Denzel Washington'un başrolde oynamış olduğu ve bazı sahnelerinin insanın algı boyutlarını ciddi anlamda zorladığı ve evrene müthiş derecede geniş bir boyuttan baktırdığı güzel film.
numetal ile punk arasında bir şeyler yapmaya çalışan, arpaları fazla gelen üç beş gencin oluşturduğu müzik grubu. grubun beyni bağlama çalan arkadaştır kesinlikle...
denzel washington'ın oynadığı süper bir film. çok heyecan verici. beğenmediğim bazı şeyler olmadı değil tabi ki. örneğin, zamanın öncesine gitmek için, içine girdiği makina tam bir faciaydı, zannedersin xl bir çamaşır makinası. zamanın öncesine hadi gitti, sonra o giden denzel, bir de güzel öldü kitleyi kurtarma macerasında, peki sonra nasıl bir saçmalıktır ki, sanki zamanın öncesine hiç gitmemiş de orda yaşamaya devam etmiş gibi, patlama yerine sapasağlam gelmiş oluyor bu herif. hatta ve hatta geliyor da sanki oraya soruşturma yapmaya gelmemiş de gezmeye gelmiş gibi, ilk kez gördüğü * güzel bir kadını, dikkatini çektiği için arabasına alıyor da gidiyor...
bu olumsuzlukları saymaz isek, son derece hareketli ve şaşırtıcı bir film.
ayrıca deja vu yaşadığı anı önceden yaşamamış gibi hissetmek manasına geliyor ya, onun aslı islami bilgilere ve tasavvufa göre şöyle:
allah-u teala, ilk önce kalemi yarattı, daha sonra levh-ü mahfuz u yarattı. ve o kaleme emretti. "bütün olup bitecekleri bu deftere yaz" diye. o kalem de bütün yaşanacakları o deftere yazdı. yani kaderlerimizin yazılı olduğu kitaba. daha sonra ruhları yarattı. ve bütün ruhlar allah'ı gördüklerinde o'na aşık oldular.
ruhlara sordu mevla: elestü birabbiküm? yani "ben sizin rabbiniz değil miyim?"
ruhlar allah'a olan yakınlıkları, sevgilerinin yüceliği sırasıyla, yani ki hz. muhammed ve ardından diğer peygamberler, allah dostları veli kullar, vs.... "bela" yani "evet" diyerek cevap verdiler.
daha sonra ise allah, kullarının ruhlarına bu imtihanlar aleminde yaşayacakları herşeyi izletti. yani ki ruhumuz yaşayacağı herşeyi gördü de geldi bu dünyaya. bazen bir çağrışım sebebiyle, o anı hatırlamamız da bu sebeple yani.
edit: ben de eşimi ilk kez gördüğümde, o kadar tanıdık gelmişti ki bana, boynuna sarılmak istemiştim. sanki yıllarca ayrı kalmış, iki sevgiliymişiz de sonunda kavuşuyormuşuz gibi. tabi bu duygumu belli edemedim, sarılamadım kendisine ama şu an 14 aylık evliyiz. ruhlar, o alemde tanıştılar, birbirlerini sevenler sevdi, bu dünyada da o sevdiklerini buluyorlar eğer o alemde sevdilerse.
pek moda olan kelime, yıllardır söylenegelmiş "ben sanki bu anı daha önce yaşamıştım" lafının ecnebice daha kısa olması yüzünden bu şekilde kullanılması olabilir. sizi batı taklitçileri hade ordan! hahhah
çok enteresan bir durum. Birçok kez yaşadım bunu ama bir tanesi gerçekten çok ilginçti. yurda ilk gittiğim gündü. yurdun yemekhanesindeyiz. o anı hiç yaşamadığım halde kesinlikle yaşamış gibiydim. sanki oradaki insanlarla önceki bir zaman içerisinde tanışıklığım var, güneş o an ışıdığı gibi daha önce bir zaman içeisinde yemekhaneyi aynı şekilde aydınlatmış. Bu şaşkınlık peyniri ağzıma koyana kadar devam etti. Emindim çünkü o bozuk peynirden daha önce hiç yememiştim.
o an bir mantık çıkarımı yaptım hemen:
o halde ben bu yurtta daha önce hiç bulunmadım
(sonradan öğrendim ki deja vu denirmiş bu duruma)
halihazırda yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusudur. Fransızca déjà (daha önceden) ve voir (görmek) fiilinin geçmiş zamanda çekimi olan vu nun birleşiminden türemiştir.
bir şeyi daha önce yaşamış gibi hissetme olayıdır. lisede oturduğu sınıfı , sırayı ve ders gordugu andaki sınıf dizilimini ayrıca o esnada sınıfın yanındaki caddeden gecen insanların kullandığı arabaların markasını hatta uretici firmanin ithalat gelirlerini 10 sene once gormus biri olarak diyorum ki (bkz: yok ebesinin amı ali sami).
insanda aynı anda ortalığı dağıtma ve halay çekme isteklerini uyandırabilen yegane grup. yeni singleları aşk nereye kadar ile ortalığı tekrar sallamaya geliyorlar.
2006 yapımı tony scott filmi.. başrolünde denzel washington oynamaktadır. geçmişe yolculuk konusunu işlemektedir ama seviyesiz bir bilim kurgudan olabildiğince uzaktır, zaman kavramının fizik boyutunu izleyiciye olabildiğince açık ve güzel anlatır. baştan sona dikkatle izlenmesi gerekir, sahnede silah varsa patlamalıdır misali her ayrıntı filmin sonunda anlam kazanır. iyi seyirler efenim..