendim yapmacıkmış, yalanmış...
yahu mardin'e kitap yollamaktan bahsediyoruz, hatta ne yollaması, bizzat götürmekten, kaçınız yaptı bunu ya da buna benzer bir şeyi efendiler? kaçınızın çorbada tuzu oldu? sırf kendi fikir ve görüşlerinize ters bir iki kelamı oldu diye mi, bu narin konuyu kullanarak, düşüncesiz ve kusura bakmayın ama ahmakça polemik oluşturuyor ve güya aklınızca ayar veriyorsunuz?
e iyiymiş, yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğim, bu yaptığınız şeyi yıllardır yapanlar var, bir yere varamadılar, troll ünvanı ve yedi gün yirmi dört saat kulaklarını çınlatan sinkaflı gazeller dışında bir şey kazanamadılar, yapmayın bence...
ona buna laf yetiştirene kadar, birer defter kitap da, siz alın da bir işe yarayın yiğitler...
sen kalk, gecenin bir vakti bilmem nereden estiyse artık, antinle kuntinle uğraş, zirvelere tırman, sonra gel çakıl bir mekanda uyuklamaya başla.
saatler sonra birkaç insan kişisi gelir mekana.
hepsi ilginçtir.
ama bir tanesi daha da ilginçtir.
yaklaşımlarıyla ve tespitleriyle ilk anda bir dikkat uyandırır bu kişi.gülmeyi de çok sever hee, hiç ihmal etmez.
hoş, nerde kaldı tamamen kendini bu tatlı muhabbete vermen.
tüm gece tren tepesinde uykusuzluktan isyana kalkışmakta gözlerin, amatör birer davacı edasında kafa tutmaktadır.
tüm bunlara rağmen muhabbetin çekiciliği ve muhabbet edenin zerafeti yetmiştir isyanı bastırmaya.
tatlı bir ses, mantıklı fikirler, bunları tamamlayan hareketler.
adına demeteren dedi ama ben hala ne olduğunu çözemedim, baya bir sürede çözemiycem heralde.
çünkü bunlar öyle tek bir muhabbette çözülebilecek birisine ait şeyler değildi.
dolu diyorum, hem de çok dolu.
şimdi ikinci bir isyana kalkışıyor gözlerim.fena uykum var.isyanı bastırabilecek kadar dolu bir neden yok yanımda.
uzak, çok uzak.
kendisine getireceğim eleştrilerden sonra " bu aslında cumhuriyete yapılan bi saldırıdır, ablamm sen boşver o gotişleri, yine bi cia ( okunuşu yazılışı gibi ) köpeğinin havlamasına maruz kalmış ablamız " diyecek nick altı yalayıcılarının hepsinin gıdıklarından öpüyor, koltuk altlarından yalıyorum.
ilk konu bu kişiye yoldaş diye hitap edilmesi. hangi yolun daşısınız kuzum siz? aynı yolu kullanan iki kişi anlamında kullanmadınız herhalde bunu. ittihatçı artığı elitist takım ne zamandır bir birine yoldaş diye hitap ediyor? ulusalcılık ve sosyalizm ne zamandır aynı kefeye koyulur oldu cankuşlarım? en basit haliyle ulusalcılık ve sosyalizm arasındaki farkı ortaya koyalım önce...
1 ( yazıyla bir ) 2 ( yazıyla iki ) = ( yazıyla eşittir )
1 (yazıyla bir ): çarpmada etkisiz eleman, f(x)= 1/x fonksiyonunun altındaki alanın, x=1 ve x=e hattı arasında kalan kısmının değeri, tek sayı...
2 ( yazıyla iki ) : en küçük asal sayi, bütün çift sayıları kalansız bölme özelliği olan, 1 den sonra 3 den önce gelen sayı...
= ( yazıyla eşittir )= bildiğiniz eşittir işte, iki benzer şeyin arasında ki denkliği göstermek için kullanılır.
1 = 2 ( bir eşittir iki ) mantıklı mı? ( eğer mantıklı diyorsan allah yardımcın olsun ) demek ki neymiş? bir, ikiye eşit değilmiş.
ulusalcılık: ( tdk'da rastlanamadı ) kendi kendimize tanımlamaya çalışalım, milliyetçilik teriminin kirlenmesi ve sağ kesimle özdeşleştirilmesi sonucu sola yakın durduğunu zanneden insanlar tarafından kimlik edinilen bir terim. ulusalcılar için laik-irticacı ayrımı en başta gelir, zaman zaman da faşizan söylemlere kayarlar. şeriatçılardan nefret ettikleri kadar "aydın" adını taktıkları liberal-solcu kesimden de aynı ölçüde tiksinirler. çünkü bu insanlar sözgelimi konu türban olduğunda insan haklarından, kürtler olduğunda yine insan haklarından, demokrasi ve özgürlüklerden anında vazgeçerler. vatanlarını en çok onların sevdiği gibi bir yanılgının içinde de bulunabilen ulusalcılar, hulki cevizoğlu'nu askeri ve chp'yi severken görülebilirler. yapamadıkları bir ayrım da vardır. sözde anti-empreyalist duruşları olduğunu söyleyen bu insanlar, gıcık oldukları sosyalist kesimle mehmet ali birand-vari insanları asla birbirinden ayıramazlar; "hepimiz hrant'ız" diyene "ermeni yalakası, türklüğün yüz karası"; "vicdani red!" diyene "vatan haini", "insan hakları" diyene de abd uşağı, emperyalizm maşası diye hitap etmekte hiçbir sakınca görmezler. ancak gerçek sol vatandan milletten önce insanı , insanın özgürlüğünü, eşitliğini ve zulüm edene (emperyalist amerika olsun, 301ci savcı olsun, işkenceci polis olsun olsunda olsun) baş kaldırmayı savunur
sosyalizm ise en basit anlatımıyla; eşitliği savunur, insanların inançlarını özgürce yaşabilmesinden yanadır ( yaniiii türbana/başörtüsüne karşı değildir ancak; akp ve benzeri zihniyetlerin türbanı/başörtüsünü bir siyasi rant olarak kullanmasına karşıdırlar. onlara göre kadın ne erkeğin ne de iktidarın kölesidir.) sınıfsız-sömürüsüz bir dünya özlemi duyarlar.
nazım üstad ın anlatımıyla:
sosyalizm,
yani şu demek ki, dayı kızı,
sosyalizm,
senin anlayacağın yani,
el kapısının yokluğu değil de
imkansızlığı.
ekmeğimizde tuz,
kitabımızda söz,
ocağımızda ateş oluşu hürriyetin,
yahut, başkası yel de,
sen yaprakmışsın gibi titrememek,
bunun tersi yahut...
sosyalizm,
devirmek dağları elbirliğiyle,
ama elimizin öz biçimi,
öz sıcaklığını yitirmeden.
yahut, mesela,
sevgilimizin bizden ne şan, ne para,
vefadan başka bişey beklemeyişi...
sosyalizm,
yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın,
yahut, mesela,
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz,
güvenle,
emniyetle,
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa,
ve hepsinden önemlisi,
çocukların ama bütün çocukların,
kırmızı elmalar gibi gülüşü...
yani neymiş? ulusalcı = solcu/sosyalist değilmiş.
diğer konu ise bu arkidişin sürekli en beğenilen istatistiklere girmesi. kıskançlık falan değil ha burda derdim. girip girmemesi de umrumda değil aslında. ama bi girdiği istatistiklere bakıyorum, bir yazdıklarına bakıyorum bunda bi tezat ver emmioğlu. #5660116 mesela. geçen haftanın en beğenilenlerine 6. sıradan giriş yapmış. lan tamam yazdığı yazıda politik bi eleştri var ama çok sığ. ne bir ironi, ne siyasi bi yönlendirme, ne mizahi bi eleştri... böyle yüzlerce entry sözlük çöplüğünde yok olup gitti yav.
bunun gibi onlarca entrysini gösterebilirim en beğenilenlere giren. msn'den artı oy isteme dedikoduları doğru sanırsam. ideolojik travma lan bu. psikopat mısınız la siz?
kitap konusu var tabii bir de. yaptığı hareketi hemen şak şak şak lıyorum ve 10 üzerinden 30 puan veriyorum. sonuçta doğru ya da yanlış bi çaba sarf etmiş oradaki insanlar için. yav iyi güzel de sen yardım ettiğini söylediğin insanları için ne diye "nankör " dersin kardeşim? bak kitap falan hikaye. belki de o çocuklar götürdüğün kitapların hiç birini okumadılar. gidip bi saçlarını okşasan, yanaklarına sıcacık bi öpücük dokundursan aynı yakın ilgiyi gösterirlerdi sana. ve de seni canından öte görürlerdi hepsi. sen napıyorsun? nankörlükle en son suçlanacak insanları, nesnel koşullardan zerre haberin olmadan nankörlükle suçluyorsun. onların istedikleri ilgi, kendilerini asimile edecek elitist politika kitapları değil.
şimdi gardımı alıp tonguçların, berkelerin ve de ayşelerin saldırılarını bekliyorum.
düdüt: ahhahahaha öpüyorum sizi.
- hakkımda kaka entry girmişler tez kötüleyin.
+ tamam ablişkoo, sen yeterki titreşim gönderme.
düşünceleri, düşüncelerini yazıya aktarışı, sözlük adabından haberdar oluşu, vatandaşlık adabından haberdar oluşu, cumhuriyet insanı olması, sen gibi, ben gibi, ailem, arkadaşlarım gibi...
kısacası varlığından haberdar olmak güzel. bu sözlükte olması çok güzel... çevremde herkes demeteren gibi olsa, iki çift muhabbet etmeye, iki sıkıntı paylaşmaya insan aramam... nereye gidiyoruz demeteren? tartışabilmek ne güzel değil mi?
sözün özü; takdir ettiğim, keyifle okuduğum yazar arkadaşım. ellerine, beynine kuvvet...
sözlükte çekilemeyen yazarlardan biri... hayatta başkası için birşeyler yapmayı başaramamış hatta kendisi için bile bişey yapmayı başaramayan kişilerin "demeteren neyi ispatlamak peşinde sence?" gibi ve buna benzeyen sorularına maruz kalan eli öpülesi yazar. keşke herkes onun gibi olsa diyeceğim ama kimse onun gibi olamaz... bu yüzden keşke herkes onun gibi olmaya çalışsa diyebilirim ancak...
edit: o örnek sadece yukarıdaki entry den alıntıdır. entry yazarına hitaben söylenmemiştir.
bazılarının korkulu rüyası haline gelmiş kişi. evet, o çocukları kurtaralım diye gittim nankör olmasınlar insanlığımızı, sevgimizi görsünler diyerek gittim. yine gidicem. bazıları nik altıma mayın döşemiş (iyi bilirler bunları, ne de olsa malum grubun sözlük uzantısı) kin- nefret kusmuş. beslendikleri ana dal bu. dünden beri "sen kimsin ki, niye gidiyosun neyi ispata çalışıyosun" diye ağzından salya akıyor. senin gibilerden kurtarmaya gidiyom o çocukları nankör. yine gidicem. o topraklar benim toprağım hadi engelle beni alnından öpeyim.