gerçekliğin tahammül sınırlarının dışına çıkması durumunda, bilincin hayalleri gerçeğin yerine koyması ve kendi gerçekliğini yaratması durumuna delirme denir. delirme bir savunma mekanizmasıdır, beynin kendini savunma mekanizması. o halde delirme nedeni, tahammül sınırlarını zorlayan herhangi bir durumdur.
en çok ilişkilerde kız arkadaşa bazı sorunlardan bahsederken yasanır. anlatmak istediğinizi hiç bir zamanda anlışılmaz ve hep konu farklı bir tarafa kayar ve herzaman haksız çıkarsınız. haklı çıksanız bile muhakkak yine haksız çıkarsınız.
sürekli olarak, varlığı-var olma nedenimizi sorgulamak.
adliye, nüfus memurluğu, öğrenci işleri daha bir çok alandaki çalışanların , 5 dakikada yapılabileceğini bildiğiniz işleri, sanki dünya'yı kurtaracaklarmış gibi (bugün git yarın gel mantığı ile) işi yokuşa sürmeleri.
-acil lazım olan bir eşyanın bulunamaması.
-birine bişey anlatıp anlatıp sonra kişinin yüzünde anlamamış ifadesinin farkına varılması ve akabinde tekme tokat dalınması.
-bir konu hakkında ilgiliye danışılması ve sonrasında rüzgarda savrulan bir yaprak misali o kişiden o kişiye yönlendirilmek, sonuca bir türlü ulaşamamak.
bence bunların hepsi delirmeye sebebiyet verebilir.
*gözlerinin önünde bir insanın can vermesi.bu insanın canından çok sevdiğin bir insan olması. koskoca insanın bir saniyelik bir anda ellerinden kayıp gitmesi sonuncunda delirebilir.ya da miniminnacık bebeğini kaybetmesi. bunlar olası şeyler.askerde ki oğlunun şehit düşmesi sonucundan nice annenler deliriyor. öyle ki artık fotoğrafına bakıp ben bunun için mi ağladım bunun için mi gözyaşı döktüm diyecek kadar hem de.
etrafındaki insanların seni dinlememsi, dinlese de anlamaması ve anlamak istememesi bu nedenler arasındadır. bu örnek soyut oldu biraz da somut olsun derseseniz; haftalardır gri gökyüzüne bakmak, doğru düzgün güneş göremememek.