gerçek demek için bir şeyin ispatlanması gerekir. ölmüş bir insan arkasından ortaya sürülen, ispatlanamayacak iddialar ise iftiradan öte geçemez. iftira, özellikle bir kadının namusuna yöneltilen iftira ise zina kadar günahtır, bildiğim kadarıyla. dolayısıyla aldatma ve zinayı günah olarak görüp iftiradan çekinmeyen insanları anlamakta zorlanıyorum. bu kadıncağızın o evde neden, ne amaçla bulunduğunu hiçbir şekilde bilmiyoruz. belki kocasını aldatmak aklının ucundan bile geçmiyordu. hayatta herşey göründüğü gibi değildir. zira ben dışardan bakınca her olaya bu kadar düz mantıkla bakan herkesi de insan sanıyorum. ama öyle değil işte.
acaba defne joy foster'ın yerinde bir erkek ünlü olsaydı ve aynı durumda ölseydi yorumlar nasıl olurdu? bayan arkadaşlar nasıl yorumlarlardı. evet neşe dolu bir insandı ama eşine ihanet ediyordu.
ölünün arkasından konuşmak değildir aslında bu. bu sadece durumun en açık şekilde açıklmasıdır. yalan değildir iftira değildir. nedense bazı yazarlar inanılmaz bir mahalle baskısı oluşturup bu şekildeki yorumlara tu kaka diyorlar.
evine gittiği arkadaşı 'daha o gece tanıştık kafamız güzeldi eve geçtik' diye beyanat vermiş. yeni tanıştığı bi adamın evinde ne işi var? Allahla kendisi arasında.
(bkz: nefsime yenik düştüm)
edit: ulan ibneler sizin karınızmıydı ne eksiliyosunuz...
bu işin iyice suyunun çıktığı gerçeğini, halkımızın işi gücü yok milletin yatak odasına karıştığı gerçeğini, halkımızın artık magazin manyağı olduğu gerçeğini, bir olay olduğunda herkesin bitarafındaki kazığı unutup ahlak terbiyecisi olduğu gerçeğini beraberinde getiren anlamsız gerçektir. kocasından başka kimseyi ilgilendirmez.
anlamsız gelen iddia. bugün cenaze haberi vardı defne'nin gazetelerde.
tek kişiden bahsedeceğim.
kocası, tabutuna "canım karım, canım sevgilim" diye sarıldı.
şimdi sorarım: eğer bu iddia doğruysa bile, ulan, o kadın ölmüş. kocasının bu iddiaları bilmediğini mi sanıyorsunuz? hıncal denen medya maymunundan okumadığını mı zannediyorsunuz? size ne oluyor?
bırakın allah'çılık oynamayı. kimseyi yargılamak size düşmez. böyle yaptığınız sürece, "7.5 yetmedi mi" diyen örümcek kafalılardan farkınız kalmıyor.
çok klişe ancak tarih kadar eski bir mevzu aldatmak ve aldatılmak. tam o anda ölmek ve üstüne ünlü olmak konuyu bu kadar konuşulur hale getirmiştir. yoksa günlük hayatımızda sıkça duyduğumuz bir olaydır. eşinin ve yarın büyüyecek çocuğunun bu olaydan çok fazla etkileneceği kesindir. o yüzden her olayı magazin tadıyla sunan, rayting medyasının biraz daha dikkatli olması gerekir.
"kabir melekleri iş başında yine. "sana ne?" sorusu da gelir sonra "yoksam defne joy'un kocası sen misin? yoksa başka bir acı mı var?" neyse ölen ölür bize tartışmak düşer her zamanki gibi geçelim bunları da c.tesi içiyor muyuz?" şeklinde bir soru ile tatlıya bağlanacak önerme sıçmasıdır.
kocasının sustuğu yerde millete ne oluyor anlamıyorum. farkında değil kimse,ağzından salyalar akıtarak klavyelere basılıyor belli. ama bunun tamamen "çok özel" ve "çok hassas" bir konu olduğunun farkına ne zaman varılacak merak içindeyim. ortada bir taze fidan var. elinizi vicdanınıza koyun ve haddinizi aştığınızın farkına varın ey insanımsılar...
yeterin artık.