delinin olumu

entry3 galeri0
    1.
  1. ölüm diye mırıldandı gün boyu
    sonra duru duru sustu hep
    yalan yok, onunla dalga geçtik
    nerden bilirdik ki
    sıcak bir kumru ölüsü gördüğünü
    hem öyle pek eski değil, dün öğle üstü
    ardından gök çıldırmış, bunu gören yok
    deyin ki yıllardır bir periye aşk dokurdu yeşimle
    enikonu balkonunu cin çarpmıştı, duyardık
    daha kötüsü kedisi de düşmüştü damdan
    düşmüştü de kalmıştı dokuz canına hayret
    bir gezgin çoban yıldızını bırakmış eline, söylerdi
    nicedir o yıldız çakardı ela gözünde

    bir periye aşk dokuyordu hiç usanmadan
    aslanağızları geçiyordu, iğneler, dervişler
    fırdöndüler, koyun postları, kor bir yelek
    simli gelin telleri, tut ki rüzgar gülleri
    ölüyordu
    yanında duruyor, garipsiyorduk
    bir delinin de kumru gibi ölebileceğini

    *
    1 ...
  2. 2.
  3. ölüm nedeni 'kuytuların intiharı' olarak, ölüm anı 'zamansızlık kayboluşu' olarak geçti kayıtlara.
    çok bildiklerini taşıyamamanın ağırlığı vardı ödem ödem yorgun gözlerinin renkli koyuluğunda. onca şeyi anlatmak isteyip de, aslında bir boşluk ya da çoğu zaman bir hiçlik ile konuşmanın sızısı, inceden inceye dökülüveren ahmak ıslatan yağmur tadında, yayıldı vücuduna.
    onu öldüren, beyninin ulaşılamayan ve el değişmemiş tozlu rafları oldu en çok da. nasıl isterdi anlaşılmayı oysa;

    ölüm müydü ona en çok zor gelen, yoksa delilik mi, cılız bedeninde taşınamayan engerek zindan?
    karanlık mıydı tutsaklığı yoksa fazlaca aydınlık mıydı onu körkütük sarhoş kılan.
    hani, hep "böyle buyurmuyor muydu zerdüşt?" ya da "yedi benlikte" yedincisinin isyanı?
    bir yerde miydi hata, yoksa her yerde mi bin bir parçasının tercümanları?
    sorular çoktu, ama azdı yanıtları...

    damlarda gezinen ışık huzmesine adadı deliliğini, topraktaki ölüme sundu ayin tadında bedenini. ne deliliği yok oldu, ne de ölümde vücudu;
    bir toprağı çatlattı filiz, hüzünlü ışığını armağan etti güneş, ve zamansızlıkta bir çiçek açtı cılız beden.
    poleniyle vücut buldu başka toprakta ve çiftleştiği çiçekteki bedende.
    delinin ölümü, bir başka deliliğin öyküsünü doğurdu zamanın esrikliğinde.
    0 ...
  4. 3.
  5. (delinin bir şehri vardı;
    şehir ölüydü, yaşamıyordu sakinleri yaşamlarını ama deli buna hiç aldırmadı
    zira ölüm delilikti, deli buna alışıktı
    şehrin bir delisi vardı;
    deli öldü şehir günlerce ağladı.)

    ölüm delidir
    uzaktan etkilemez de pek
    insan yakına gidince irkilir.

    deli uzaktan şirindir
    ama insan yakınında hep diken üzerindedir, tetiktedir.

    deliler sevilir sevilmesine de
    bir çok insan için akıl hastanesinin kapısı kilitlidir
    zira bünye birden fazla deliye aynı anda dayanabilcek güçte değildir.

    delinin ölümü iki delinin birlikteliğidir,
    kalbi delirtir, delice kederlendirir.
    **
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük