"tuhaf rastlantılar, tuhaf temaslar, önüne geçemediğim bir deliliğe dönüşmüş. almış başını gidiyor!"
harika müthiş ötesi Pilli bebek şarkısı. Behzat Ç. albümünü çıkarsalar da daha güzel kayıtlarda dinlesek bu şarkıyı.
çok kontrolcü oluşum benim , çok gamsız görünmeme sebep oluyor ve delirmenin eşiğine geliyorum .
Bir çok olaydan etkilenmeme rağmen hiç etkilenmiyormuş gibi yapmak çok zor çok yoruluyorum bir çıkış noktası arıyorum . ama bulamıyorum ne yapsam kurtulurum ki çok düşünmekten , kendim gibi olsam diyorum onuda yapamıyorum çünkü güçsüz bir insan gibi görünmek istemiyorum . keşke hep sarhoş olsam . . . ve düşünmesem kimsenin derdinin beni etkilemesine izin vermemiş kendi kendimi avuturum yıllar yıllar geçse de kendi kendime yeterim .
bir pilli bebek parçasıdır. ilk olarak behzat ç. nin o olay yaratan sezon finalinde son sahnede duymuştum.
zaten pilli bebek'in behzat ç. den çok önce de dinlediğimiz albümlerinde olmayan bir parça.
yani bahzat ç. için özel yapılmış bir parça ve benim en sevdiğim pilli bebek parçası oldu. henüz stüdyo kaydı bulunmadığı içinde en kaliteli ama kısacık hali şimdilik bu:
bilmiyorum belki son zamanlarda içinde bulunduğum psikolojiden, belki de daha ilk dakikalardan kendini ele veren hayatımdaki insanların daha bir fazla gözüme batması bu parçaya takılma nedenim.
''yalan dolan'' her dönem aynı aslında. aynı olmayan insanların kirlenme eşiği. her geçen gün, her şeyin daha kötüye gittiği bir dünyada hayatta kalabilmek kadar akıl sağlığını da kaybetmemek önemli olan.
ben bunu anladım son birkaç ayda. kısacası bu parça insanı derinlerden yakalıyor.
neler buldum ne kaybettim
ne beklerdim hiç bilmezdim
içine düştüğüm nefret
biraz miras biraz alınteri
her şeyden vaz geçiyor insan
değişmiyor
değişmiyor
değişmiyor yalan dolan
tuhaf rastlantılar tuhaf temaslar
önüne geçemediğim bir deliliğe dönüşmüş
almış başımı gidiyor
Gecenin şu saatinde uyandım sanki bok varmış gibi. Rüya gördüm, kâbus da denebilir. intihar ediyordum. Hemen telefona sarıldım ilk numaraya mesaj attım kayıtlı "Uyanınca Pilli Bebek - Delilik dinle" diye. Sonra üşenmedim kalktım geldim dinledim. Üstüne bir de duruyor zaman(Nam-ı diğer kızım) açtım. Sıcak yaz gecesi birden serinledi. Neden bilmiyorum şuan bunları yazıyorum, arka fonda Cem Kısmet'in albümü çalıyor. Neden bilmem şuan canım bomonti istedi.
Tuhaf rastlantılar, tuhaf temaslar...
Emrah Serbes'in birinci romanının adı ne doğru özetliyor her şeyi: "Her temas iz bırakır."
--spoiler--
Aklın ana hatlarını "delilik" ortaya koyar. Akıl, ancak kendini deliliğin zıddında, deliliğin zıddı olarak tanımlayabiliyor. Öyleyse "delilik" toplum düzeninin varlığı için gerekli, çünkü bu düzen ancak kendi negatifinin aynasında kimlik bulur.
--spoiler--
Adamın birisinin, Arabasının lastiği tam ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin önünde patlar.
Adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Sonraki işlem malum...
Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.
Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.
Mazgal açılır gibi değil,
Bijonlar görünmüyor bile.
Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar,
çaresiz kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri hastanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;
+ Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?
- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.
+ Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun.
+ Seni, lastikçiye kadar idare eder.
Adam hemeen denileni yapar.
Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne işin var burada?
Cevap müthiştir....
+ Biz burada delilik'ten yatıyoruz kardeşim, salaklık'tan değil.
"kontrol edilemez bir deliyim. Bu yüzden de her şey ve herkesten uzağım. Yakınımda kimse olamayacağıı, kimsenin yanına yakışmayacağım için. Ölene kadar yalnız ve mutsuz olmaya mahkumum."
akıllı veya zeki olmayan insanların onlardan zeki insanlara yapıştırdığı yaftalama.
senin gibi düşünmüyorsa ya yoldan çıkmıştır ya salaktır ya delidir zaten.
charles bukowski' nin olağanüstü kitabı. bir bölümünde tolstoy'dan şöyle bahseder. tolstoy " savaş ve barış " benim için gogoi'un palto'sundan sonra okuduğum en büyük fiyaskoydu..
herkese renkli günler
delilik biliyorum senle olmak delilik.
takılıp kaldım karşı koymak imkansız.
diye devam eden çok sevdiğim Feridun düzağaç şarkısının içinde geçen bir kelime.