evde en az 90 adet takvim bulunmak zorundadır. tuvalette dahi en az 3 adet bulunur. hele ki 3 ayı da birden gösteren takvim varsa vay halinize. sen onu ocak subat mart diye ayarlarsın ancak bunu anlayamayan dede hepsini şubat şubat şubat ayarlar ve takvime mana bulur. geçmişini sikeyim böyle takvimin der. ben salak mıyım da 3 ayı da aynı anda veriyo der. der yani ben biliyorum bugün dedi çünkü yanımda oldu olay. birebir şahidim. lanet olsun 3 ayı birden cıkaran takvimlerin ortasında ki kırmızı çerçeveye. olan durumu izah edemeyen toruna olur.
o değilde bir gün dayıcam dede ye pirelli takvimini bir daha aklına gelmicek takvime bakmak.
bunama belirtileridir. bunama veya tıbbi ismiyle demansda ilk bozulan yakın hafızadır. hafızanın 3 bileşeninden(yer zaman ve kişi)ilk zaman mefhumu bozulur. hastalar ise bunu kompanze edebilmek için zamanı devamlı kontrol etme ihtiyacı duyarlar. çoğu insan en kötü olduğu konuyu önemli görüp üzerine gider.
yakın gözlükleri yakınında olmayan dedelerin birikmiş yapraklarını torunlarına okutup ömürleri boyunca 252362 defa duydukları duaları, özlü sözleri bildiklerini belli eden başlarını yukarı aşağı sallamaları eşliğinde ibret alır pozisyonuna bürünmelerine neden olan takvimlere olan meraklarıdır.
yadsınmayacak meraktır, sadece benim dedem de var biliyordum.
Her yıl, beni ilk görüşünde.
+desperatelife amcanın firma aşentiyon meşentiyon vermedi mi?
- ne aşantiyonu dede?
+ hani veriyolar ya takvim makvim?
- yok dede ben nerden bileyim.
+ amcana sor da versin, bir iki tane.
- e dede, arkan da varya büssürü,(arkadaki duvara asılı, takvimleri işaret ederek.)
+ onları nediyon sen boşver, köye götürcem ben.
7 yıl öncesinin takvimini, sayfalarını mandalla tutturarak hala kullanan bir komşu ninemiz var. adı necmiye teyze. çocuğu yada kocası yoktu. bazen bize yemek yapardı, onda kalırdık. bizi çok severdi. evinde şu tavandan asılan örme saksılıklardan vardı. 2 yıl önce öldü. nur içinde yat necmiye teyze.
neyse işte, takvim merakı sadece dedelerde olmuyor, ninelerde bu olay manyaklık derecesinde.
fotoğraf çektirirken bile kafasını takvim yaprağından kaldırmayan dededir. işte bu, benim dedemdir. ben dün bunu gördüm sözlük. dedemle fotoğraf çektirmek istedik kuzenlerle- hani olurda resimdeki biri bu dünyadan göçüp giderse * bakılır diye ama adam kameraya bakmamış.
oturma odasında 3 tane olmak üzere evin her şirin odasında mutlaka bulunmak zorundadır. Sadece büyüklere özgü bir meraktır. Diyanet işlerinin verdiği güllü budaklı takvimin o günkü yaprağını koparmadıkça rahat edemez. O takvimlerin arkasında yazılmış tekerlemeleri torununa okutur ki gelecek nesil de bir şeyler kapsın. (bkz: ooooooaaaaa dede dedeeeeee)
hemde ne merak. bir evde 6 tane yapraklı takvim bulunduruyorlar, hepsi ayrı yerlerde. sabahtan akşama kadar evde gezerken görünce koparıp hiç üşemeden arkasını okuyorlar. yapma dede, etme dede diyesiniz gelsede durmak bilmez hınzırlar.
benim de anlam veremedim bir dede merakıdır.
dede: kızım şurdaki iki takvimin yapraklarını koparır mısın ?
torun :dede kalsın ne acelesi var dizi bitsin.
dede: koparmak için yarını mı bekliyceksin? o zaman okuduklarım birbirine karışıyor evladım.