Ayrıca, türk adaletine güvenmem için ortadaki en ciddi sebeptir kendisi. ben böyle cengaver avukat görmedim. sıkıcı ve tekdüze avukat imajının antitezi olarak oracıkta durmaktadır. ***
gecici süre de olsa kendi arzusu nedeniyle sözlük yazarliği formasini giymekten tekaut olan gelgelim ki formasinin hasreti -ve yazacaği daha cok entrysi- olmasi nedeniyle tekrar geri dönüş yapan kişidir. kendisinin formunu bulduktan sonra klas entrylerini sözlüğe arz edeceğine emin olabilirsiniz.
kendini üç beş bilgi kırıntısı ile dolduran ve yorum yapma yeteneğinden uzak insan soyundan geldiklerini ifade edenlere, güzel şeyleri kıskanıp da eleştiriyi kötü bir şey sanıp asılsız iddialarda bulunanlara, gerekçelerle düşüncelerini ifade etmeleri konusunda tavsiyede bulunan, farklılıklara ve eleştirlere açık yazar kişisi.
gerekçesiz konuşmak sadece laf kalabalığıdır biline!!
anlaşılmaya çalışmak anlamamanın ta kendisidir..
entrilerini cok okumadım, belki kötü yazıyordur bilemiyorum. zaten hepimiz kendini ifade edemeyen maymunlarız bir yerde. kimse kitap yazmıyor burada, kendini süslü sözlerle ifade etmek bir kriter degil.
sonuç olarak yazarlığı dışında burada tanıdığım nadir insanlardandır ve kendisi içi olsun dışı olsun çok güzel bir insandır.
kendini yeterince iyi ifade edebiliyor. öpücüklerimi yolluyorum hatta.
fevkalade bilgilere mazhar olan ve kendi alaninda usta olan gereksiz tartismalara girmeyen ve girmeyecek olan bir kişiliğe sahip olan kişidir.
kayikci kavgasi etmek isteyen kişilerin baska yerlere muracaat etmesi icap eylemektedir. o yerler ise ne bileyim galata köprüsü yahut unkapani bilemedin tanzanya'ya gider orda kayikci kavgasi eder. orasini bilemiycem.
bir numunesi olaraktan ve emsal olaraktan:
---
tck md 318:
halkı askerlik soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara 6ydan 2yıla kadar hapis cezası verilir.
bu fiil basın ve yayın yoluyla işlenirse ceza yarısı oranında arttırılır.
TCk hükmünde belirtilenlerle yazarın yaptığı arasında tipiklik unsuru varsa buyrun eleştirilerinize hukuku temel alın.
düşünce insanların akıllarında var olan soyut algıların somutlaşması ile anlam kazanır. bir insanın içinde bulunduğu toplumda sırf düşüncesini dile getiriyor diye hedef olarak gösterilmesini geçmiştede yaşayan halk, hiçbir zaman bu huyundan vazgeçmemiş, sorgulamadan, anlamadan yargılamayı gelenekselleştirmiş ve değer haline getirmek için çabalarını sürdürmektedir.
insanlar seçimlerinde serbesttir ve hayatlarını ona göre çizerler ve devlet kanunlar önünde herkesi eşit görür. bir hırsızlık suçu toplumun huzuru açısından ve kişinin ıslah edilmesi nedeni ile cezaya hükmedilebilir ,kişi hırsızlık fiilini seçmiş yapmış ve cezasını almıştır. askerlik ise böyle bir şey değildir. vatan savunması olarak algılanan bir olgudur. savunacak insanların zorla, isteksiz gitmesi değil gönüllü olması gerekir .kişi fiilini seçmemiş fakat yapmış ve birileri tarafından ıslah edilmeyi beklemiş ve kendince cezasını çekmiştir mi demek lazım gelir bilinmez ama herkesin manevi inanışı ve değerleri aynı fikirleri gibi benzer değildir .
farklılıkları içinde barındıramayan toplum benzerleri arasında kaybolmaya mahkumdur.
agora yı neden bıraktığını bilmeme rağmen bırakmasaydı olacakları düşündüğüm kişidir. iyiki vardır. hayatımdaki çoğu güzel günü kendisine borçluyumdur. en çok güveniceğim kişidir. girdiği entry lerle zaten ne kadar sağlam düşünceleri olduğu anlaşılırdır. dün kendisinden orjinal infected chaosium albümünü almıştım. *
bu ucsuz bucaksiz evrene arz-i endam ettiği ilk gunden beri isyanı olan kişidir. evet doğarken ağlayan ve ölüken de ağlamaya zorlanan insanlarız, doğorken empoze edilen hırsların bünyeye dokunacağını hesap edemeyen insanlar yuzunden hayat denilen zimbirtadan zevk alamiyoruz. gun geliyor kendimizden bile sıkılıyoruz. içtiğimiz sigara bile değil tad farkına bile varmiyoruz. kati materyalist kaliplarla hayati bir senaryo gibi yasamaya gayret ediyoruz. sürrealistliğimizi kaybettiğimizden ötürü kendimizi bilgi denilen seklen kasvetli ama faydali denilen materyallere siginiyoruz. ama onlarda sigara gibi kullandikca insani cokertiyor. evet bilmek lanetlenmektir. insanliğin buyuk cogunlugu şebekten farkı yoktur. bunun kabul ediyorum. ama nedense o şebek sürüsüne özenmek pek akıl kari gelmiyor. her insan olmak istediği bir roldedir. baska bir rolu oynamaya kalkarsa kelimenin tam anlami ile tarumar olur.
bu lanet hayat bir senaryo değildir. dünyayi oldugu gibi kabul etmek gerekiyor ve onun kurallari dahilinde oynamak lazimdir. sıkılmak mı? peh peh... oyuna kaptirirsa kişi kendini sıkılmaya bile vakit bulamaz.
bir zamanlar, ufakken yani, babama oyuncak almadiği için aglamistim. o bana alnini göstererek en büyük oyuncağin budur demişti.
evet biliyorum insanlarin ve cevredeki insanlarin hayalleri kısır hergun bu gercekle yuzyuze geliyorum. ama her istenilenin oldugu bir hayat cok boktan bir hayat olurdu.
bazen istenilen olmamasi daha iyi olur.
yemin ederim ki herseyi fazlasi ile anlamak bir hastaliktir, değil fazlasiyla anlamak, anlamanin herturlusu hastaliktir. ama bu hastaliği dehleyemezsin, senin bu hastaliğin seni sen yapan seydir. bunla yasamayi ögrenmen lazim. ne yapalim hayat bu.... yollun ise mesakatli aci günlerin ekmeği her zaman tatli olur....
edebi hususlarda detayları da içine alan yorumları sebebiyle takdir ettiğim, takdir etmekle de kalmayıp sepet sepet kinder sürpriz yumurta yollamaya karar verdiğim yazar. böyle devam...
kültürüyle hayran bırakan, güzelliği dillere destan harika insan. yazdığı yazılar, açtığı başlıklarla ne kadar kaliteli bir eğitim aldığını ve mesleğinin hakkını verdiğini gösteriyor, ellerine sağlık...
