sözünü tutan bir arkadaşın arkasından konuşurken ortaya çıkan diyalogdan bir parça.
-"süleymana bak lan helal olsun o karıya koyucam 'dedikodu'"
ver eksiyi.
toplumca yanlış bildiğimiz ya da öğrenmenin işimize geldiği kavramdır.
dedikodu nedir? birinin yüzüne karşı söyleyemeceğiniz şeyi arkasından söylemektir, çekiştirmektir. duyuunca üzüleceği sözlerdir.
anlamamakta ısrar ediyoruz. çünkü işimize öyle geliyor. yok arkadaşım yok sen arkasından söylediğiniyüzüne de söyleyebileceğini iddia ettiğin zaman o dedikodu olmaktan çıkmıyor. hatta önce yüzüne söyleyip sonra başkasına anlatınca da dedikodu oluyor.
hobisi dedikodu yapmak olan insanlar tanıyorum. derler ya hani "şeytan ağzına bal sürüyor" hah işte öyle. kimse kendi işine bakmaz. komşu eve poşetle mi girmiş, poşetin içinde ne varmış..tek tek gözetleriz. sana ne halbuki. gir evine kapat kapını pencereni.
ben buraya böyle yüz tane örnek sıralarım ama gerek yok. hepimiz biliyoruz zaten. ya bak en garibi de şu:
kadınlar kur'an okumak için falan iyi bi niyetle bi yerde toplanıyorlar. orda bile dedikodu ya. şaka gibi. kimse de birbirine sus demiyor ha.
dedikoduyu dertleşmek amacıyla yapıyorlar ya, güyyya! amaç başkalarını küçültüp kendini bu vesileyle yüceltmek. bu kadar merak iyi değil. maşallah toplumca bilgisi yok ama fikri var modundayız.
eğer bi insandan rahatsızlık duyuyorsanız dedikodusunu yapmak yerine hayatınızdan çıkartın. bu kadar basit bi mesele aslında.
Dedikodu konusunda özellikle evli olmayan kadınlardan uzak durun. Evde başının etini yiyeceği bir kocası yoksa muhtemelen yanındakini hedef tutacaktır. Aman uzak durun.
--spoiler--
Eğer komşunda iyi ya da kötü ne var diye keşfetmek için çok kafa yorarsan, kendi ruhunu unutursun, tükenirsin ve diğerlerini yargılarken harcadığın enerji yüzünden mağlup olursun.
--spoiler-- *
insanların sosyalleşmesinde ciddi yeri ve önemi var bunun. çocukken de hazetmezdim, hala sevmem. yaş ilerledikçe çok daha çirkinlerine ve art niyetlilerine şahit oluyor insan. bağzı insanlar gerçekten saf, iyi niyetliler. onları bu meret vasıtasıyla yönlendirip istenilen şeyi elde etmede kullanmak kolay. gördükçe midem bulanıyor, yakın çevre falan ama sikerim yani. yaşça büyüğün, akraban vs gözünün önünde pisliğini dökerken yüzün güzel ama için çirkin senin amk da diyemiyorsun. yaptığı her işle kafasında başkalarının, hakkında söyleyeceklerini şekillendiren insanlara bunu yapmayın, hoş değil demek de boşuna tabi. şekillendirmede ne kadar başarılı olursa kendisini o kadar mutlu hissediyor çünkü.
sabahın köründe, yeni başladığım işime gitmek üzere bindiğim metrobüste karşıma iki kadın oturmuştu. işten konuşuyorlardı, başta hiç dinlemedim ne konuştuklarını sonra bir kelime takıldı kulağıma falancanın dedikodusunu yaptılar onu işten çıkaracaklar diyordu.
o zamanlar bu diyalog çok dikkatimi çekmişti ve mantıklı gelmişti. sonra bu düşüncenin gerçek olduğuna kanaat getirmeye başladım. çünkü yanımda dedikodusu yapılan bir eleman aradan fazla zaman geçmeden işten ayrılacağını açıklamıştı.
maalesef iş yerlerinde dedikodunun bini bir paradır. birisinin bir açığını bulmayı görsünler hemen herkese yayılır ve insanların o insana karşı bakışı negatifleşir. bu tür dedikodular o iş yerinde uzun süredir çalışan ve kendi krallığını kurmuş kişiler tarafından çıkarılır. patronlar ve saire bu kişilere çok güvenirler ama bilmezler ki bu kişiler orada bir otorite haline gelmişlerdir ve kendi otoritelerini sarsmaktadırlar.
günümüz toplumunda açığa çıkma şekli değişerek sözlükler, twitter, facebook... bu ve benzeri siteler aracılığıyla meşru kabul edilen yoldan ve umuma açık şekilde yapılan insan ruhunu incelten ve alçaltan bir tutumdur. kişinin sanal alemin verdiği kişilik bilgilerini saklama imkanının arkasına sığınarak toplum nezdinde dedikodu yapma güdüsünü karşılayan, bilinç altına gönderdiği mesajla bunun aslında olağan birşey olduğunun kabulüne inandıran bu sistem özgün kişiliklerin oluşumunun ve insanların birbirine olan güveninin çöküşünün habercisidir.
dedi ve kodu kelimelerinin birleşiminden oluşturulmuş bir sözcüktür. biri bişey der öbürü birşey daha koyarak devam ettirir, bu zincir böyle devam eder.
"Gıybet zinadan daha kötüdür. Nasıl olur Yâ Resulallah? Adam zina eder sonra tevbe eder Allah mağfiret buyurur. Gıybet eden ise gıybet edilen affetmedikçe mağfiret olunmaz." Hz Muhammed
dozunda, iyi niyetle yapıldığında belki zaman geçirtecek, hoş birşeydir.
ama bir de bunun asılsız olanı vardır ki; işi gücü olmayan, boş, beyinsiz insanların, yapacak bir şey bulamamalarından mütevellit, sırf bir işe yarıyormuş, sırf bir şeylerle meşgullermiş gibi görünmek için yaptıkları şeydir. allah bunlara akıl, fikir, zeka, zaten var olan ama kullanamadıkları beyni kullan
başkalarının arkasından kötü konuşmak, aslında buradaki kötü sıfatı pek bir şey ifade etmiyor, eğer amaç arkasından konuşulan kişiyi gerçekçi bir şekilde eleştirmekse, kötü olduğunu düşünmediğim eylem.
konuşulanlara kendini sevdirme amacı güdülüyorsa, işte o zaman kişilik problemleri olan bir insan olduğunuz anlamına gelir.
