tam bir fıkra gibiydi diyerek başlar risitas montajlarını gösterirdim.
tünelin sonundaki ışık, ben yapmam deyip u dönüşleri, bütün yalanlara rağmen şakşaklamaya devam edenler, 10 kez seçim kaybetmesine rağmen koltuğu bırakmayan muhalefet, tarlalarını bozup isyan ettikten sonra paşa paşa iktidara oylarını veren salak sürüleri, suriyelileri ne varsa buyur gel sizin eviniz burası diye ülkeye alması, fetöyle sevgili gibi olup sonra zıtlaşıp bu durumu kendisine uymayan görüşleri temizlemek için kullanması, eh bilmemne diyerek siyaset yaptığını zannetmesi, herşey elindeyken kandırıldık demesi, kürt açılımı fiyaskosu, yerli milli vurgusu yapmasına rağmen her yerde ithalata kolaylık sağlaması, alınan vergileri arşa çıkarması, çorap giyer gibi eğitim sistemini sürekli değiştirmesi şimdilik aklıma gelenler bunlar daha neler var neler.
Sürekli türklüğe sövülürdü. Pkk'yı diriltmişlerdi. Teröristler her yerde fink atıyordu. Ekonomiyi mahvetmişlerdi. Öcalan puştuna karı yollamışlardı. Ülkenin kaynaklarını katarlılara peşkeş çekmişlerdi. Megri megri diye anırıyorlardı. Fetö'yü ülkenin başına bela etmişlerdi. Ah ah. Ne felaket dönemdi o günler...
Ahh evladım! Tarihte hep dönüm noktaları vardır. Bizim milletin de yüzdeellisinin dönüp, kalan yüzdeellisinin de mecburi yediği saplamaları yaşadığımız zamanlardı. Tarihimizde ilk kez; dur bakayım, sene kaçtı? Hah! 2014 yılıydı, kışla içinden bayrağımız indirilip, bir paçavra gibi yere atılmıştı. O gün hayatımın en galiz küfürlerini etmiştim. Açılım süreçlerinde ne aşağılanmalar yaşadı bu millet evladım. Türk'üm diyemeyen biri yönetti ülkeyi kaç sene. Osmanlı'nın son zamanı da böyleymiş a yavrum. Abdülhamit tahttan indirilince "beni indirenler arasında hiç Türk yoktu çok şükür" demiş. Nasıl olsun evladım? Devletin en üst kademelerine hep ermeni, arnavut... işte ne varsa doldurmuşlar işte. Dur! Konu bu değildi. Ne anlatıyordum. Hah! Hatırladım, hatırladım. A yavrum deyince, bir de a haber vardı. Rivayet odur ki; frank lucas takma adlı Cuhapeli de bu kanalı izleye izleye öyle olmuş garibim. Kalleş cuhape işte. Ülkemizin tüm ulvi değerlerini iğfal etti nağmertler. Sonradan AKAPE geldi de düzeltiverdi. Sene geçen sene...,
Harika bir dönemdi evladım. Adaletsizlik, israf, peşkeş, atar, gider, dönem sonunda alayımızı katara sattı ve z raporunu alıp, dükkanı komple kapattı sağolsun.
"erdoğanı falan boş ver ülkede yüz binlerce milyonlarca poğaça kafalı vardı evlat" şeklinde hikayelere konu olacaktır. erdoğan doğasının gereğini yapıyor ama asıl bomba onun yaptığı her şeyi alkışlayıp hala ona destek veren bu insanlar. kafaları poğaça gibi ekmek gibi olmuş yumuş yumuş böyle sırf karbonhidrat..
Dört bir yandan gavurlar saldırıyordu evladım. Hem icerde hem dışarda buna rağmen 30 yil iktidarda kaldı cunku millet arkasındaydı diye başlayacak hikayedir.
ahhh ahhh evladım.
o dönem öyle bir dönemdi ki, anlatmaya geceler yetmez.
hangi birini anlatayım kuzucum?
sene 2004'tü. gündüz vakti sokaklardan çatara patara sesler gelmeye başladı.
bir de baktık havayi fişek atıyorlar.
"ne oldu ya, düğün falan mı var" derken meğer avrupa birliğine girmişiz, onun kutlamasını yapıyorlarmış.
"-peki avrupa birliğine mi girdiniz dede?"
yok be kuzucuğum. ne avrupası, ne birliği...giren çıkan bize girmişti yine...
neyse dur bak, burası daha heyecanlı, sözümü kesme.
fethullah diye bir adam vardı, ilkokul mezunu.
buna inanan milyonlarca kişi vardı. bunlar ülkenin her yerini ele geçirmişti, öyle ki ne istdilerse veriyorlardı bunlara.
sonra bu fethullahçılar gündüz vakti darbe yapmaya kalkıştı. tankların egzozuna atlet tıkayıp darbeyi durdurduklarını söylediler.
sonra çokomelli damat vardı bir tane.
4 sene bakanlık yaptı, ülkeyi batırdı, dolar 8.5 lira oldu ve instagram'dan istifa etti.
"instagramdan mı? hahahah, olur mu ya dede öyle şey, amma sıkıyorsun ha?"
yok evladım vallah, billahi bak instagramdan istifa etti. zaten bu hani darbe vardı ya az evvel anlattığım, o darbeyi de facetime'den duyurmuştu akp genel başkanı.
"ya dede nasıl bir devirmiş o, facetime, instagram falan..."
ah ah hiç sorma evladım. hatta içişleri bakanı da twitterden istifa etmişti, sonra onun istifasını da twitterden durdurdular...
he bir de kendini dünya lideri falan sanıyordu bu akp genel başkanı. buna inananlar da almanya'nın bizi kıskandığına, doları dış güçlerin arttırdığına inanıyorlardı...
sonra günlerden bir gün çin'de bir virüs ortaya çıktı. herkes panikledi.
ama bütün dünya virüse karşı önlemler alıyordu. işyerleri kapatılıyor, insanlar evde kalıyordu.
bizimkiler maske satışını yasakladılar, maskeyi biz dağıtacağız dediler, dağıtamadılar tabi. millet aç kaldı, işsiz kaldı. sonra bir baktık ki ihtiyat akçesini bile yemişler.
almanya, fransa, kanada, ingiltere halkına para dağıtırken, bizimkiler halka iban numarası verip para istediler.
"ahahahaha inanmıyorum ya dede, bunları yaşamış olamazsınız..."
yaşadık evladım yaşadık...
daha neler neler yaşadık.
he işte o virüs çin'de ortaya çıkmıştı ya, bizimkiler gidip çin'den aşı aldılar.
dünyadaki tüm ülkeler farklı aşılar alırken bunlar gidip çin aşısı aldılar.
ya evladım işte böyle...
bir de aktroller vardı tabi.
"aktroll nedir dede? canavar mı?"
yok evladım, canavarların bile bir vicdanı, namusu olur. bunlar öyle yaratıklardı ki ne namusları, ne vicdanları, ne de beyinleri vardı. bunların başındaki adam 4 ayrı yerden maaş alır, 1 yerden de huzur hakkı alırdı.
"ya dede, bir de dinazor heykelleri varmış, onu da anlatsana..."
ha onlar mı? ah onları yapan çok namussuz bir adamdı. hatta diyebilirim ki dünyanın en pişkin, en onursuz, haysiyetsiz insanıydı...
çok şükür ki şimdi hapiste işte daha 1280 senesi var çıkmasına...
