dedenin ölmesi

entry322 galeri2
    245.
  1. Dedemi geçtiğimiz cuma günü kaybettik. Doksan üç yaşındaydı. Türk silahlı kuvvetlerinin afili, yakışıklı pilotlarından idi. Son anına kadar zihni zehir gibiydi. Çok güçlüydü. Ve fakat, çocukluğumuzdan itibaren Bizleri çok yıpratmış, anneannemi çok üzmüştü. Anneannem gitti önce. Almanya'nın iğrenç havasına bir astım hastası olarak dayanamadı. Ilkokuldaydik... Daha mevlidi okunmadan dedeme cami imamı "yalnızlık allaha mahsus." dediğinde içimden çok sinirlenmistim. Öyle de oldu... Daha bir sene olmadan anneannem göçeli, havzalı bir teyze hayatımıza girdi. O teyzeyi Anneannemizin yerine koyamayınca, Öz dedemizin üvey torunları olduk. Gel zaman git zaman bu teyzemizi kanserden yitirdik. Dedem bir daha evlenmedi. Kendini ibadetine ve hayır işlerine verdi. Ben okurken istesem vermeyeceği meblağları cemaati ile paylaştı. Helali hoş olsun, allah kabul etsin. Fakat bir gün ankara'da yargıtay'a staj için giderken beni arayıp telefonda öyle bir fırçaladı ki; takım elbise ile asfalta oturup kalakaldım.işte Dedem böyle sert, böyle gaddar bir insandı. Annem mutlu bir evlilik sürerken "evlenmesen sana bakardım." diyerek canlarını acıtabilecek bir insandı. Ama ailemi karşıma aldığım koreli kız için arkamda durdu. Tek başına "al sana düğün parası! Evleneceksen hemen evlen, evlenmeyeceksen kızın günahını alma. Hakim olmak istemiyorsan hemen bırak." diyerek bir nevi bana hayat dersi verdi. Kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrendim. Hakimlik stajını yakarak avukat oldum. Sevdiğim kıza ilk yakınlık gösteren dedem olmuştu. Hatta bizi bir gün balık restorana götürmüş. Gözlerinin içi gülerek kaderimin birleştiği,sekiz bin iki yüz kilometre uzaktan bulduğum ruhumun yarısını izlemişti. O nefret ettiğim, abuk subuk kore yemeklerini içinde domuz olmaması şartıyla ilk defa o yemiş, bütün aileye biraz da zoraki bir sekilde sevdirmişti. Son dört ayında hastalandı. Iştahsız, ağır ağır öksürerek ve gerçekten de ağır ağır, sakince bekleyerek ölümü kabul etti. "Aferin oğlum, kore'de bile müşavirlik yapıyormuşsun. Ama aileni yalnız bırakma sonra pişman olursun. Bak ne güzel ev almışsın izmir'de. Onlara biraz daha yakın ol." diyerek son dersini verdi. Vedalaştık, sarıldım... Bacakları o hollywood filmlerindeki yahudi mahkumlar gibi incelmiş, omuzları çekmiş bir gömlek gibi küçülmüştü. Demek ki insanlarda çekebiliyordu... Nefes alışı sert ve gönülsüzdü. Ölümünü sabahın yedisinde haber verdiler bana. 200 kilometre yol giderek ulaştık yanına. Ben, annem, zaten hiçbir zaman sevgisini gösteremediği babam hepimiz ürkmüş, şaşırmış ve üzgündük. Hiç yazmaya niyetim yoktu. Ama bizi bırakıp gittiğini şu an hissediyorum.
    Telefondan bu kadar uzun yazmak bir zulüm. Fakat dedeme olan sevgimi sizlerle paylaşmak istedim. Allah bizlere uzun ömürler versin...
    1 ...
  2. 246.
  3. yıl 2008. valide ve peder işte. sabah 9 civarı köyden haber geliyor. ölmüş. annem eve geliyor. apar topar hazırlanıyorlar doğruca ordu'ya. köyde bizden kimse olmadığından komşular buluyor dedemi evde. bizden önce onlar ilgileniyor cenaze ile. gece yarısı bizimkiler köye ulaşmış oluyor. ben istanbul'da kalıyorum. kuzen bana emanet. gidemiyorum köye. katılamıyorum cenazeye. içimdeki en büyük burukluk sanırım bu. en büyük erkek evladı olarak hep gurur duyardı benle. sanırım hiç erkek evladı olmadığı içindi bu gurur. bana da fazlasıyla hissettirdi. mekanın cennet olsun.
    edin: eksileyen yazar, ne kadar arkadaşın varsa onları da çağır eksilesinler, zira zerre sikimde değilsiniz. sözlüğü bırakıyorum yakında. çok boş adamlarsınız lan.
    3 ...
  4. 247.
  5. hiçbirimiz daha gün doğmamışken almak istemezdik bu haberi.
    5 ...
  6. 248.
  7. Bilmediğim üzüntü zira dedem ben doğmadan terk etmiş dünyayı.
    3 ...
  8. 249.
  9. Başın sağolsun olayıdır. Çok üzücü.
    2 ...
  10. 250.
  11. Sahip cikamadigimizin göstergesidir.
    Basimiz sağolsun.
    4 ...
  12. 251.
  13. Babamdan daha çok değer verdiğim,babamdan görmediğim ilgiyi ondan gördüğüm için beni büyük yaralar.
    Bazı geceler ölmemesi için yalvarırım.
    Kimin başına geldiyse başı sagolsun.
    Bana ve dedesine bağlı olan kimseye yasatmasin bu duyguyu.
    2 ...
  14. 252.
  15. Morgta görene kadar inanmak istememiştim.

    Tam helikopterle Ankara' ya getirme planı yapıyorduk.

    Sabah uyandığımda bana şunu dediler:
    Eve gitmek istemiyor muydun? Hadi eşyalarını topla, gidiyoruz kıvanç.

    Hemen babaanneme döndüm ve dedim ki;

    Babaanne üzülme, helikopterle hızlı gideriz dedim.

    Eşyalarımı topladım, hava karanlıktı yani sabahtı ama bir hüsran vardı.

    Yazlıktaki komşular gelmişler bizi uğurlamaya. Günaydın dedim her zamanki gibi. Kimse bir şey demedi. Hastaneye gittik. Morgta ona işaret parmağımla bir darbe attım. Ölmüştü dedem. Ölmüştü artık. Babamı ağlarken gördüm.
    Amcam eliyle süngeri aldı, yüzünü yıkadı, sevdi ve öptü. Dede geçtim ben 9. sınıfı, üniversiteyi de bitirdim. Seni unutmayacağım. Gözlerini açtığın halde gece 2 de ben uyurken ailemi arayıp böbreklerinin iflas ettiğini haber ettiklerini unutmayacağım. Sen 78 yaşında 20lik genç gibi yürüyordun. Allah rahmet eylesin.
    1 ...
  16. 253.
  17. anne ve babanın ölmesi kadar olmasa da insanın kalbini acıtan, üzendir.
    0 ...
  18. 254.
  19. Bende hiç olmayandır. ikisi de ben doğmadan önce ölmüş.
    0 ...
  20. 255.
  21. Ne dedelerini, ne de babaannesini görmeyen bana pek bir şey ifade etmeyendir.
    1 ...
  22. 256.
  23. 5 yaşımdaydım...

    Evlerimiz çok yakındı, yalnız başına uyuyordu kaldiramadim..

    Babam her sabah uğrayıp ilgilenirdi " dedem uyumuş baba kalkmıyor" dediğimi ardından ağlayan insanların kalabalıklaşması ile ne olduğunu anladım...

    Meğer son suyunu veren benmişim.

    Dedem, "yine mi çikolata aldın" diye yakındığım dedem nur içinde uyu...
    4 ...
  24. 257.
  25. Zor bir durumdur. Dedenin ölmesi yanı sıra anneyi/babayı ağlarken görmek insanı dahada üzer.
    1 ...
  26. 258.
  27. Birini hiç tanımadım, ben portakalda vitamin bile değilken göçüp gitmiş bu dünyadan, büyük adammış, dürüst adammış, hatalar yapmış, ama yine de dik durmuş, beni hep rahmetliye benzetirler, avustralyadaki teyzem seneler sonra gelip beni gördüğünde anneme "babamızı yeniden yetiştiriyosun" demişti gözleri dolarak. Diğer dedemi keşke tanımasaydım diyorum.
    0 ...
  28. 259.
  29. Onunla olan tüm hayallerin paramparça olmasıdır.
    Yürüdüğünüz yolda yalnız kalmanızdır.
    Onun kadar kimseyi sevip güvenemeyecek olmanızdır.
    1 ...
  30. 260.
  31. Sevmediğim bir kişi olduğu için çok etkilememişti ama yine de üzülüp ağlamıştım dedemdi sonuçta.
    Şimdi mi üzülmüyorum cidden sevmiyordum, beni sevse ben de severdim belki.
    4 ...
  32. 260.
  33. soğuk ve bir o kadar da ruhsuz yurt odamdayken, akşam abim aradı ve duyabileceğim en acı şeyi duymuştum. sadece ağladım... son kurban bayramında elini öpemedim, içime o battı en çok. cenazesine gidemedim. içime attım ağıdımı. uyumak için kapadığı gözlerini, bir daha asla açmamış, ve öylece yatağında vefat etmiş*, bana adını veren dedem. küçükken bana aldığın oyuncaklar, elimden tutup çıktığımız gezmeler... kuzenimle bana, ağaç dallarından yaptığın deve, ok-yay, tahtadan kılıçlar ve bağ evinde geçen anılar... anlattığın komikli hikayelerin, şakaların ve babaannem ile atışmaların... sırf torunlarına değil, mahallende ki tüm çocuklara şefkatle yaklaşıp onlara çikolata veren dedem... aile yemeklerin de, o kadar torunun içinden kuvvetli bir sesle adımı çağırıp "gel yemeğini ye hadi, soğumasın" diyen dedem... küçükken sırf ezan okunsun da dedem camiye gitsin, ben de peşine takılıp kendime abur cubur alayım diye, kapılarının önünde beklerdim. o zamanlar aynı apartmanda otururduk. o zamanlar her akşam dedemlerin evine gider, babaannemin yaptığı yemekten yer ve dedemle televizyon izlerdik, buna bazen kuzenlerimde dahil olurdu. şair demiş ya " anılar, anılar... belki hepsi bir kelime...". her şey kelime, ama sen hep kalbimde kalacaksın ak sakallı adam, ta ki bu adaşın da vefat edene kadar...
    1 ...
  34. 260.
  35. En çok korktuğum şeydi. 1 yil oldu. amina koyayim böyle işin.
    4 ...
  36. 261.
  37. 262.
  38. Demeyin lan boyle seyler babam olsun ben oleyim o yasasin...
    0 ...
  39. 261.
  40. askerdeyken ölürse şanslısın. 10 gün ölüm izni alırsın.
    0 ...
  41. 262.
  42. normal bir insanı üzer.

    evet... bugün saat 2:00'da.
    ilk başta bi şoka uğradım. gülmeye falan başladım. ciddi olamam ben (bu konularda bile). her neyse... ilk defa bir yakınım eksik. biraz gülüşten sonra ağladım 15 dakika. 15 dakika sonunda bu gözyaşlarının yerini kahkahalar aldı. hastaneden döndüler gidenler. anneannem durumu bilmediğinden anlattılar ona. birkaç gözyaşı daha aktı...

    şimdi balkondayım. oturuyorum öylece. hiçbir şey sikimde değil.

    ölen ölüyor amk.

    duygusuzum. evet.

    edit: olay akışı saçma olmuş, özür diliyorum.
    3 ...
  43. 263.
  44. bizimki evliyaydı ölünce bana geçti evliyalık.

    böyle güzellikleri vardır...
    4 ...
  45. 264.
  46. ben çok küçükken vefat etmişti. olayı pek algılayamamıştım vefat haberini aldığımda. herkes ağlıyordu, ben babaannemi teselli etmeye çalışıyordum, o yaşta bildiğim tüm teselli cümlelerini söylemekle yetinebiliyordum sadece. morgun önüne geldiğimizde babaanneme sarılıp ağlama diyordum. babamı ağlarken gördüğüm ilk gündü. az konuşur, öz konuşurdu. Diğer torunlarına karşı çok ciddi ve otoriterdi. bana sesini dahi yükseltmezdi hiç. hafta sonu kek yapar götürürdüm, çok sevinirdi. her bayram yaklaşırken, en son elini öptüğüm bayram gelir aklıma. keşke daha çok vakit geçirseydim, ama çocuk aklı işte. eksikliğini sonradan anlıyorsun. ve ben keşkeleri hiç sevmiyorum.
    3 ...
  47. 265.
  48. Dedesini kirkta bir gören insanı cok uzmez sadece biraz buruk olunur o kadar.

    Dedem öldüğünde cok küçük degildim ama çocuktum ve uzulemedim. Sevmemedigimden degil, yapim değişik. Ölenin yakinina basin sagolsun da diyemem ben mesela hatirlatmis gibi hissederim. Ama dedem de farklıydı. Sadece annemin üzülmesine dayanamadim boyle olunca ben gerizekali miyim diye dusunmedim degil.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük