Sonda çalan müziği efsanedir, sigara yaktırmalıktır. Şu an netim çok yavaş, link veremiyorum. youtube'a "delibal son sahne müzik" yazınca ilk çıkan şarkı.
2-3 senedir bateri çalıyorum.O adamın çalarken ki zıplama şeyini bir ben yapamadım galiba. Sırıtamazsın abi. hi hat mi açıp kapaacaksın ritim mi sayacaksın kick mi basıcaksın snare'a mı vuracaksın.yalan dolan işler.
bu kadar iyi bir konuyu bu kadar ergence anlatarak nasıl içine sıçılır merak ediyorsanız izleyin.
beni tek etkileyen sahne kızın annesi öldüğünde kızın ablasıyla babasının sarılarak ağladığı sahneydi. onun dışındaki sahneler o kadar klişe o kadar yapay o kadar yapmacıktı ki anlatamam.
galiba wattpad hikayeleri okuyan 16 yaşındaki bir kıza yazdırmışlar senaryoyu. çünkü filmin akışının wattpad hikayelerinden bir farkı yoktu. normalde de aşk filmlerini çok saçma bulan biriyim ama bu izlediğim en kötü aşk filmiydi.
Bu kadar muhteşem bir konuyu ancak bu kadar kötü işleyebilirlerdi. Ki öyle de yapmışlar.
Bi bok anlamadığım halde bu senaryoyu bana verseydiler yemin ediyorum o oscarı ülkemize getirirdim. Getirebilirdim demiyorum bak. Getirirdim.
--spoiler--
Öncelikle filmin müzik seçimleri güzel.
Sonda ki sezen aksu şarkısı efsane.
Ama müzik seçimleri daha iyi olabilirdi.
Çocuğun ismi haydar olsun diye eminim ki fazla düşünmemişlerdir.
Fakir bi karakter var ama ismini bulamadık hocam ya.
Düşündüğünüz şeye bak haydar olsun.
Aaa çok iyi fikir.
Film kesinlikle türk kültürüne aykırı.
Rastgele bir tekneye gecenin bir vakti gelip kaptanı uyandırıcaksın. Bizi adaya atıver diyeceksin. Oda atlayın diyecek. Hastahanelik eder yeminle seni.
Kızın babası tam türk babası.
Anne neden durup dururken öldü anlayabilmiş değilim.
Şu rakı muhabbetlerinden yemin ediyorum gına geldi artık. Tamam dağ1 filminde tuttu. Ki bence onun üzerine kimse çıkamaz. Yapmayın abicim.
Mesela o kuş öldüğünde ki tepki ne bilader ?
Tamam üzülebilirsin. Ağlaman da çok normaldir.
Ama eşin ölmüş gibi etrafa saldırmak da nesi?
Neyse fazla uzattım.
He birde unutmadan babası ile konuşmaya gittiği sahne filmde en çok sevdiğim sahne oldu.
Hani bulaşık yıkadığı.
Ben bu filme versem versem 10 üzerinden 5 veririm.
Oda bahsettiğim o sahneden ötürü.
--spoiler--
Tanım: abartıldığı kadar olmayan liseli aşıkların tercih edebileceği bir film.
uzun zaman sonra entry yazmama sebep olan film.
söylediğim gibi usta bi film yorumcusu olarak uzun zamandır yorum yapmamı gerektirecek başka bir film çıkmamıştı karşıma.
uyarlama filmler sıkça karşımıza çıkıyor ülkemizde ve delibal filmi de bunlardan birisi.
ancak bi film özellikle çokta kaliteli filmlere sahip olmayan türk sinemasi filmi için bile en fazla bu kadar kötü olabilir.
çağatayın mutluyken veya mutsuzken büründüğü yapmacik kişilik.
kültürümüze zerre kadar uyarlanamamış zengin aile tablosu. yani ordaki diyaloglar türkiyede asla ve asla geçmez.
bir kizini ezerken diğer kizini amerikaya okumaya göndermeye çalışan entellektuel mi medeni mi cahil mi kro mu olduğu anlaşılamayan orta düzey aile babası. yani madem kızını okumaya amerikalara göndermeye zorluyacak kadar medenisin diğer kızını niye bu kadar eziyosun kro cahil babalar gibi. o kadar dandik ve bağdaşmaz ki. filmdeki bütün oyuncular bipolar teşhisli galiba. o derece tutarsızlık. özel üniversitelerin en şaşalılarında okuyan arkadaşların bile bildiği üzere öğrenci - hoca diyalogları olabildiğince cıvık saçma ve yapmacık.
iğrendim. utandım. Guy Ritchie den, Quentin Jerome Tarantino dan, Çağan Irmak tan, hatta Alper Ulusoy dan utanıyorum. nasıl oldu da bu filme vakit ayırdım diye.
en berbat uyarlama.
ve ömürden çalınmış 1 saat 52 dakika 30 saniye. Allahtan sinemada izlememişim yoksa kendimi yerdim bitirirdim.
he eğer film kültürü zayıf olan ve 17 yaş altı biriyseniz izleyin.
onun dışında binlerce film ve yüzlerce bölüm dizi izlemiş birisi olarak en azından "izlediğin en kötü film hangisi?" sorusuna cevap verebiliyorum artık.
teşekkürler delibal.
bir film çıktığı anda izlemem. spoilerını bile dinlemek istemem aradan bir müddet zaman geçince izlerim. bu film de öyle oldu veya canım istemedi.
her önüne gelen 'sen hâlâ delibalı izlemedin mi??' , ' son sahnesine ağlaya ağlaya öldüüm'. dedi meraklandım tabi.
az önce bir izleyeyim dedim.
cidden hiçbir mantık bulamadım aşırı klasik romantik-dram karışımı bir filmdi.
hayatımda binlerce film izlememiş birisi olabilirim ama klişelerden biraz da olsa anlarım.
filme vasat demiyorum emek var mı var ancak abartıldığı kadar iyi olmadığını düşünüyorum.
Böyle Türkiye'de ilk defa işlenen bi konunun ancak içine bu kadar güzel sıçılırdı. Psikolojiyi o kadar kötü vermişler. Ulan shameless' da 1 bölümde gösterdiler monicanın halini o bile daha etkileyiciydi.
yıllardır türklerin tek ele aldığı film konusu komedi ve romantiktir, şu son zamanlarda öyle vasat filmler gördüm ki hiç mi güzel bir tane bile senaryo çıkmaz diye düşünüyordum, düşünüyorum, aslında delibal filminde de sıradanlık bir hayli ele almış fakat sadece türk filmlerine bakılınca bu film top 10u hakediyor, gayet güzel bir film umarım daha güzellerine rastlayacağız.
filmin olay akışı ve bazı sahneler çok sıradan kalmış beklentiyi karşılayamamış olabilir. ama bu filmi sırf aşk konulu olarak değerlendirmekte haksızlık olur. psikolojik bi rahatsızlığa dikkat çekmek bilinçlendirmeye davet etmek açısından bence takdir edilesi olmuş. gerçek hayatta bu gibi durumlarla karşılaşmayan insanlar için 'yeahh dostum alt tarafı salya sümük ağlamamiz icin sıradan bi film' denilmesi çok normal.
Düşünmeden yazılmış filmlerden biridir. Anlamak için iyice odaklanmak lazım. Odaklanmak yerine izlememenizi tavsiye ederim. Koray avcı, kerimcan durmaz gibi şişirilmiş balon gibi bir şey işte anladınız siz.
ismi gibi film. Kliseler bütünü sadece filmin son yarım saati cok iyi. Yalnız cagatay çok iyi oynamış. Bence zaten bir tek o adamin adi gişe yapti zaten.
Bir de esas hanım kiz aynen nehir erdoğan.
zengin oğlan-fakir kız, gaddar bir baba, vasıfsız kardeş ve "sen bizi yanlış anladın." falan. yinede barış'ın füsun'un avuç içini öptüğü o sahne aklımda kaldı nedense. geçmişten bir parça buldum belkide falan öyle işte. neyse.
ayrıca uzun zamandır türk filmi izlemiyordum, hala türkiye'de neden diğer türlerde filmler göremiyoruz merak ediyorum. aşk filmlerde yaşanıyor yalnızca ve insanlar buna hayranlıkla bakıyor.
her neyse, vaktim bol türk filmlerini severim diyorsanız izleyin. yok tam tersi diyorsanız konusunu okuyup geçseniz de size yeter zaten.
ek: birde anakonuya neden bir buçuk saat geçtikten sonra başladılar ki bu filmde? hiç başlamasalar bile olurmuş yani.