delilik

entry153 galeri4 video3
    153.
  1. Gücü tasavvur ettiği için hem kudretsizlik, hem de sınırsız bir kudretliliktir dedi çöp toplayan emekli dede.
    0 ...
  2. 152.
  3. "zihinsel yaşam konusunda asıl sorun, neden bazı kişilerin delirdiği değil, nasıl olup da çoğunun delilikten kurtulduğudur."

    erich fromm- sağlıklı toplum
    1 ...
  4. 151.
  5. Pilli bebek'in behzat ç dizisinde kullanılan şarkısı. Akşamları hülyalara dalarken delirten versiyonuyla ağlatır.
    1 ...
  6. 150.
  7. bazen deli olmaya karar veriyorum ama o çizgiyi bir kez geçtin mi dönüşü yok, çok zor...
    0 ...
  8. 149.
  9. özgürlüğün ta kendisidir.

    Sıkıntı yapmayın, anlaşılmayan ruhlara deli demek âdettendir.. Ve adetler hep yerini bulur, hiç yerlerinde olmasalar da. Ve bence Asıl akıllı insan toplumun tabiriyle deliler hastanesine gider. -peyami safa

    Delilik, hassas insanların protestosudur. -victor hugo

    Ama bu delilik bir kez yerleşmiş yüreğimize, kim ondan kurtulmak ister ki? -goethe

    Delilik sandığınız şeyin sadece duyuların fazla keskinleşmesi olduğunu söylememişmiş miydim ben size? -edgar allan poe

    Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir. Çünkü delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur, aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir. -albert einstein
    0 ...
  10. 148.
  11. bir filmde, matematik profesörü deli dahi baba, kızına ‘kendi kendine -deli olup, olmadığını- sorabiliyorsan, deli değilsindir’ diyordu.
    önceleri soruyordum kendime, artık sormuyorum.
    bkz. proof
    bkz. anthony hopkins
    bkz. gwyneth paltrow
    0 ...
  12. 147.
  13. Normal insanların yapmayacağı şeyi yapmaktır.
    2 ...
  14. 145.
  15. Aklın son durağını kaçırmak...
    2 ...
  16. 144.
  17. "...Tartışmalar bizde maalesef en ham hâlini yaşıyor. Bir meseleyi “münazara etmek” ile “münakaşa etmek” arasındaki farkı bile bilmiyoruz. Hoş, aslında bu bile çok mühim değil. Esâsen tartışmayı , münazara seviyesinde bile manâlı bulanlardan değilim..Benim gözümde bir ergenlik hastalığıdır tartışmak..”Müsademe-i efkârdan barika-i hakîkât doğar” diyen yüzeyselliğe ise güler geçerim. Çok müsademe takip ettim; bırakın herhangi birisinde bir ziyânın çaktığını, karanlığın daha da zifîrleştiğini, katranlaştığını gördüm. “Bir tartışmada tartışılan, tartışanlardan başkası değildir” der Paul Valery; o keskin ve mûzip gözlem gücüyle… Bu sebeple tartışmaların içindeki o kızgın, yakıcı tabakayla çok fazla ilgilenmemiş; herhangi bir tartışmaya dâhil olmamaya îtinâ etmişimdir.

    Bir tartışmayı manâsız kılan; zaman ve enerji kaybına dönüştüren; bizzat niteliği; yâni tartışanlardan ayrıştırılamamasıdır. Tezler, fikirler burada zihin bulandırmaktan başka bir işe yaramaz. Ama bizzat, tartışmayı tartıştırabilen bir şeyler kalıyorsa elimizde, üzerinde durmaya değer olur. Tuhaf olan şu: Tartışmanın tartışılabilmesi adına, bâzı örtülerin kalkması; tartışmanın apaçık olarak aslına rücû etmesi işi kolaylaştırıyor. Yâni fikir tartışması olarak başlasa da, tartışmanın böyle olmaktan çıkması ve tartışanların tartışılmasına dönüşmesidir. Kadir Mısıroğlu etrâfındaki tartışmalar, o yakıcı tabakayı geride bırakabilirsek ortaya çok dikkât çekici katmanları karşımıza çıkarıyor.

    Gerek Kadir Mısıroğlu’nun tezleri; gerek bu tezlere mâtuf tepkiler aslında tartışılacak; telif konusu hâline getirilecek, pazarlığı yapılacak bir şey bırakmıyor. Mısıroğlu son derecede radikal, açık konuşuyor ve yazıyor. Minimalist modernistlerle , maksimalist modernistler arasında tartışmaya açık bir şeyler kalır. Meselâ Peyâmî Safâ ile Yaşar Nâbî saatlerce tartışabilirler. Hattâ tartışma çok kırıcı bir hâle gelebilir. Kopuşlar, küskünlükler de yaşanabilir. Ama ,eminim ki, taraflar, tartışma sonrasında içlerinde bir yerde diğeri için “Neden anlamıyor?” sorusunu kırgınlık ve kızgınlık karışımı bir hisle sorarlar. Birbirlerinden hâlâ umutludurlar; Peyâmî Safâ, Yaşar Nâbî’nin birgün “ıslah” olup, din ve geleneklerin ehemmiyetini anlayacağından; Yaşar Nâbî ise Peyâmî Safâ’nın din ve gelenek saplantılarından âzâde bir Kemalizmi anlayacağından … Dâvâ minimalizm-maksimalizm olmaktan çıkıp, referans dünyâlarındaki ortaklık sona erince, tartışma aslına inkılâb ediyor ve bir şahsiyetler ve simgeler mücâdelesine evriliyor. içeriksizleşme ile meselâ Bourdieu ve Foucault gibilerin işlediği simgesel şiddet arasında bir bağ olduğunu düşünüyorum. (Aman içeriksizleşmeyi çok ciddiye aldığım anlaşılmasın. içeriksizleşme, içerik zannedilen şeylerin buharlaşması olarak görünüyor bana)…Her neyse; işte kritik nokta da bu. Tartışmayı, tartışanlardan bağımsız tartışabilmenin kapıları burada açılıyor. Fikirler; yâni zihinlerin içini abur cubur dolduran tortular değil; bizzât zihniyet kodları tartışmaya açılıyor. Teolojinin kör noktaları açılıyor; sosyoloji , kültürel antropoloji gibi tâze açılar ayağa kalkıyor..Üstelik tartışmanın tartışılması, süreci tartışanların hegemonyasından kurtarıyor ve belki de daha soğukkanlı vaziyet edebilecek “başka” birilerinin eline geçmesini sağlıyor.

    Kadir Mısıroğlu, bir Batıcı’nın gözünde gericiliğin, o apaçık “peccatum mortiferum”un öznesidir. Batıcıların öcüsü, ölümcül günahı gericiliktir ve Türkiye’de maalesef adamakıllı çalışılmamıştır. Kızanların gözünde gericiliği ağırlaştıran kılıflı, gizlenmiş, örtülmüş olmasıdır. Kadir Mısıroğlu’nun bir takıntı hâline gelmesi; işbu örtü kalktığı zaman görünecek olanı temsil etmesidir. Kadir Mısıroğlu sâyesinde gericiliğe bir cürm-ü meşhûd yapılmıştır âdeta.. Başında fesiyle, arkasındaki Osmanlı sembolleriyle elindeki bastonuyla, kaba saba, küfürbaz konuşmalarıyla, dahası deli raporuyla. Şu aralar bu deli raporu ile vampirin göğüs nâhiyesine öldürücü vuruşu yapmaya çalışıyorlar. Öldürücü vuruş şu: Mâdem delidir; üstelik bu hâli “bilimsel” bir raporla tescillidir, o hâlde söyledikleri, yaptıkları tekmil çöplüktür. Hattâ müşahade altına alınması iktizâ eder… Akıl ile delilik arasında yapılan keskin analitik bir ayrıştırma…Meraklıları Foucault’nun Deliliğin Târihi’ne bir baksın da bu ayırımın insanlığın başına ne büyük bir belâ açtığını görsün…Her analitik, gerisinde büyük boşluklar bırakır ve faşizan kıt’alara açılır. .. Aklın şampiyonluğunu yapanların hâlâ görmek istemedikleri Hitler Nazizminin onun en yüksek mertebelerinden birisi olmasıdır. Bu gerçeği de Hitler’in deliliği ile örtmeye çalışırlar..

    Mustafa Özel, Don Kişot ve Cervantes üzerine çok düşündürücü bir değerlendirme yapmıştı: Cervantes hesaplayıcı aklın egemenliğinin nasıl da dünyayı ele geçirdiğini görüyor ; bunun belki de önlenemez olduğunu görüyordu. Don Kişot üzerinden bize şunu söylüyordu: öyle bir dünyâ kuruluyor ki, artık hakîkâti, akıllılardan değil, delilerden bekleyeceğiz.…….

    Akıl ile deliliği ayrıştırmak ve “delileri” suçlayıp dışlamak modern bir obskürantizmdir. Rast Peşrev’ini icra etmekten ve dinlemekten lezzet aldığım Benli Hasan Ağa’nın 17.Asırda yazdığı Tezkiret’ül Müteahhirin kitabını parça parça okuyorum..Ne kadar ilginç insanlar bu deliler… Ya, Neyzen Tevfik’e ne demeli? Neyzen’in lâikliği övdüğünü düşündüğünüz şiirlerini okurken, aldığı deli raporları ne için akıllara gelmiyordu acaba?…Akılcılığın şampiyonluğunu yapıp ne ara Çılgın Türkler’e geldik?

    HAMiŞ: insan hayâtı, kolayca birbirine dönüşüveren iki maksim; akıl ve delilik arasında yaptıklarımızı akılcılaştırmaktan başka nedir ki? Akla en çılgın şeyleri yaptırabilir; en ahmakça şeyleri akıl ile örgütleyebilir; akılla arayıp bulamadığınız hakîkati ise en çılgın anınızda avucunuzda tutabilirsiniz."
    Süleyman Seyfi Öğün
    1 ...
  18. 143.
  19. Yok yok, hayır hayır... kesinlikle ovulecek bir şey degil. Tabii ki kendini akıllı zannedenlere bakıp deliliği ovuyorsaniz evet evet, tabi ki haklısiniz efendim.
    0 ...
  20. 142.
  21. 141.
  22. LEYLA KÖŞESi

    BiR DE BAKALIM LEYLA KÖŞESiNDEN
    AŞKIN KADIN ADLI PENCERESiNDEN
    BIRAKMIŞTI KENDiNi YAZILMIŞ OLANA
    SUSMAK VE KONUŞMAMAK DENEN CANA
    EVLENMiŞTi VE GÖRÜNÜŞTE MUTLU
    ŞiMDiDEN MEMNUN VE GELECEKTEN UMUTLU
    FAKAT BiR EKSiKLiK UFACIK BiR NOKTA
    KALBi KURCALIYORDU HALA
    MECNUN NE OLMUŞTU NEREDEYDi
    NASILDI NE YAPIYORDU HALi NEYDi
    GECELERi LOŞ GÖLGELER ARASINDA
    KUM TEPELERiNDE AY YARASINDA
    MECNUNA BENZEYEN HAYALLER OLURDU
    BU ANLARDA SANKi KALBi DURURDU
    BiTMiŞ OLAN BiR DAHA MI BAŞLAYACAK
    NE ÇARE BAŞLAYAN BAŞLAMAMIŞ
    BiTMiŞ BiTMEMiŞ OLACAK
    GiBi GELiRDi ONA
    ÜRKÜNTÜ GEÇMiŞ AMA EREMEMiŞTi HUZURA
    KARANLIK BiTMiŞ FAKAT EREMEMiŞTi HUZURA
    AY TUTULMUŞ TUTULMUŞ KURTULMUŞTU
    GÇNLU ZAMAN ZAMAN TUTMUŞTU MUSTU
    GÜN KIRMIŞTI SiYAH ÇERÇEVESiNi
    YARMIŞTI IŞIKTA ÖTESiNi BERiSiNi
    BASKIN KORKUSUYLA ÜRPEREN ÇADIRLARIN
    BUGÜN DÜZEN VE GÜVEN, AMA YARIN!!
    YARINA BiR GÜVENCE OLMAYAN
    NEYE YARAR BÖYLE BiR ŞiMDiKi ZAMAN
    ACIYLA DA OLSA DOPDOLU OLAN HAYAT
    BOŞALMIŞTI ZEMBEREĞi BOŞALMIŞ BiR SAAT
    GiBi. DÖNMÜŞTÜ BOMBOŞ BiR KAĞIDA
    AĞIZDAKi TAD BENZEMiYOR ESKi TADA
    IRMAK KURUMUŞ RÜZGAR ESMiYOR
    YAKICI GÜNEŞi BiR PARÇACIK BULUT ÖRTMÜYOR
    ARZU VE KORKU iKi KARANLIK DUYGU
    YÜREĞiNDE BiRBiRiNi KOVALAYIP DURUYORDU
    YA BiR GÜN GERi DÖNERSE MECNUN
    YiNE ALTÜST OLURSA ORTALIK BÜTÜN
    DAHA Mi iYi OLUR DAHA Mi KÖTÜ BiLMiYORDU
    BiR UMUT VARDI GÖNLÜNDE EKSiLMiYORDU
    SONRA KIZIYORDU KENDiNE KINIYORDU KENDiNi
    KAPAMAK iSTiYORDU iÇiNDE ESKiNiN KEPENGiNi
    ESKi OLDU DiYELiM AMA NEYDi YENi
    VE NASIL ESKiTMELi ESKiMEYENi
    NASIL ÖLDÜRMELi ÖLMEYENi
    NASIL DiRi SAYARSIN ÖLÜ OLANI
    ESKi BiR ZEHiRDi BELKi AMA YENi
    ANDIRIYORDU TATSIZ TUZSUZ BiR YEMEĞi
    BEKLEMEK NEYi BEKLEDiĞiNi BiLMEDEN
    GÜN GÜNÜ AY AYI KOVALARKEN
    BEKLEMEK BiR VAKTiN DOLUSUNU
    ÖÇ ALAN KADERiN ZALiM OYUNU
    HER ŞEY AKILLA KURULU AKILLA DÜZGÜN
    AMA AKLIN iÇiNDE OLMALI BAHARAT GiBi
    BiR PARÇA DELiLiK
    OYSA MECNUN ALMIŞ BÜTÜN DELiLiĞi GiTMiŞ
    KUPKURU BiR HAYAT KALMIŞ VE ADETA OYUN BiTMiŞ
    ARZULANAN ZENGiNLiK, AT KUMAŞ VE ZiYAFET
    YETMEZ OLUR iNSANA BiR GÜN ELBET
    iNSAN HEP BiR ŞEY UMAR BEKLER
    NE OLDUĞUNU BiLMEZ FAKAT
    FAKAT SONRADAN DURULDU LEYLA
    TEVEKKÜLLE HUZURU BULDU LEYLA
    RUHTA KOPAN FIRTINALAR DiNDi
    GÖKTEN GÖNLE SÜKUNET iNDi
    ANLADI Ki ACI TATLI SOĞUK SICAK
    GEÇMiŞ VE GELECEK AYRILMAK VE KAVUŞMAK
    HEP AYNI VAROLUŞUN DÖNÜŞÜMLERi
    AYDINLANIŞLARI VE SÖNÜŞÜMLERi
    HER ŞEY HAVADA DÖNER DURUR
    SONUNDA TANRI VARLIĞINDA YOK OLUR
    RUH HÜRDÜR VÜCUT ESiR
    RUH BALDIR BEDEN ZEHiR
    RUH HÜRDÜR TANRI AŞKIYLA
    BAĞLI DEĞiL YER VE ZAMAN KAYDIYLA
    FARKETMEZ GELSE GELMESE KAYS (MECNUN) ONA
    GiTSE GiTMESE ONA LEYLA
    TANRI KATINDA BULUŞMUŞLARDIR
    HAKiKAT YURDUNA KAVUŞMUŞLARDIR


    SEZAi KARAKOÇ.
    12 ...
  23. 140.
  24. psikiyatri strajını yapana kadar hiç hastalık gibi gelmiyodu. ya özgürler amk ya zincirleri kırmışlar amk ya baba asıl onlar yaşıyo amk ya gibi gibi triplere ben de girerdim. geçen sene 3 ay psikiyatri kanadında sabah 8 akşam 5 stajımı tamamladım toplamda 6 gün nöbet tuttum. bi insanın başına gelebilecek en kötü hastalık akıl sağlığına gelenmiş. kanser olursun yenersin, yenilirsin ama o süreci yaşarsın, yalnız dahi olsan kendin varsın. bu gariplerin hiçbir şeyi yok. hele bazı seviyelerindekileri gördükçe allah günah yazmasın, keşke ölseler de kurtulsa dünya diyosunuz. çünkü ne kendilerine ne de dünyaya bi farklılık getiremiyolar. ne kadar acı değil mi?
    2 ...
  25. 139.
  26. ergenik sancılar içerisinde kullanıla kullanıla içi boşalmaya yüz tutmuş olan kavram. serdar ortaç bile kullandı, öyle ele ayağa düştü güzelim statü.
    0 ...
  27. 138.
  28. 136.
  29. Sonum olmasından korktuğum pilli bebek şarkısı. insanı çıldırma noktasına getiriyor bir adım ötesi zaten ölüm. Yine de ne kadar dirensemde dinlemekten vazgeçemiyorum. Bu aralar hayatımın fon müziği ayrıca.
    1 ...
  30. 135.
  31. iyiyse eğlencelidir. Kötüyse çok kötüdür.
    0 ...
  32. 134.
  33. Artık baudrillard ın simülakrlar ve simülasyon teorisinden öteye gitmeyen bir hologram.
    1 ...
  34. 133.
  35. Foucault'nun tarihini yazdığıdır. Fakat çok enteresan tarih aklın alanındadır. Derrida adına konuştum.
    2 ...
  36. 132.
  37. ...

    Biraz miras, biraz alın teri,
    Her şeyden vazgeçiyor insan
    Değişmiyor,
    Yalan dolan.

    Tuhaf rastlantılar
    Tuhaf temaslar

    Önüne geçemediğim bir deliliğe bürünmüş..

    Yıkıldık gene gece gece...
    1 ...
  38. 131.
  39. 130.
  40. Ve deliliğimde hem özgürlüğü hem güvenliği buldum; yalnızlığın özgürlüğünü ve anlaşılmazlığın güvenliğini, bizi anlayanlar bizden bir şeyleri tutsak ederler çünkü.
    2 ...
  41. 129.
  42. 128.
  43. "...'Herkesin içtiği sudan siz de için." diye hükümdar saraydakilere buyruk saldı. Bilgeler, vezirler, yargıçlar buyruğa karşı çıktılar. Çünkü, buyruğa uymak, aklın ve bilgeliğin sonu demekti. Ama, çaresizdiler. 'Herkes çıldırdıktan sonra birkaç kişinin akıllı kalmasına ne gerek var?' Böyle dedi hükümdar ve yağmur suyu ile dolu ilk bardağı kendisi yuvarladı. Ardından da saray erkânı... Böylece hükümdar, vezirler, bilgeler, birlik ve beraberlik içinde sarayın dışındaki deliler curcunasına katıldılar. Artık böylece, aradaki anlaşmazlık uçurumu kapanmıştı. Neden sonra bu genel curcunanın adı 'toplumsal düzen' oldu. Yeniden akıllananlar deli diye tımarhanelere tıkılıyordu..."

    (bkz: Ömer Seyfettin)
    4 ...
  44. 127.
  45. ''prometheus bugün çaldı ateşi tanrılardan ve spartaküs için bugün dendi zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi yoktu diye. ve biz, aklından başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ki onu da çoktan kaybetmiş olanlar, bugün devralacağız tarihi çoktan tarih olmuş olandan. senden öncekiler çoktan yenilip gittiler. peki ya biz? biz? galip gelebilecek miyiz dersiniz bu mağlup doğduğumuz dünyaya? Sancho! Bana atımı getir! Cevap ver bana sancho, yenilmeye mahkum mudur koca koca dalgalara çekilmiş bir kılıç? Yoksa iflah edip şaha kalkmış denizi sakin bir sütçü beygirine çevirebilir mi? boyun eğdiğini gördün mü hiç dev gibi bir ordunun tek bir neferin kılıcına? arkadaşlar! bugün tarihi bir gün, bugün çalacağız ateşi tanrılardan ve bizim için bugün denecek akıllarından başka kaybedecek hiçbir şeyleri yoktu diye. kulak verin sözlerime. bütün dünya bir sahne ve biz de oyuncularız. varsın deli desinler bize, sırf elimize tutuşturulan bir oyun müsveddesini fırlatıp attık, biraz doğaçladık, sahnemizi havalandırdık diye. Ama bugün, tarihi bir amaç uğruna yeniden elimize alacağız o bir zamanlar beğenmediğimiz oyun metnini.''
    (bkz: deli aklı)
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük