yeni yetme veletlerin ayar vermeye çalıştığı, birikimli abimiz. sen daha molekül halindeyken, belki bu abi ekmeğinin derdindeydi? iki satır bkz verip yazarlık öğretmeyin bu adama.
iftardan sonra içtiği sigaralar, gün içinde kızıp da küfredemediği haksızlıklara çakılan çiviler gibi.
başkan; bu gidişle ya kendini çivi manyağı yaparsın ya da akciğerlere eziyet. kendine dikkat et. *
tek eleştirebileceğim yönü yazdığı entry lerde ilk cümlenin tanım değil yorum olmasıdır. mesela sigara başlığına ''sigara içmek kötüdür'' cümlesi ile giriş yapar bu yazar. normalde bunu yazıp bıraksa belki haklısınız ama entry okumayı sevmeyen bu toplum, kalanını okumadan basar eksiyi ya da gelir nick altından çemkirir. oysa adamın tüm entry si tanım içeriyor. yani bütünsel bir tarz oluşturmuş. ve enteresandır tüm entry leri bilgi içerikli. taşak geçmeye entry yazdığını görmedim. belki bin de bir dir. sonra sağa sola sataşmaz, nick altı savaşlarına girmez, sözlüğe ciddi anlamda emek veren biridir. sataşılacak onca yazar var iken bu adamı bulabilmeniz de enteresan. gidin fikriye ve yalaklarına sataşın be olm. bula bula sözlüğün yaşça en büyük adamını da nereden buldunuz.
" Harcını çekiyorlardı yapının,
kara bir don, belden yukarsı çıplak.
Yıldızlarını çekiyorlardı evin omuzlarında,
pencereden görünecek dallarını, komşunun yarısını,
ağaçların arasında kaybolan yolunu,
durulacak yerlerini çekiyorlardı, bütün o noktaları,
aşkı, ki saklanırız çoğu kez sevişmek için,
köşeleri çekiyorlardı, merdiven başını,
mutfağın sofaya vuracak aydınlığını,
bir kızın ölüşünü ansızın
iki kapı arasında, yaz başlangıcı olabilir,
saksılar olabilir, hasekiküpesi, cezayirmenekşeleri,
yalnızlıkları çekiyorlardı, öpüşleri,
karşı çıkışları, susmalara karışan böğürtleni,
bir denizden uzaklara çıldırmanın sevincini,
bükük beli, koltuktakini, sofada yürüyeni,
kaynayan çaydanlığın mutfağa diktiği
o kokulu ağacı, kabuklarını döktükçe büyüyen,
semizotunu masada, maydanozu, domatesi,
kaşığa uzanmayan eli ve lokmayı boğazda düğümlenen,
doğacak oğlanı ölmeden önce
bir nisan yağmurunda avucunda güneşle.
Çay soğumasın, bu reçeli seversin sen,
orasını çekiyorlardı işte, tam orasını,
umutların ömrümüzden döküldüğü yeri
ve ev yükseliyordu yavaş yavaş kaderine doğru. "
hiç unutmuyorum Şubat ayının başıydı sanırım. ulu puan dalgası yeni yeni çıkmıştı. listenin ilk sırasında dedektif diye biri vardı, şaşırmıştım, henüz sözlüğe gireli bir ay bile olmamıştı ve 500 e yakın entry yazmış, günde ortalama 50'ye yakın entrysi vardı, biraz inceledim, entrylerini gözden geçirdim, bu adam usanmadan sıkılmadan, uzun uzun her şeye açıklık getiriyordu. bütün entrylere bakıyorum bir tane bile bakınız olmaz mı, her başlık için bir açıklama getiriyor ve girdiği karakter sayısı 700 lerin altına düşmüyordu. bu şaşkınlık silsilesi içinde olgun bir insan olduğunu kestiriyordum, ruhu genç ama yılların vermiş olduğu deneyimi her halinden belliydi. mart ayı gibi irtibata geçti benimle, yazılarımı çok beğendiğinden bahsetmişti, çok şaşırdım, taktir etmesi gereken ben iken o benle irtibata geçip beni güzel cümleleriyle onure etmişti. işte o gün başlamıştı ilk tanışmamız, daha sonra kendisiyle yüz yüze görüşme imkanımız oldu. tek kelimeyle inanılmaz bir insan, sizi sözleriyle, deneyimleriyle büyülüyor, sohbet ettikçe edesiniz geliyordu. mart ayından beri sürekli bana bu sözlüğün gerçekten sözlük işlevini yapması gerektiğinden bahsetmişti.. hakikaten de öyleydi, çok saçma sapan konular hakkında başlıklar açılıyor, işte bu abimiz alaycı bir dille o konulara bile üslubunu kibar tutarak mükemmel açıklamalar getiriyordu.. gel zaman git zaman sürekli ona diyordum, bu sözlük için hak ettiğin yer burası değil, her hafta gammaz yapanlarda birinci sırada yer alıyordu ve başarı yüzdeleri %90 lardan aşağıya düşmüyordu.. işte bu gün, tam bu gün kendisi yetkili oldu, bu sözlüğe inancımın tükendiği son zamanlarda belki bir şeyler değişebileceğine inancım yeniden olmaya başladı, hak ettiği bir şey için onu taktir etmenın gereksiz olduğunun bilincindeyim, yeni görevini en iyi şekilde yerine getireceğinden hiç şüphem yok.
saygıyla selam ederim.
mesajlardan sonra edit : meyve veren ağaç taşlanır.
sözlükte abi gibi gördüğüm adamlardan. kendisi yetkili olmuş. hayırlı olsun diliyorum. umarım bazı yetkililer gibi kıskançlık gösterip kıl kaptığı adamlara işlem yapmaz. işini hakkıyla yapar ve umarım bu yazıyı da o bahsi geçen adam okumuştur. titpini sikeyim onun ben.
sözlük için çalışan, kafa yoran, daha iyi bir yer olması için resmen mesai harcayan biriydi. yetkili olmayı hak eden değerli bir abim. kendisini kutluyorum, hayırlı olsun yeni görevi. başarılı olacağına da eminim.
yetkili olmasına çok sevindiğim değerli abimiz.
hayırlı uğurlu olsun. başarılı ve adaletli olacağına şüphemiz yok.
ayrıca ben beyaz zenci yaşım 29 ameleyim istanbuldan, haahaha tamam tamam gittim.