deli çay

entry2 galeri0
    ?.
  1. Bir sait faik abasıyanık şiiridir.

    Çınarlarına kargaların üşüştüğü memleket
    Sütlü mısırların kebap edildiği
    Kebap mısır kokusu küllü ateş
    Yarı olmuş mısır koçanlarının mor püskülünde akşam.
    Tarlanın kenarında yer yer karpuz çekirdekleri.
    Çocuklarla beraber aynı rüyayı
    Çırıl çıplak çınarların
    Bütün ovayı süzen
    Minare boyu tepelerinde
    Kargalar.
    Çocuklarla beraber
    Aynı yaz rüyasını:
    Sütlü mısırları,
    Karpuz çekirdeklerini,
    Olgun Vodina kavunlarının altın içini
    Kafalarını kanatlarının altına sokup üşüyerek,
    Aynı yaz rüyasını görmekteler.

    Boşnakça konuşan
    Büyük mum bacaklı,
    Sakarya suyu yüzlü,
    Elleri inek ve buzağı kokan sarışın kadınlar
    Çınarlarına kargaların üşüştüğü memleket
    Gündelikçilerin efendilerine
    Bedava gördükleri hizmetine kızmış gibi
    Tarlaları basan “Deli çay”
    Çınarlarına kargaların üşüştüğü memleket.

    Geceleyin üç ayaklı titrek masalarda oynanan
    Kazıklı prafa partilerinin
    Bıçak çektirdiği lüks lambalı kahveler...
    Evvela tavuklar ve kazlar bağrıştı.
    Yün yorganların altında terlemiş
    Mahmur kızlar uyandı, delikanlılı uykularından
    Bütün cümle kapıları açıldı:
    “Deli çayı bırakmadılar, serbest girsin”
    Kapılar açılmazsa kırar deli çay
    Deli çay muhtaçtır:
    Mayıs sıvanmış ev altlarının
    Sükûnetine...
    Deli çay ev altlarına girdi
    Bir yılan ıslığıyla,
    Ejderha kımıldanışıyle.
    Ninem Kuran okudu,
    Dedem küfretti Deli çaya
    Gün doğdu:
    Kulübenin damında oğul,
    Ana beline kadar su içinde.
    Uzakta
    Erenler tepesinde evliyalar;
    Deniz kıyılarından getirilmiş
    iki çifte bir sandalda kaymakam bey,
    içinde sandallarla gezilen şehrin minarelerinde
    Deniz görmemişler deniz seyrederler.

    Gün doğdu:
    Filizlenmiş buğday taneleri nerede?
    Nerde buzağının sırtında
    Anasının dil izleri yer yer?
    Nerde o tüyleri dökülmüş,
    Nasırlı kara derisinde sopa izleri,
    Gözlerinde memleket şarkıları,
    Ayaklarında memleket yolları,
    Karacaoğlan şiirine benzeyen
    Çakır mandalar?
    Övendire nerde?
    Nerde, çocukların yaz geceleri, kaba samanların içinde
    Keloğlan hikayeleri anlattıkları
    Üstü örtülü, kuyruğu uzun,
    Şehirde Bulgaryalı Ahmet ustanın kenar tahtalarını çiçeklediği öküz arabası?

    Akşam
    Sular ürperiyor.
    Kulübelerin suda yüzebilen eşyalarını
    şehrin kopukları
    ziftli kara sandallarla topluyorlar
    -Sahiplerine vermek için-
    Uzakta, "Ormantepe" de bir silah patlıyor
    Meşhur avcı Hüseyin'in oğlu
    Bin dönüm tarlasını basmış suyun
    uzaklardan, gökyüzünden çekip aldığı
    Yaban ördeklerinde
    Gamını defetmektedir.

    Akşam Oluyor
    Sular ürperiyor
    Dönüyor kargalar çınarlara
    Şaşırmış aç kuşlar
    Aynalaşmış suyu gagalıyorlar...

    Ertesi gün
    Tohum çürüyor,
    su çekilip gitmiştir:
    Şosenin üstünde ölü bir manda, bir koyun, bir insan.

    Yanlarında
    sapan
    övendire, boyunduruk...
    1 ...
  2. ?.
© 2025 uludağ sözlük