edebiyat yapmaktır, bunu yapanın edebi konuşması şart değildir vesselam, bilmediği halde biliyormuş gibi göstermesi de ağzın laf yapmasını gerektirir. öyle ciddi başlar konuya, bilmediğini anladıkları an dinleyenler, havadan sudan devam eder, işte martılar filan, vapurlar, tekrar girer konuya, büyük laflar etmeye çalışır ama aslında lafları kadar kendisi de küçülür, demagoji yaptığı için anlaşılmaz.
demogoji mikroskop gibidir.
x siyasi parti lideri için;
- bu x partisi liderinin efendim lurda şurda yolsuzluğu çıktı, işte belgesi, işte ses kaydı...
- (belge ve iddialara cevap vermek yerine) kardeşim bizim lider şu şu icraatları gerçekleştirmiş, yol yapmış, köprü kapmış adamdır. öyle şey yapmaz. (konu kayar, belgeler bilgiler hakkında konuşulaz)
y siyasi parti lideri için;
- bu y siyasi parti lideri x' i eleştiriyordu, havuzlu boeing uçağı var diye. ee aynısını kendisi yapmış.
- (yok öyle bişey diyemeyen güruh) ee kardeşim x' inkisi daha pahalı ama! (mesele o değil ki! havuzlu boeingi var mı yok mu?)
tartışmada bu yöntemi kullanan kişi artık bencilliğin dibine vurmuştur. öncelikle bunu kabul edelim.
örnek olarak fenerbahceli bir taraftar "ben bu gece galatasaray gol yediğinde gözlerim doldu. siz fener elendi diye eğleniyosunuz oronzbu cocuklarıv" şeklinde bir tümce kurarsa bu bir demagojidir. sanırım cümlenin kendi içindeki yavşaklığı siz de fark ettiniz. bu kişi kendi ezikliğini örtmek için karşısındakinin ezikliğini de paylaştığını iddaa ediyor, iddaa etmekle de kalmıyor adeta ufak bir çocuk gibi karşımızda ağlıyor.
bence bu ikiyüzlülüktür. bu lafı söyleyen insandan çekinmeniz gerek. çünkü karşınızda her koşulda kazanması gerektiğine inanmış, kaybedince ise teselli bekleyen şımarık bir çocuk duruyor. tek istediği bir teselli. ve onu elde etmek için olabildiğince küçülebilecek bir insan.
ya da başka bir örnek. sevgilinizin bir davranışınızdan rahatsız oldunuz. bu durum birkaç gün sürdü ve bir gece siniriniz attı. artık rahatsız olduğunuz durumu tartışmaya açtınız. kendisinin bu durumdan sorumlu olduğunu bir bir kendisine anlattınız.
buarada bakın tartışmak güzeldir. zeki, anlayışlı insanlar tartışabilir. ancak kız arkadaşınız eğer size "ama ben sana tüm gün mesaj atıyoduuaaam.." şeklinde cevap verirse ebleh olmadığınıza göre bunun da bir demagoji olduğunu idrak edebilmelisiniz. ve içine demagoji giren tartışma tartışma değildir.
kendisine artık ne derseniz deyin artık tartışmanız imkansızdır. çünkü tartışma iki tarafın da anlayışıyla gerçekleşebilir. sevgiliniz ne kadar bencil, tartışmalarda soyut durumlar yaratmaya çalışan, şımarık, şerefsiz biri olduğunu demagoji yaparak kanıtlamıştır. tartışmalarda karşı tarafa bok atılamaz. ya da kendi yaptığınız bir eylem yüceltilemez. tartışmada sunulan argümanlar üzerinde durulur, bunlar çürütülmeye çalışılır. eğer bunları yapamıyorsanız ya yeterli zekanız yoktur, ya da haksızsınızdır. bu durumda ileri bir insanın hatasını düzeltmesi gerekir. demgoji yaparak "ama ben mesaj atoooaam" demesi değil.
tartışmalarda ad hominem den uzak durulması gerekir. ki ad honinem de demagoji kaynaklıdır.
şerefsizim bu demagoji olmasa sırf haklı çıkmak için didinen ibneler de yeryüzünden silinir. dünya daha bir güzel olur. insanlık sınıf atlar.
he eğer bu yöntemleri uygulayan bir insansanız aşağılık, şerefsiz, seviyesiz, sevgisiz, bencil bir insansınız. bunu kabul ettikten sonra hayatınıza devam edebilirsiniz..
gerçeği bildiği halde laf kalabalığı yaparak,karşısındakinin aklını karıştırmak ve hiçbir şey anlatmayarak,laf kalabalığı yapmak(siyasilerimizin bi çoğu,birçok korkak gazeteci)
haksızlığının ve kusurlarının görülmesi karşısında, laf cambazlığını akıllı olmak olarak göstermenin tek kelimelik özeti. sevmiyorum ve buna baş vuran insanların sorunlu olduğunu düşünüyorum.
anneyle tartışılır. tartışmanın en koyu bir anında;
-anne bi demogoji yapma alanseversen.
*bak ki annesine ne diyor!
-anne ne dedim ki?
*tüüh! sensin demogoji.
diyerek bir yanlış anlamaya sebebiyet vererek, her hatırladığımda beni tebessüm ettirip,iç çekerek anne mi hatırlamama vesile olan taktiksel bir söz sanatı.
(bkz: Demagoji); halkın isteklerine, önyargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır.
Yunanca (bkz: demos) (halk) ve (bkz: agogos) (liderlik yapmak) kelimelerinin birleşiminden türemiştir.
Genellikle üstün bir hitabet ve propaganda yeteneği gerektirir.
Çoğunlukla (bkz: dindarlık), (bkz: milliyetçilik) gibi (bkz: popüler kavramları) kullanarak ve bunlara bağlılığı sömürerek yapılır.
tdk laf cambazlığı deyip bırakmış. kelimenin işlevini, manasını anlamamız için örnek cümle olarak da "ben demagoji gördüm" minvalinde;
"Çünkü halklar artık demagojiden hoşlanmamakta, demagogların maskelerini aşağıya indirip yolundan atmaktadır" (N. Hikmet) gibi bir cümle seçmiş.
demagogun tanımını örnekler iken ise tam kalbinden vurmuş;
"Demagog, kelime oyunu içinde hakikati güme götüren bir hokkabazdır". (n. f. Kısakürek)
(bunu da bilinçli olarak yapar demagoglar)
cambazlık mecazi ise kötü bir algı oluşturur. laf cambazlığı da demagojinin insanları yanıltan yönüne vurgu yapsa da teğet geçmektedir. yani insan onca çalışıp incecik ipte yürüyebiliyorsa boş faydasız bir iş olsa dahi bu bir yetenektir ve cambazlıkta yalan, riya, göz boyama yoktur.
dolayısıyla demagojinin tanımını; yeteneğini art niyet arayamayacağımız bir biçimde sergileyen cambazlık kurumuyla değil de yeteneğini insanları kandırmak, uyutmak biçiminde, art niyet arayabileceğimiz sihirbazlık, hokkabazlık kurumuyla yapmalıyız.
şu fıkra demagoji olayını güzel ve net olarak örneklemektedir;
Papa New York' u ziyarete gittiğinde gemiden iner inmez gazeteciler etrafını sarmış ve sormuşlar:
"New York genelevi hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Papa şaşırmış: "New York' da genelev var mı?"
Ertesi gün tüm gazetelerde manşet: "Papa' nın gemiden iner inmez ilk sorduğu şey, New York' da genelev var mı?oldu.
demagoji yapan insana sen demagoji yapıyorsun işin aslı şöyle şöyle diyerek yaptığı yüzüne vurulsa diyebilir ki
"ben yalan söylemedim, olanı söyledim". aslında demagoji yapan ille yalan söylemez. saptırır, yanlış anlaşılmaya kasten mahal verir.
kelime oyunu içinde hakikati canı isteyince güme götürme canı sıkılınca gümden getirme şartlar değişince güme götürüp-getirip işlemi şıklaştırıp bezdirme hakikate kilo kaybettirme işlemi seyrekleştirip unutturma vaz geçittirme sanatı ise eğer,
siyaset, demagoji yapmayacak da ne yapacak!
"bunun heç bi gereği yoktur!"
"bunu yapmanın gerekleri yoktur diyemezsiniz, vardır!"
