tekrar bölümlerini izlediğim, çocukluğumun pokemon' la beraber en büyük fenomeni.
tekrarları izlerken farkettim, o zaman ki dizilerde şimdikiler gibi saatlerce süren müzik eşliğinde bakışma sahneleri yokmuş. ne güzel la.. patır patır ilerliyor dizi.. tempo düşmüyor amk.. hayda rinnaaa riinnaa riinnaa rinanaaayy..
an itibariyle show tv'de oynamaktadır. jenerik müziği ile duygulandırmıştır. ''hey gidi günler bee'' dedirtmiştir. zira deli yürek oynadığı saatte türkiye'de hayat dururdu.
dizi sembolü olarak belirlenen ve kapakta kullanılan gül ve tabancadan başka olumsuz yönü olmayan dizi. müziğinin bir yerinde giren o meşhur zurna sesi hala çınlar kulağımda. göççükgene izler idik, şimdi tekrarını yayınlıyorlar, sırf "lan bu kenan o zamanlar nasılmış?" diye izlemeye başladım. tutuldum kaldım amk.
kenan bir aralar bayağı tahtaymış abiler ablalar. o boya o kilo nedir abiler?
kıyafetler falan acayip iğrençmiş. o gömlekler kumaş pantalonlar nedir ustaa? neyse ki kendisinin yüzü kaşı gözü on numara o zamanlarda da. ayrıca, alemin delikanlısı miroğlu, dudağında bir kilo pembe rujla gezinir.
ha, aynalı tahir mi deliyürek mi deseniz? kenan derim.
Delikanlılığın kitabını yazan yusuf miroğlu nu anlatan dizi. Dürüst namuslu yeri gelir savunduğu değerler için canını tehlikeye atan halk kahramanı. Yine show tv de yayınlanmaya başlamışlar yine izliycem.
bir dönem, hayda rinnaa riğğnna riğnna rinanaaaağğğy'la gönlümüzde yer etmiş, boğazlı kazak ve pardesünün uyumunu fark eylememizi sağlamış, kahvehanelerdeki ağır pişpirikçilerin bile oyun masasından yukardaki televizyona doğru dönmesini sağlamış dizi.
türk televizyonlarında derin devlete ilk vurgu yapan dizidir ayrıca. şimdi seyredince çok yavan, çok başarısız amatör gibi görünsede o zamanlar sevmiş ve takip etmiştik kuşkusuz.