geneLde aLışkanLık haLine geLen birşeyi kaybettiğimizde yasadığımız duygudur...
özeLLikLe ikiLi iLişkiLerde oLur. asLında anLaşamicağınızı biLirsiniz.iLişkinin yürümiyeceğini ama bunu kabuLLenemezsiniz.sonra ayrıLık yaşanır ve o kişiye aLıştığınız için değerini anLarsınız kaybettiğinizde fakat doğru karar verdiyseniz bu sadece o kişiye zamanında aLıştığınızdan ötürü geLir..ama yanLıs karar verip doğru kişiden ayrıLdıysanız vayy haLinize...
kafanızı duvara vurup fışkıran kanLarı izLiyerek bu durumdan kurtuLa biLirsiniz...
yada buz gibi bir duşa girersiniz kışın ortasında...
mazoşistLik diz boyu oLur böyLe zamanLar.
(bkz: keşke yapmasaydım)
değerini kaybedince anlamak kaçınılmazdır, bunun için zamanında yeterince değer vermemiş olmak gerekmez ille de. Çünkü kaybedilen şeye duyulan ihtiyaç o yok olduktan sonra artar. Bu yüzden bu duyguyu yaşamak yeterince değer verdiğimiz veya o veya bu sebeple vermemiş gibi göründüğümüz herhangi bir şey için kaçınılmazdır. yaşlanınca "şimdi genç olacaktım ki" demeye benzer bu. " giden kıymete biner.
gecenin 3 ünde evdeki son sigara paketini bulamamaktır..son zamanlarda baya değerlenen o paketin kaybının size zor bir gece geçirtmesi sahiplenme güdüsünü canlandırmalıdır
kaybedince değerini anlamak, daha iyisini bulamayınca eskisini özlemektir bazen. Bazense derin bir şuursuzluk içindeyken hayatının en sağlam piyangosunu kaçırmaktır. Gerçekten sevmesi gerektiği zaman seven asla pişmanlıklara düşmez...
değerli olan bir şeye vermeye gocunduğun değerin, tam da vermek istediğin zaman öznesini bulamamasıdır. Söylecek sözün çok olsa da muhatabın çooooook uzaklardadır...geçmiş olsun...
"değerini, kaybedince anlamak" veya "değerini kaybedince, anlamak" anlamlarından biriyle oluşturulmuş başlık.
birincisinde kaybedilen bir şeyin, kaybedilmesiyle duyulan bir pişmanlığın neticesinde, kaybedilen objenin kıymetinin anlanması durumudur.
ikincisinde anlatılan ise, altın gibi değeri değişebilen bir objenin değerini yitirdikten sonra herhangibir durumun idrak edilmesi durumudur.