yüzümü astığım ilk anda bile dayanamayıp ''asma o güzel yüzünü, somurtma, sen hep gül'' derken bile kendi modunun düşmesi ve benim gülümsememle, ikimizin de gülmeye başlaması bile yeterli.
hani canından bile çok sevmek tabiri var ya, beni tam olarak öyle seviyor diyebileceğim biri, benim bir tanem, dedem.
açık fikirli, kafa dengi, yenilikçi, çocuk ruhlu, bilgili, dürüst, öylesine sevgi dolu, her şeyim, canım.
keşke herkes senin gibi 'gerçek' olabilseydi, canımın içi.
Benim dedemin annesi dedem 3 yaşındayken melek olmuş cennete gitmiş. Üvey annesi bakmış dedeme. Tabi öz annesinin yerini tutmamış hiç. Ben annemin karnındayken de sofrada öz annesinin konusu açılmış ve gözleri dolmuş. Annem o zaman benim adıma karar vermiş. Benim adım dedemin annesinin adı ve dedem bana hep 'anam' der. Sadece bana der. (Evet yazınca komik oluyo ama dedemden duyunca çok anlamlı bunu anlayamazsınız) Eğer anam demezse kesin darılmıştır bana bişey yüzünden. Az önce midesine bişey olmuş sadeli kahve yaptım ve yine anam dedi bana. Canım.
tontondur çünkü. ne istersen yapar. hep söylerler zaten torun bambaşkadır diye. bir de ilk ve en büyük torunsanız o zaman bambaşka olduğunuzu hissettirirler.
"Sen bilirsin"
Bu basit cümle ile aslında akıllanmaz, laf anlatılmaz insanla baş etmeyip çekilmeyi öğretti Rahmetli.
Muhalefeti sevmezdi, net adamdı.
sevmek için nedene gerek var mıydı bilmiyorum ama ben çok seviyordum, nur içinde yatsın.
9 yaşımda iken tatilde bir çocukta palet görüp bende de olmasını istemiştim . Annem ise " ne gerek var kızım 3 gün sonra geri dönücez . Zaten alsanda kullanamazsın ki daha çok küçüksün " demişti bende gözlerim dolu bi şekilde odama çıkmış yorganın altına saklanarak ağlamıştım . Dedem ise sesimi duyup yanıma gelmişti . Beni güzelce bi avutmuş ardından elimden tutarak çarşıya çıkarmıştı . Büyük bi mağazanın önünde durmuştuk ben hevesle önümdeki paletlere bakarken dedem " hadi ayağına göre olan hangisi ise seç al " demişti .
babamın babasını sevmezdim köye gittiğimde bu delioğlunu niye getirdin bile demişti ve kendi adındaki en büyük erkek torununu severdi elleriyle beslerdi ben ise sığınma, üvey torundum bir nevi.
ama annemin babası canım dedem babam gibiydi hep benle ilgilenirdi dağ gibi arkamda idi. hastalansam kucağında hastanelere taşırdı. bazen takılır kızdırırdım. ama 2 kere araba çarptı ve sonra parkinson hastası oldu sonra zihinsel problem yaşadı ve yatalak oldu ve fazla sürmedi ve vefaat etti. erken kaybettim.
şuan hayatta olmasını o kadar isterdim ki tek yaşasaydı sırtımdan indirmezdim.