aynı kişi üzerinden ise midesizlik olarak bilinir fakat farklı kişiler üzerinde yaşandığında acı veren, ''yoksa ben hödük müyüm'' sorusunu akıllara getiren hadise.
sevgili yapmak adına saplamaya kalkıştığın baltalar hep taşa gelmiştir ve kendine olan güvenini yitirmeye ramak kalmıştır artık. bir gidersin istenmezsin, iki gidersinz kovulursun, üçüncü kişiye gidersin, dostum gibi görüyorum lafıyla karşı karşıya kalırsın. 4. denemeye hiç bir şekilde cesaretin kalmaz. aşk oturduğun yerden beklemeye başlanır ve yaşayan biri olarak ''bekle sen, nah gelir'' der dururum... zordur, ölümdür...
bi kaç kereden sonra artık alışkanlık haline gelecek olan durumdur. hadi birincisine ikincisine üzülünüyor, deli gibi ağlanıyor, kafalar ve yumruklar duvarlara vuruluyor da daha ilerisinde artık bünye kabul ediyor ve sıradan bir şeymiş gibi geliyor insana.
- hayatını benimle devam ettirmek ister misin?
+ hayır
(ağlama, zırlama, kafayı duvarlara vurma safhası)
aradan bir kaç hafta geçer...
- sevgilim olur musun?
+ bunları konuşmak istemiyorum.
(yine üzülünür, yine ağlanır, yine kafalar duvarlara vurulur)
aradan bir kaç ay geçer...
- ben seni çok seviyorum. n'olacak bizim durumumuz?
+ şu an bu konuları konuşmak istemiyorum. kusura bakma.
- peki tamam...
karşıdaki insan defalarca seni reddedip, bu kadar üzüyorsa hala neden arzulanıyordur o da bilinmez. bu da ayrı bir durumdur. ** ... *
bu üç oldu sözlük. ilk ikisinde kız arkadaşlar vesilesi ile tanışma teklifi gönderilmiş ve red yanıtı alınmıştı. üçüncüsünde çekirge hesabı yaptım ama gene tutmadı lan. bü sefer kendim gittim konuşmaya üniden takip ettim arkadaşlarıyla beraber aşağı iniyordu yalnız kalana kadar takip ettim ve bulvarın ortasında yanına sokuldum diyaloğu aynen aktarıyorum:
ben: b kız: k
b: pardon..
-hiçbir şey söylemeden yana dönüp öyle bir bakış attı ki dedim tamam olmayacak yine.-
b: takip eder gibi oldu ama kusura bakma.
k: ya evet öyle oldu!!
b: başka sansım yoktu tanışmak için.
k: aslında hiç sansın olmasa daha iyi.
b: tamam özür dilerim kusura bakma.
dedim ve ilk ara sokağa döndüm ilk bakkaldan bir camel aldım tüttüre tüttüre evin yolunu tuttum.
bir süre sonra karşı cinse rahat ya da samimi yaklaşmayı imkansız kılan tecrübedir. asla ergenliğin ilk yıllarındaki çapkın, coşkulu gence geri dönemezsiniz.
Defalarca reddedilmekten ve görmezden gelinmekten bıktım ve birini bulacağıma dair içimde hiç ümit kalmadı. Artık kimseye karşı sevgi beslemeyeceğim ve hoşlansam bile hiç bir kıza teklif etmeyeceğim. Çünkü olacak şey belli olmuyorsa olmuyor. Kendi hayatına odaklanmak en iyisi, aşk işleri boş iş.
