kamuoyunun yüksek malumu olduğu üzere, ülke olarak altyapı konusunda "perişanları oynuyoruz". daha su gitmeden tıkanan borular var bu ülkede. evler de ha keza. iki tutam hanım kız saçı döküldü diye lavabo mu tıkanır arkadaş? elalem mühendisliği yalamış yutmuş, artık fantezi yapıyor biz hayyyla (not:anlatımı pekiştirmek adına kasten yanlış yazılmıştır) giderle, delikle, bok ve püsürle uğraşıyoruz.
meselenin altyapı açısından değerlendirmesi bu yöndeyken, komşuluk mevzuuna da dokunmak gerekiyor kanısındayım. komşu dediğimiz, yan tarafta bir soluk, alt katta pişen bir kap sıcak çorba, üst katta hayvan gibi koşturup adamın kafasının amına koyup patoz eden bir itoğlu. ekseriyetle güzel bir şey yani.
tüm bunlar değerlendirildiğinde, hemen hepimizin başına gelebilecek bir hadise olan gider tıpanması sonucu, komşuluk müessesesine güvenerek kapımıza gelen bir bayanı garipsemek hiç de mantıklı değil. ben bunu bevliye uzmanıyla bile tartışmam.
haaa şu da var ki; davasında sonuna kadar da haksız bayandır! senin bir problemin olabilir, soluğu komşunda alabilirsin ama hanım kız niye dikkat etmiyorsun seçtiğin kelimelere. sen bana gelip soluk borusu desen bile ben boşalırım. ayda 4 kez düzenli seks ettiğimi düşünürsek, yokluktan kıvranan beylerimiz ne durumda sen düşün. delik diyorsun, tıkandı diyorsun sonra da mırın kırın ediyorsun. kullanacağın kelimeleri iyi seç ve kendine çeki düzen ver!
