"un film de Jeunet et Caro"..
Post-apokaliptik sürrealist komedi olarak tanımlıyor filmi kendileri, bense:
"Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza: yangın mı olur artık, bahar mı?" dizeleri ile tanımlamak isterim Dominique Pinon (Louison) ve Marie-Laure Dougnac (Julie Clapet)'in naif ve ironik aşkını işleyen bu filmi. Filmin renkleri için Darius Khondji'yi ve müzikleri için de Carlos D'Alessio'yu alkışlamak gerek tabii. 10 kere izlenilse 10 fırın ekmeklik daha ayrıntı kalır bir sonraki seanslara.
çok sevdiğim bir arkadaşımın önermesinin ardından izlediğim harika film. özellikle esas kızımızın şirin ve samimi tavırları beni filme bağlayan en büyük etkenlerden biri olmuştur.
hadi bir film izleyeyim ne olduğu farketmez diyen insanların kesinlikle izlememesi gereken bir filmdir.
başka bir yönetmenin elinde çok çok daha başka bir hal alabilecek bir kurguya sahip.
en korkunç korku, en gerginç gerilim filmlerinden daha çok endişeye sürükleyen film. çok tırsıyorum bu film aklıma geldikçe. amelie gibi bir filmden sonra böyle bir şeyi çeken adam ruh hastası değil de nedir?
insanı içgüdüleriyle yüzyüze bırakan , gerekli koşulların oluşması sonrasında insanların girebilecekleri halleriyle sineklerin tanrısını hatırlatan, jeunet ve caro imzalı, jeneriğiyle bile tadını belli eden zaman ve mekandan bağımsız müthiş bir karamizah örneği.