süleyman demirelin önemli bir vecizesi bu konuya iyi gider
-ege bir yunan gölü değildir
-ege bir türk gölü de değildir
-ege aslında bir göl de değildir
-ege aslında denizdir
kişinin zaman zaman kendisine belli konularda uygulaması gereken hede. meslek, yaşam ve daha başka konular için anlatıp doğruyu bulmaya ya da doğru yönü görmesini sağlayan aktivitedir. E sinema seçtin, haliyle üreteceksin.. Üreteceksinde ne ile? Bol bol oku, araştır, izle, eleştir.. Bir de üstüne yaratıcılık koy biraz, herşey tamam. Tek eksik kalıyor geriye, o da para. Para, her şeyin babası işte! Sen uğraş, didin, kafayı ye; her şey bitti bitecek derken cebin boş açıkta kal. Yok yok parasız hiçbir şey olmuyor. Hangimizin cebinde şöyle bir filme rahatlıkla ayıracak bilmem kaç bin doları var? Yok işte.. Heveste kalmaz tabi insanda... Acaba abartıyor muyum? Yoksa para sadece bir bahane mi? Yapamam, edemem bahanesi.. isteyen neler yapıyor değil mi? Hiç maliyetsiz, ya da çok az maliyetle film çeken yok mu? Çeken cekiyor canım.. Ama nasıl çekiyor? Zor oluyordur tabi.. E para bir yerde önemli şimdi atlamamak lazım. Neler lazım bir film için.. Aslında en önemli ihtiyaç azim.. Azimle ne taşlar deliniyor, film mi çekilmez? Parasızlık gerçekten tembellikten sıyrılma bahanesi o zaman. Orası da öyle ama azimli insana da yazık değil mi şimdi yani.. Şans da lazım gerçi. Bahtsız insan ne yapsın? Her türlü terslik gelmez mi başına? isterse parası olsun.. Yok yok en önemlisi şans bence.. E talih kuşu konsa diyoruz, o da şans.. Demek parayı çağıran da şans. Sırf şansa bırakıpta "ben şanssızım, talih bana gülmüyor" diye de pes edilmez tabi. işte azim yine burada devreye giriyor.. Aslında bir yerde ikisini de çok iyi kullanmak lazım.. Paran da olacak mis gibi. Ama bunların hepsini şöyle güzelce birlikte kullanabilmekte şans değil mi? Bak her şey birbirine bağlı, ne karmaşık bir durum. Off zengin olmanın yollarını bulacaksın aslında, onun için azmedeceksin.. Azmedecek ne çok şey var değil mi? Aslında kökten başlamak lazım.. "Varlık" ne? Tam bu noktada felsefe de giriyor işte işin içine.. Gel de çık. Çok düşünmek lazım tabi bu konular üstünde. "Biz niye varız mesela?". Bir sinemacı film çekmek için mi varolmuş? Hani kaderine mi öyle yazılmış? Yaratıcılık dedik örneğin, bunu işleyebilecek yeteneklerini farkedebilmiş mi kendi ruhunda? Ruh mu, beden mi? Para mı yoksa sanat mı? Ne zor şeyler..
aktörler : başının üstü kel, arkadan bırakılıp örülen uzun saçlı kırk yaş üstü bir ergen, otuz otuzbeş yaş arası üç kelimeden biri abi diğeri aynen olan çirkinle az güzel arası her an eline alacakmış gibi duran potansiyel abazan bir hatun.
Muhit : nişantaşı, cihangir, moda, caddebostan.
Mekan : kaldırımdan başlayarak heryer olabilir.
Konu : dünyanın devinimine etki eden salyangozların potansiyel agresifliğine karşı sümüklüböceklerin verdiği onurlu direniş ve bu direnişin temelini oluşturan diyalektiğin karl marks, darwin, newton, hamburabi'nin teorileri ile uyum sorunu.
Sonuç : saat gece oniki suları. Çirkinle az güzel arası hatun kişi.
- tartışma çok güzel. Tam sonuç alıyorduk. Hadi bana gidelim. Orada bitiririz.
