delirmenin şiddetine göre farklılıklar gösteren evredir. (bkz: delirmek)
misal hafif ve kısa vadeli bir delirme ise ufak titremeler ve göz altlarında moruklarla atlatılabilir.
fakattilah, kuvvetli bir delirme yaklaşıyorsa hem kendisine hem de çevresine zararlı bir evredir bu son evre.
hissizleşmeye, ifadesizleşmeye yakın hallere sokar bu an insanı muhtemelen varla yokun, doğruyla yanlışın ayırdında olmamanın verdiği hissizlik işte...ama öncesi ve sonrası karanlıkmış delirmenin nilgün marmara ya göre:
o zaman da aynı karanlık,
aynı yarasaydı,
manolya delirmezden önce
...
karanlık aynı, yarasa ayna,
bu eller bu yüz'den yıkandıktan,
manolya delirdıkten sonra.
"odamın dört duvarı var bir de tavanı.
iki elim ve ikiside aynı boyda. sen gittiğinden beri tüm yaptığım bu ikisini incelemek.
elimi alıyorum gözümün önüne koyuyorum tavana bakıyorum,
elimi alıyorum yanda tutuyorum tek gözümle cama bakıyorum.
baktıkça çoğalıyor ellerim biliyor musun? çocuk gibi, hani yapardık ya bir kağıdı sarıp ordan elimi dayayıp bakıyorum sanki delik oluyor biliyor musun? onca yıldır hep yapıyor hala yanılıyor beynim gözüm.
şaşırıyorum işte bol bol, şaşırdıkça çoğalıyor ellerim.
nereye koysam olmuyor, hakkaten öyle durduk zamanlarda napıyordu ki elim?
elini tutmadığı, yüzünü okşamadığı, dudağına değmediği zamanlarda ne yapıyordu?
kocaman kocaman bir sürü elim..
çok komik. "
"o değilde canımsın, ama canım sıkkın.
yani anlatsam olmuyor, yazsam öbür türlü.
gidiyorum ya hani, gitme desen diyorum. korkuları hayalerimiz boğar ya hani, bol bol hayal kursan diyorum. küçüktüm ufacıktım, bir sürü hayalim olurdu, hepsi yalanlanınca ben bıraktım çünkü.
benim yerimede uyumasan diyorum? sana sonu mutlu bi masal vermek istiyorum, oysa binbir gecede mavi sakal olmuşum hep sevdikleri ölü ve bodrum katta. ama korkmuyorum hepsinin sonu ay ay aynı.
seni seviyorum lafı öyle işini seven bir orospuymuş ki ağzımda, şimdi desem ya hepsi yalan olacak ye sen. çok şey istiyorum anlayacağın, çok bekliyorum bir hayal gücü istiyorum, sil baştan..
kal desem, bekle desem, geri dön desem, sorun sende değil bende desem, bildiğim bütün ayrılık laflarını etsem yok!
kaçarı da yok oluru da.
hem hem hem hem zaman varya, onun sen bir ucunda ben bir ucunda. parallel gidiyoruz. çakışırmıyız?
mat2den niye kaldığımı hatırladım. çakışırsa, aynı doğru oluyorlardı.. olur mu ki?
bilmem yarın finalim var zaten..
ama ama ama ama "ben bunları kimseye anlatmadım, kendimle bile konuşmadım".
çocuk.. küçüğümsün.
aman anlatamadım işte. o yüzden bu delirdikten sonra ilk karalanan oldu.
anlatamadıkça karalama olcak, bir gün hepsini anlatıcam ve nobel alırken sana teşekkür edicem.
kayısı'm seni aldım karşıma insan gibi konuşuyorum ya, doktorum nerde?
hem bu yazıda üç şarkı dinlendi, bulana ömür boyu artı vaad edildi.
şarkını biri severek ayrılanlara, biri sevipte kavuşamayanlara, biri de kedi'me gitti. "